Deprem bölgesinde su krizi sürüyor: Şebeke suyunda koliform bakteri tespit edildi

Deprem bölgesinde su krizi sürüyor: Şebeke suyunda koliform bakteri tespit edildi
İçişleri Bakanı Soylu'nun bir kez daha vatandaşlardan kahvaltılık talep ettiği deprem bölgesinde atık yönetimi ve su temini konusunda ciddi sorunlar yaşanıyor. Bölgede yapılan incelemelerde şebeke suyunda önemli miktarda koliform bakteri olduğu belirlendi.

TKP''nin kurduğu Deprem Takip Merkezi’nin, çevre ve halk sağlığı sorunlarını araştırmak üzere deprem bölgesine gönderdiği çevre mühendislerinden oluşan teknik keşif heyeti, atık yönetimi ve su teminine ilişkin raporunu yayımladı.

soL’dan Can Kuyumcuoğlu’nun haberine göre; raporda, özellikle Osmaniye’de halkın talebi üzerine alınan su numunelerinin incelenmesi sonucunda şebeke suyunda önemli miktarda koliform bakteri olduğu belirlenmesi dikkat çekti. Dayanışma için bulundukları Osmaniye’de gözaltına alınan TKP üyelerine ''Şebeke suyu pis diyormuşsunuz'' suçlaması yöneltilmişti.

Deprem bölgesinde bilimsel, çevre ve halk sağlığı standartlarına uygun olmasına çaba gösterilen bir atık yönetimi olmadığına dikkat çekilen raporda, enkaz kaldırma sırasında çalışanlar için temel güvenlik ve sağlık önlemleri göz ardı edildiği vurgulandı.

Raporda, ayrıca bölgede tüketilen bütün suların içme ve kullanım suyuna uygun olmadığı, kullanılması durumunda insan ve diğer canlılarda ölümle sonuçlanabilecek birçok hastalık riskinin bulunduğu belirtildi.

Rapora ilişkin konuşan Deprem Takip Merkezi’nden çevre mühendisi ve TKP’nin İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Ömür Yaşayan, atıkların geçici olarak depolandığı alanlar sulak alanlara, tarım alanlarına ve orman arazilerine oldukça yakın mesafede olduğunu belirtti. Bu durumun içme ve kullanma suyu kaynaklarını kirlenmesine, tarımda kullanılan suların kullanılamaz hale gelmesine, sucul ekosistemin yok olmasına, tarım ve orman alanlarına kalıcı zararlara yol açacağını vurguladı.

Hükümetin bu süreçte bir afet yönetim planı bulunmadığı gibi deprem afeti sonucunda oluşacak enkazın kaldırılmasına ilişkin de bir öngörüsü bulunmadığını belirten Yaşayan, "İnşaat ve yıkıntı atıklarının geçici depolanacağı alanların önceden belirlenmiş olması gerekirken, deprem sonrasında aceleyle seçildiği görülebiliyor. Bununla birlikte, enkaz kaldırma ve taşıma faaliyetleri sırasında sulama işleminin yapılmadığını ve halk tahliyesinin gerçekleştirilmediğini tespit ettik. Bu süreçte oluşan toz ve tozla birlikte taşınan kirleticiler insan ve canlı sağlığını olumsuz etkiliyor." dedi.

Çadırkentlerin enkazlara oldukça yakın olduğunu da belirten Yaşayan, "Enkazlarda tozun yayılımını önlemek için herhangi bir sulama çalışması yapılmaması, hemen hiç kimsenin kişisel koruyucu donanım kullanmaması, çadırkentlerde kalanların sağlığını ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Atıkların geçici olarak depolanacağı alanların depremin üzerinden onlarca gün geçmesine rağmen halk ile paylaşılmamasının da kaçak inşaat ve yıkıntı atığı dökümüne ortam hazırladığına dikkat çekmek gerek." ifadelerini kullandı.

ŞEBEKE SUYUNDA ÖNEMLİ MİKTARDA MİKROBİYOLOJİK KİRLENME OLDUĞU TESPİT EDİLDİ

Depremin üzerinden 50 günden fazla süre geçmesine karşın bölgede sağlıklı suya erişim en büyük ihtiyaç olarak çözüm beklediğinin altını çizen Yaşayan, yıkımın yaşandığı şehirlerden Osmaniye''de yaşananları hatırlatarak "Yerleşim alanlarından şebekeden alınan su numunelerinde yapılan analizleri inceledik. Burada gözaltına alınan TKP üyelerine ''Şebeke suyu pis diyormuşsunuz'' suçlaması yöneltilmişti. Buradaki incelemelerde, Tat ve Koku yapan maddelerde standart değerlerin üstünde sınırda olduğu görüldü. Ayrıca şebeke suyunda önemli miktarda mikrobiyolojik kirlenme olduğu (Koliform bakteri) analizlerde tespit edildi." dedi.

"Koliform bakteri nedeni, su kaynağının atık sular ile temas etmesi ya da  kirleticilerin  suya karışması olasılığı." diyen yaşayan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kirleticileri besin maddesi olarak kullanan Koliform bakteriler bu ortamda çoğalmıştır.

Koliform bakteri tespit edilen noktada bulunan içme ve kullanma suyu olarak kullanılmamalı. Bu noktalardaki su içilmemeli, yemek yapılmamalı, bulaşık yıkanmamalı ve duş almak için kullanılmamalı. Kullanılması durumunda insanlarda ishal vb. birçok hastalığa neden olabilir, salgın hastalıklara yol açabilir.

İnsanlar tarafından tüketilen bütün sular organik maddeler ile kirlenmiş ve koliform bakteri içeriyor. Sular, içme ve kullanım suyuna uygun değil. Bu suların kullanılması sonucu insan ve diğer canlılarda ölümle sonuçlanabilecek birçok hastalık riski bulunmakta.

Halk, bölgede su ihtiyacını, dayanışma ve kendi olanakları ile kendisi karşılamaya çalışıyor.

Sağlıklı suya erişim koşulları kamu su yönetimleri tarafından sağlanmalı, halk kendi kaderine terk edilmemeli."