Eğitimde yoğun dinsel istismar

Eğitimde yoğun dinsel istismar

"Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum" adlı ÇEDES Projesi her ne kadar büyük tepki çektiyse de okullarda "manevi danışmanlar" İslami eğitim vermeye devam ediyor.

Diyanet, Millî Eğitim ve Gençlik ve Spor Bakanlığının ortak projesi ile pedagojik formasyonu bulunmayan imam ve vaizler "dini eğitim" veriyor.

Cami ve Kur'an Kursları da bu projenin parçası olarak kullanılıyor.

AKP iktidarı tepkileri umursamıyor, muhalefet partileri ise açıklamalar ile projeye sözde eleştiri getiriyor.

Anayasanın “laik” devlet ilkesi açıkça çiğneniyor.

Muhalefet sözde karşı çıkıp ÇEDES’i unutunca AKP iktidarının, “Kız- erkek ayrı okullara” diye gerçek kafa yapısını ortaya koyan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin “İslami Eğitim” için yeni bir adım daha attı.

Millî Eğitim Bakanlığının, “Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” içeriğinde yaptığı değişiklik 14 Ekim’de Resmi Gazetede şöyle yayınlandı.

  • “MADDE 32- Aynı Yönetmeliğin 81 inci maddesinin birinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve altıncı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

(6) Okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumları ile yatılı bölge ortaokullarının pansiyon kısımlarında ibadet ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla doğal aydınlatmalı uygun mekânda mescit açılır.”

Anayasanın “laik” devlet ilkesi umursanmıyor.

İlk ve Orta eğitim yapan okullara Mescit açılması sağlanıyor.

Göreceksiniz kısa süre sonra tüm okullarda yaygınlaştırılır.

Diyeceksiniz ki; Türkiye Cumhuriyeti Devletinde anayasa mı kaldı?

Çok haklısınız.

Anayasal meşruiyeti olmayan seçilmiş cumhurbaşkanının olduğu Türkiye’de anayasanın varlığından artık asla söz edilemez.

MEB’in yönetmelik değişikliği akıllara zarar şöyle bir hüküm daha getiriyor:

  • “c) Ortaokul ve imam-hatip ortaokuluna kaydı yapılan öğrencilerin şubeleri kura yöntemi ile e-Okul sistemi üzerinden Bakanlıkça belirlenir. Bu okullarda şube değişikliği, velinin yazılı talebi üzerine rehberlik servisinin hazırlayacağı gerekçeli görüş raporu alınarak okul yönetimince o ders yılı içinde bir defaya mahsus olmak üzere yapılabilir.”

Hangi çocuğun hangi sınıfta okuyacağı kura sonucu bakanlık belirleyecek.

Neden? Gerekçesi yok.

Öğrenci velilerinin itirazları da yokuşa sürülüyor.

Değerli okurlarım,

Adalet ve Kalkınma Partisi- AK Parti ya da AKP hükümlü bir partidir.

2008 yılında Anayasa Mahkemesi, “Laiklik karşıtı odak” olduğu gerekçesi ile bu partiyi mahkum etti.

O günden bu güne AKP iktidarı her türlü dinci uygulamalara ağırlık veriyor.

Diyanet eğitimi okullarda giderek yaygınlaşıyor

Laiklik ilkesini yerle bir ediyor.

Devlet Bahçeli ve MHP’liler bu gidişatı neden görmezden geliyor?

AKP ve MHP’nin hedefi nedir?

Eğitimde yoğun dinsel istismar engellenemeyecek mi?

100. yılımızda laik Cumhuriyet mi, İslam Cumhuriyeti mi?

Ülkemizde Atatürk ilke ve devrimlerini savunacak tek bir parti kalmadı mı?

Yazarın Diğer Yazıları