Ekonomiyi batırdık diplomasiden kazanın!

Ekonomiyi batırdık diplomasiden kazanın!

Dünya liderimiz atakta... Baş döndürücü bir diplomasi trafiğini idare ediyor. Reis Beyimiz sıradan bir iş yapmaz.

Öyle bir performans ki, kendileri kaale almak istemeyen Joe bile telefonla aradı, Rusya''nın Ukrayna''ya saldırısında gösterdiği diplomasi çabasını övdü.

Dünya liderimiz, ekonomiyi batırdık, diplomasi performansıyla açığımızı kapatalım, diyordur zahir!

Önceki gün baş döndürücü bir telefon trafiği vardı. Japonya Başbakanı Kishida, Macaristan Başbakanı Orban ve Slovenya Cumhurbaşkanı Pahor ile telefonda görüştü.

Rusya diktatörü Putin ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski''yle görüşmesi vaka-i âdiyeden.

Bu performansın Reis Beyimize üç puan getirdiğini, Metropoll araştırma şirketi yöneticisi Özer Sencar bile söylüyor. Bir de Putin''le Zelenski''yi İstanbul veya Ankara''da buluşturursak Saray bey''atçılarının keyfine değme gitsin!

Yabancı dil bilmemesi de bir avantaj. Görüşmeleri tercüme ediliyor. İnsanın ağzından istenmeyen sözler çıkabiliyor. Görüşmede söyleyeceğin sözleri yazılı metinden de okuyamazsın. O an cevap vereceksin. Görüşme sırasında birkaç başdanışmanı, sözcüsü bulunuyordur. Anında müdahale ederler, mütercimin önüne hemen bir kâğıt uzatırlar.

Elektrik, ambulans, buzdolabı bizim zamanımızda geldi demiş, insanları bayağı şaşırtmıştı.

Arkadaşlar bizim üniversite grubunda bir video paylaştılar. Reis Beyimiz "İlk opera binasını da biz yaptık." diyor. (Ankara''da Cebeci-Dikimevi''nde Opera binası 1948 yılında açılmıştı. Bu binanın ardında resmî adı "Atatürk Öğrenci Yurdu" olan Site Yurdu var. Talebeliğimizde biz her gün opera binasının önünde geçer yurdumuza giderdik. Arkadaşımız, bir de not düşmüş: "2.  Ecevit vakasıyla karşı karşıya mıyız?" Ne demek istediğini anladım!)

Arkadaşlar grupta bir de tuzluk paylaşmışlar. Kilden yapılmış tuzluk fotoğrafı üstünde şu not yazılıydı: "Bu tuzluk tam 8 bin yıllık. Çatalhöyük''te çıkarılıp Konya müzesine kondu. Yarın bir gün bizden önce tuzluk yoktu derlerse, delil olarak göstermek için paylaşıyorum..."

Bu ironi sizi düşündürüyor değil mi? Aksayan bir şeyler var. O kadar söyleyeyim.

Biz böyle düşünüyoruz ama her yeniliğin kendi zamanında olduğunu beyinlere kazımak bir "liderlik" özelliği olsa gerek. Mutlaka inananlar vardır. İnanmasalar oyları hâlâ yüzde 30''larda gezer mi?!

Liderlik üzerine "Alparslan Türkeş ve Liderlik" kitabımızda uzun bir bahis açtım.

Liderliğin bir özelliğinden bahsedeceğim: Risk alma. Risk almaya bir örnek İzhak Rabin gösterilir. Kitabımızdan aktarıyorum:

"Filistin''le barışı göze alan bir lider, ölümü de göze almış demektir. Yahudiler son derece fanatiktir. Arz-ı mev''ûd''a kavuşabilmek için 2000 yıl hayal kuran ve bu yolda neredeyse fikren ve iktisaden dünyaya hâkim olan Musevîlerin, ''kazanılmış'' toprakları geri vermelerini kimse bekleyemezdi. Ama aynı topraklarda başka dinden ve milliyetten olan insanlar da yaşıyordu ve onlar kendi topraklarının gasp edildiğini belirterek ''intifada''yı şiddetlendiriyorlardı. Bunun için kalıcı bir barış gerekiyordu. Barış için iki tarafın rızası şarttı. Topraklarında mülteci durumuna düşürülmüş Filistinlilere de bir şey vermezseniz bu barış mümkün olmayacaktı. Yahudilerin içinde bunu göze alabilecek bir lider çıkmıştır; o da İzhak Rabin''dir. Rabin, ''liderliğinin'' bedelini hayatıyla ödemiştir. 4 Kasım 1995''te, Tel Aviv''de, bir barış mitinginden dönüşünde arabasına binerken Ygal Amir adlı bir İsrailli genç tarafından vurulmuştur."

Hakkını teslim etmeliyiz. R. T. Erdoğan 15 Temmuz 2016''da darbeye teşebbüs edenlere karşı halkı sokağa çağırarak risk almış, ailesini uçağa bindirip her an bombalanacağını bilerek İstanbul''a hareket etmiştir.

Bakalım zaman ne gösterecek?

Yazarın Diğer Yazıları