Erdoğan: LGBT denilen olay, bizim kitabımızda yok. Fakat CHP'nin kitabında var mı? Var.

Erdoğan: LGBT denilen olay, bizim kitabımızda yok. Fakat CHP'nin kitabında var mı? Var.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “ LGBT denilen olay, bizim kitabımızda yok. Fakat CHP'nin kitabında var mı? Var. Diğer yavru muhalefetin kitabında var mı? Var. Onlarla beraber yürüyorlar mı? Yürüyorlar. Bizim böyle bir şeye ihtiyacımız yok” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da düzenlenen Kadın Emeği zirvesinde konuştu. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Bir fikri olan, çalışan, üreten, yaşamak için olduğu kadar yaşatmak için de emek veren her kadının yanındayız diyerek başlattığımız programın bir kez daha ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Arkadaşlarımız, proje kapsamında ülkemizin dört bir yanında iş kurmak, işini geliştirmek, meslek edinmek isteyen 45 binden fazla kadınımızla bir araya gelerek onlara moral verdi, yol gösterdi, destek oldu. Bu çerçevede yapılan toplantılarda öyle hikâyeler ortaya çıktı ki insanımızın, özellikle de kadınlarımızın azmine, gayretine, kararlılığına hayran olmamak elde değil. Kadınlarımızın ülkemizin demokrasi ve kalkınma atılımlarının hepsinde olduğu gibi son 20 yılda hayata geçirdiğimiz reformların tamamında emeği vardır. İnşallah Türkiye Yüzyılı''nı da sizlerle birlikte kuracağız.

MÜJDE VERMEK İSTİYORUM

Bizim malum 5 temel ilkemiz var; yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yol ile büyüme. Bunun için kadınlarımıza daha fazla destek vermekte kararlıyız. Girişimcilik destekleri ve kırsal kalkınma hibeleri gibi programların önemli bir bölümünü kadınlarımızın kullandığını görmekten memnuniyet duyuyoruz.

Kadınlarımız başta olmak üzere reel sektörümüze müjde vermek istiyorum. Hazine destekli kefalet desteğiyle firmalara tahsis edilen kredilerin 200 milyar liralık kaynakla daha etkin kullanımını sağlayacak yeni bir adım attık. Özellikle fatura iptallerinden kaynaklanan sorunları çözecek yöntemleri de devreye alarak sistemin etkinliğini artırıyoruz. Yeterli teminata sahip olmayan ama kredibilitesi yüksek firmalarımıza en az yüzde 75 oranında hazine destekli kefalet sağlıyoruz.

Elbette kadınlarımızı da unutmadık. Bu kapsamda kadın girişimcilerimize ve kadın kooperatiflerimize de 2 milyar liralık kefalet paketi tahsis ettik. İşletmeden projeye, enerjiden teknolojiye, dijital dönüşümden konuta kadar geniş bir yelpazeye yayılan yeni destek paketimizin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Hazine ve Maliye Bakanlığımızın öncülüğünde uyguladığımız Türkiye Ekonomi Modeli’ni sürekli yeni adımlar ve açılımlarla güçlendirmeyi sürdürüyoruz. Görüldüğü gibi, kadınlarımıza her alanda pozitif ayrımcılık yaparak onların enerjilerini ve emeklerini hayalleriyle buluşturmaya da özel önem veriyoruz.

TÜRKİYE''NİN SİYASİ HAREKETLERİ İÇİNDE KADIN KOLLARI BİZİM GİBİ GÜÇLÜ OLAN BİR PARTİ YOK

İnsanoğlunun yarısını oluşturan kadınları dışlayan, yok sayan bir toplum potansiyelinin ve gücünün yarısından vazgeçmiş demektir. Türkiye olarak bizim böyle lüksümüz de, böyle bir kısır düşüncemiz de olamaz. Bizim erkeğiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla, engellisiyle her bir vatandaşımızın enerjisine, üretkenliğine, katkısına birikimine ihtiyacımız var. Bu inançla AK Parti''yi kurarken, toplumun istisnasız tüm kesimlerine ulaşacak bir teşkilatlanma yapısı oluşturduk. Bugün Türkiye''nin siyasi hareketleri içerisinde kadın kollarının bizim gibi güçlü olan bir parti yok.Gerek ana kademesiyle, gerek kadın kollarıyla, gerek gençlik kollarıyla en güçlü parti biziz. Nasıl oldu bu? Yüzde 17.4''e AK Parti iktidarlarıyla geldik. Konuşuyorlar. Sorun şimdi muhalefete, sizin kadın milletvekili sayınız kaç? Kadın üyeniz ne kadar? Göreceksiniz ki hepsi patır patır dökülüyor. Böyle bir dertleri de yok zaten. Bizim derdimiz var. Çünkü biliyoruz ki kadının yer almadığı bir siyasi hareket yok olmaya mahkumdur. 2022''deki siyasi faaliyetlerimizin neredeyse yarısı kadın ve gençlik kollarımızın programlarıdır.

KİMLERİN KADIN HAKLARININ İSTİSMARCISI OLDUĞU BU SÜREÇTE BİR KEZ DAHA BELLİ OLACAKTIR

Geçmişte ülkemizde sözde modernlik ilericilik, çağdaşlık iddiasıyla kadınlarımızı inançlarından, kıyafetlerinden, esasen de doğrudan doğruya cinsiyetlerinden dolayı dışlayan bir zihniyetin biz bu ülkede nobranlıklarına şahit olduk. Türkiye''nin artık hatırlamak istemediği karanlık günlerini AK Parti''nin demokrasi reformları sayesinde hamdolsun geride bıraktık.

Geçtiğimiz aylarda bir gece yarısı videosuyla yeniden gündeme getirilen baş örtüsüyle ilgili yasal düzenleme teklifi hepimize yeniden o günleri hatırlattı. Üstelik bu tartışma vesilesiyle gördük ki birileri hala o karanlık dönemin özlemiyle yanıp tutuşuyor. Biz de madem öyle dedik, temel hak ve özgürlüklerin bu tür düzenlemelere konu edilemeyeceği inancımıza rağmen meseleyi yüreğiniz sıkıyorsa gelin anayasal düzeyde kalıcı olarak çözecek bir teklifte bulunduk. Anayasa değişikliği genel kurulda 3''te 2 çoğunluk gerektirdiği için teklifimizi önce grubu bulunan partilere götürdük. Onlardan geri dönüş alamadığımız teklifimizi Cumhur İttifakı milletvekillerinin imzalarıyla Meclis''e sunduk. Şimdi Meclis''teki komisyon ve genel kurul süreçlerini bekliyoruz. Kimlerin kadın haklarının istismarcısı olduğu, kimlerin de kadınların haklarına samimiyetle sahip çıktığı bu süreçte bir kez daha belli olacaktır.

6 YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUĞUNUN İSTİSMARI: NE İNSANİ NE DE İSLAMİ OLARAK ASLA KABUL EDİLEMEZ

Bu süreçte yeni bir istismar konusu ortaya atılmış, uzunca süredir takibi yapılmış bir husus bir anda ülkenin gündeminde öne çıkarılmıştır. Biz, hiçbir zaman kız evladımızın fiziki ve ruhi olgunluğa erişmeden, hukuki olarak reşit hale gelmeden evlendirilmesini tasvip etmedik, tasvip etmiyoruz. Kendi aile hayatımızda da bunun bir örneği yok. Böyle davrandık. Hele hele çocuk yaşta cinsel istismar, ne İslami ne insani olarak asla kabul edilebilecek bir davranış değildir. Gündeme gelen hadise konusunda da en başından itibaren tüm kurumlarımız gerekli takipleri yapmış, gerek süreçleri hassasiyetle işletmiştir. Ülkemizde küçük yaşta evlilikle ilgili sıkıntılar maalesef eskiden beri yaşanıyor. Son dönemde her alanda olduğu gibi bu hususta da çok istisnai örnekler dışında sorun önemli ölçüde çözülmüştür. Sosyal medya başta olmak üzere internet mecralarının televizyonlardaki kimi programların etkisiyle çocuk yaştaki evlatlarımızın görünüşlerinden diğer insanlarla ilişkilerine kadar her alanda ciddi savrulmalar yaşadıklarına şahit oluyoruz. Üstelik bu sancılı durum sadece İstanbul gibi büyükşehirlerimizde sınırlı kalmayıp ülkemizin her köşesine yayılıyor.

KANDİL''İN HESABINI BUGÜNE KADAR SORDUNUZ MU?

Çocuk gelin, sorununu çözen Türkiye, çocukların daha büyük felaketlerin kucağına itildiği bir başka tehditle karşı karşıyadır. Buradan muhalefetin geneline sesleniyorum. Kandil''in hesabını bugüne kadar sordunuz mu? Diyarbakır Anneleri acaba hangi partinin kapısında gözü yaşlı olarak bunca süredir ağlıyor ve gözü yaşlı olarak birine lanetler okuyorlar. Kandil''de 10,11,12,13,14,15 yaşındaki o kız çocuklarımızı kaçıranlar kimler? Sizin dirsek dirseğe yürüdüğünüz, seçimlere beraber girmeyi düşündüğünüz partinin mensupları değil mi? PKK''nın parlamentodaki uzantıları değil mi? Bay Kemal, senin bunlara bugüne kadar söyleyecek bir sözün oldu mu? Bir kere, vicdansızlık yapma da git de Diyarbakır Anneleri''ne ''geçmiş olsun'' de. Diyemez, dediği anda seçim ortağını kaybeder. Bunu biliyor. Meclis kürsüsünden devamlı bir malum partiden milletvekili ''biz olmasaydık siz şu an parlamentoda olmayacaktınız'' diye onlara meydan okuyor. Çünkü Kandil''den sinyali alıyor. Kandil''dekiler ne diyor? Sayın Kılıçdaroğlu''na methiyeler düzüyor. Onların methiyesiyle yürüyorlar. Ankara''dan İstanbul''a onlarla beraber yürüdün. Önce sen oradaki bütün hasarı bir gider. Ondan sonra konuş.

SİCİL DOSYALARINIZ ELİMİZDE

Münferit bir hadise üzerinden milletimizin inancına saldıranlar, vakıf ve derneklerimize alçakça iftira atanlar çıkardıkları gürültü ile gerideki bu vahim tabloyu gizlemeye çalışmaktadır. Bu kesimlerin terör örgütlerinin istismar ettiği çocuklarla ilgili tek kelime ettiğini duymadım. Bunların taciz ve tecavüz iddialarının ayyuka çıktığı, bunların hesabını verdiniz mi ya.. Bakıyorsunuz belde başkanı tecavüzde bulunmuş. Aile Bakanım hepsini belgeleriyle anlattı. Hepsi sicil dosyanızda var. Bunları gayet iyi biliyor, yakından da takip ediyoruz. Sicil dosyalarınız elimizde. Seçime kadar da bunları meydanlarda anlatacağız. Sosyal medya mecralarındaki rezaletleri bunların dile getirdikleri vaki mi? Değil.

LGBT DENİLEN OLAY, BİZİM KİTABIMIZDA YOK

Ne kız çocuklarımızın istismarına izin vereceğiz ne de milletimizin rencide edilmesine göz yumacağız. Çocukların sorunlarıyla ilgilenenlerin asıl üzerinde durmaları ve çözüm aramaları gereken mesele, evlatlarımızı tehdit eden sapkın akımlardır. LGBT denilen olay, bizim kitabımızda yok. Fakat CHP''nin kitabında var mı? Var. Diğer yavru muhalefetin kitabında var mı? Var. Onlarla beraber yürüyorlar mı? Yürüyorlar. Bizim böyle bir şeye ihtiyacımız yok. İnşallah önümüzdeki dönem bakanlıklarımızla, STK''larımızla bu büyük tehlikelere karşı daha müteyakkız şekilde mücadele edeceğiz.

HADİ SIKIYORSA ŞİMDİDE HAD BİLDİRİN BAKALIM

Birilerinin gündemi farklı olsa da aile kurumunun temel direği olan kadınlarının siyasetteki etkinliklerinin arttığı bir gerçektir. Güçlü aile olmadan güçlü bir millet olmaz. Meclis''e giren bir başörtülü milletvekiline bunların eski yöneticileri ne demişti? ''Bu kadına haddini bildirin.'' Parlamentoya milletin oylarıyla seçilen başörtülü bir kadına haddini bildirin ne demek ya... Ey CHP siz onların devamısınız. Hadi sıkıyorsa şimdide had bildirin bakalım. Hala utanmadan sıkılmadan konuşuyorlar ya... Sanki farklı ülkede yaşıyormuş gibi kızımı İstanbul''daki okuldan alıp Türkiye''nin farklı bir iline adeta kaçırmak zorunda kaldım. Bu çileleri biz yaşadık. Bay Kemal sen yaşamadın.

İlgili Haberler