​​​​​​​"Ergenekon" ile 15 Temmuz tek yumurta ikizi miymiş yani!

Vaktiyle "FETÖ" kumpaslarının baş kalemşorlarından olan, sonradan AK Parti'den milletvekili yapılan, şu aralar da bulduğu her fırsatta "FETÖ'yle mücadele"nin bir nevi "tiyatro" olduğu imasında bulunan zat, "Ergenekon"un bir kısmının "kumpas" olduğunu, bir kısmının ise "gerçek" olduğunu savunuyor.

Ölçü ne?

Sanıkların, meşhur "AK Parti Kapatma Davası" sürecine olan muhtemel etki dereceleri!

"Ergenekon operasyonu olmasaydı" demiyor, "Hurşit Tolon ve Şener Eruygur'un gözaltına alındığı 1 Temmuz 2008 tarihli Ergenekon operasyonu olmasaydı" diyor mesela; "AK Parti'nin hâlâ var olabilmesini" Ergenekon'un o tarihli dalgasına bağlıyor.

***

"Kumpas" dediğimiz kavram meşruiyetini, mağdur/sanıkların AK Parti'ye dair siyasi mülahazalarından alacaksa… "Ergenekon"un;

- "AK Parti'ye destek" çağrılarıyla gündeme gelen Sedat Peker'in yargılanmasıyla ilgili kısmı "kumpas", CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin yargılanmasıyla ilgili kısım hakka, hukuka uygun mu sayılacak?

- Cumhur İttifakı'nın ortağı olan MHP'nin birçok yöneticisinin samimi pozlar verdiği Ali Yasak'ın yargılanmasıyla ilgili kısım "kumpas", CHP Milletvekili Tuncay Özkan'ın yargılandığı kısım hakka, hukuka, uygun mu sayılacak?

- Peki ya, Kuddusi Okkır'ın ölüme tahliye edildiği kısmı ne olacak?

- Ya, kendisi CHP'den milletvekili seçilen ama oğlu da ezelden beridir MHP'li olan Mehmet Haberal'ın yargılandığı kısım?

- Ya, tutuklanmasına bizatihi Erdoğan'ın eleştiri getirdiği İlker Bağbuğ'un yargılandığı kısım?

***

Beş benzemez durumundaki sanıkların adlarından, sıfatlarından, ideolojik, siyasi, dini tercihlerinden, yaşam tarzlarından, hatta onlara atfedilen suçlardan bağımsız olarak, "tanıkların dinlenmediği", "sanıkların savunma hakkının kısıtlandığı", "yedek hakimin CMKY'ya aykırı şekilde müzakereye katıldığı, "dava açıldıktan sonra ortaya çıkan olaylar için de hüküm kurulduğu" ve onlarca benzeri gerekçeyle "usul" yönünden bozulmuş, yani "hukuksuzluk"tan ibaret olduğu "hukuken" tescil edilmiş bir davayla ilgili edilecek laf mı bu?

***

İşin tevillik tarafı olmayan "zırva" kısmından daha önemlisi:

AK Parti, varlığını, iddia edildiği gibi, bir FETÖ kumpası olan "Ergenekon" sayesinde sürdürebildiyse…

Başkanlık Sistemi, varlığını, iddia edildiği gibi, bir FETÖ darbesi saydığımız "15 Temmuz" sayesinde oluşturabildiyse…

Failleri ve hizmet ettiği sonuçlar açısından, "Ergenekon" ile "15 Temmuz" arasındaki benzerlik fazla garip değil mi?

***

Ha bir de, aklıma gelmişken…

CHP Genel Başkanı'nın neredeyse "FETÖ'cü" ilan edilmesine yol açan şu "tiyatro" söylemini benimsemiyor muydu, bazı "15 Temmuz kahramanları(!)"nın o geceki performansları için "iyi oyunculuk" filan demiyor muydu bu "abi" de?

"Tiyatro"ysa neden Kemal Kılıçdaroğlu'na demediğinizi bırakmadınız?

Değilse, neden/nasıl yeniden "makbul" olabildi bu "abi" birden bire?

Dikkat "sevinç" çıkabilir

Olay İstanbul'da, Ümraniye'de yaşanıyor:

Kızıyla telefonda konuşan kadının, bir anda sesi kesiliyor. Evinin kapısı kırılan kadın, kalbi ve solunumu durmuş halde bulunuyor. Doktor olan yakını resüsitasyona başlıyor. 112 aranıyor; gelen ambulansla, kadının acilen en yakın sağlık merkezine ulaştırılması gereken yolculuğu başlıyor. Bu esnada doktor kalp masajı ve suni solunuma devam ediyor.

Saliselerin önem arz ettiği anlarda ambulans birden duruyor; ilerleyemiyor. Doktor camdan dışarı baktığında, sokağın asker eğlencesi dolayısıyla kapatıldığını görüyor. Hastanın hayata döndürülmesi ve hayatta tutulması mücadelesini, ambulanstaki görevlilere emanet edip, dışarıdakilere yolu açmaları çağrısında bulunuyor. Aldığı cevap: Diğer sokaktan git!

Doktorla grup arasında şiddetli bir tartışma başlıyor. Yol, kavga dövüş açıldıktan sonra birkaç dakika içinde hastaneye ulaşılıyor. Ancak bütün müdahalelere rağmen hasta kurtarılamıyor.

Bana olayı nakleden kişi, kaybedilen hastanın yakını da olan o doktor. Bu trajik hikayeden, gençlerin, kutsal saydığımız vatan görevleri öncesindeki duygu dünyalarını itibarsızlaştırdığımıza dönük bir anlam çıkarmak için hazırda bekleyenler varsa belirteyim; Milliyetçi Hekimler Derneği üyesi kendisi. Yani en az sizin kadar önemsiyor, benimsiyordur askerliği.

Kaldı ki, mesele "asker eğlencesi" değil, düğün alayı da olabilirdi, şampiyonluk kutlaması da nedeni… Mesele haklı sevinçleri, gururları, coşkuları, heyecanları, başkalarının haklarını gasp ederek , başkalarının haklarını gasp etmeyi hak sayarak yaşama biçimi…

"İnsan" dediğin, ülkesini, yol ağızlarına, kavşaklara, virajlara "Dikkat sevinç çıkabilir" tabelaları asacak hale getirmeden de becerebilir/becerebilmeli sevinmeyi!

 

Yazarın Diğer Yazıları