Resmi Gazete'de Recep Bey’in imzasıyla yayımlanan karara göre Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve yerine, Dışişleri Bakan Yardımcısı Burhanettin Duran getirildi.
Fahrettin Altun'un yeni görevi ise Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu (TİHEK) başkanlığı oldu.
Fahrettin Bey için bu elbette bir tenzili rütbe ile kızak göreve atanmak...
Ayrıca Liberal Demokrat Parti Eski Genel Başkanı Cem Toker bu atamayı “İsviçre Denizcilik Bakanlığı gibi bir yer olmalı….” diye tiye almış ki bende kendisine hak veriyorum...
Türkiye’de Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu (TİHEK) başkanlığına atanmak gerçekten de İsviçre’de Denizcilik Bakanlığına atanmak kadar anlamsız ve işlevsiz bir iş, tam manası ile bir kızak görev.
Peki, ben neden Fahrettin Altun’a haksızlık yapıldı diyorum?
Malum mesele propaganda meselesi olunca bu işin piri, üstad-ı azamı Hitler’in propaganda bakanı Goebels’dir.
Yahu Fahrettin Altun Hitlerin meşhur propaganda bakanı Goebels’i bile mezarında ters döndürecek kadar başarılı işler yapıp “Yerli Goebels” lakabı ile tanınmadı mı?
Görevde olduğu dönem boyunca bürokrat kimliğini bir yana bırakıp iktidarın propaganda bakanı gibi davranarak bir çok başarılı algı operasyonuna imza atmadı mı?
Bu algı operasyonlarının başarısı yüzünden Recep Bey ve AKP defalarca seçim başarısı elde etmedi mi?
İletişim Başkanı Fahrettin Altun tarafından sevk ve idare edildiği iddia edilen Sosyal Medyadaki troll ordusu kamuoyunu çok büyük bir başarı ile manipüle edip aka kara, karaya ak dedirtmedi mi?
Recep Bey ve AKP yüzde yüz yanlışlık ya da haksızlık yapmışken bile Fahrettin Altun’un propaganda operasyonları sayesinde kamuoyunda doğru ya da haklı olarak kabul edilmedi mi?
Demedi demeyin bence Fahrettin Altun AKP iktidarının görevini layıkıyla yapan, en başarılı bürokratıdır.
Emin olun Fahrettin Altun olmasaydı iktidar halkı bu kadar uzun süre, bu kadar kolay kandıramaz bu kadar vahim yanlış, yokluk, yoksulluk ve yolsuzluğa rağmen hala bu kadar oy alamazdı.
Bende zaten onun bu başarılı icraatların dikkate alıp; “Fahrettin Altun’a haksızlık yapıldı” diyorum!
Peki, Fahrettin Altun, işini bu kadar iyi yapan, tabiri caizse o meşhur Hitler’in propaganda bakanı Goebels’i bile mezarında ters döndüren, böyle başarılı bir bürokratken neden görevden alındı?
Yani asıl soru şu:
- Fahrettin Altun’un ayağını kim kaydırdı?
- İktidar yeri kolay kolay doldurulamayacak böyle becerikli ve başarılı bir bürokratı harcayarak neden kendi ayağına sıktı?
Elbette şunu unutmamak gerek: Fahrettin Altun’un İletişim Başkanı olduğu dönem basın özgürlükleri açısından utanılacak bir çok vakaya, yasaklar, sansür uygulamaları ve gazetecilere çektirilen eziyetlere sahne oldu ama ona verilen görev zaten basın özgürlüğünü değil AKP iktidarını savunmaktı. Altun bu görevini de başarı ile yaptı dediğimde zaten bu yüzden.
Haaa yerine gelen kişi Türkiye’de hak ve özgürlükleri geliştirecek, iletişimi daha sağlıklı bir noktaya getirecek bir güce ve niyete sahip mi?
Açıkça söylemek gerekirse böyle bir niyeti olsa bile asla böyle bir gücü olmayacaktır!
Çünkü bu günkü rejimde güç sadece ve sadece bir kişinin tekelindedir! Gerisi ister atanmış bir bürokrat, isterse de seçilmiş bir siyasi olsun sadece bir emir kuludur kendi başına bir karar verme hak ya da yetkisi yoktur, ne talimat alırsa ancak onu uygulayabilir.
Bu durumda da talimat verenin niyeti değişmeden talimat alanın niyetinin değişmesi sonuçta hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.