Faiz kararı ve HSK kararı

Faiz kararı ve HSK kararı

Hafta boyunca her alanda pek çok önemli olay yaşandı ancak ekonomi açısından en önemlisi Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 25’e çıkarmasıydı. Şüphesiz tahminlerin çok daha üzerinde ama olumlu bir artırımdı ve iktidar, enflasyonla mücadelede kararlı olduğunu gösterdi.

Erdoğan da ekonomi alanındaki iddiasını geri çekmiş, rasyonel iktisat teorilerine ekonomiyi teslim etmiş oldu.

Yani faiz kararının iki önemi var: Merkez Bankası için bağımsız izlenimi oluşturması ve enflasyon ile kurla mücadelede kararlı olunduğunu göstermesi.

Bu iki olumlu sonuç yanında yargıda, daha doğru ifadeyle siyasette şöyle bir gelişme yaşandı:

İmamoğlu ve dava süreci

Kamuoyunda bilinen adıyla ahmak davası”nda İmamoğlu’na verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis ve siyasi yasak” içeren cezanın üst mahkemede onaylandığı gün, muhalefetin en coşkulu kalabalıkları topladığı gün olmuştu herhalde. CHP Başkanı Kılıçdaroğlu, Almanya’da olsa da İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, İmamoğlu ile yan yana saatlerce adaletsizlikten rahatsız olan kalabalıklara seslenmiş, muhalefet büyük bir çıkış yakalamıştı. Ardından Kılıçdaroğlu’nun ve Altılı Masa’nın diğer liderlerinin de katılımıyla muhalefette seçimlere dair umudu arttıran bir seçmen kalabalığı toplanmıştı.

O gün binlerce seçmeni bir araya toplayan haksızlık, bu hafta gerçekleşen bir gelişme ile arttı.

Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), İmamoğlu’na verilen cezanın istinaf yargılamasını yapacak olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 24. Ceza Dairesi’nin başkanı ile bir üyesini görevden aldı.

İstinafta verilen karardan sonra dosya, son hüküm için Yargıtay 4. Ceza Dairesi’ne gidecek.

Bu durumda İmamoğlu, İBB Başkanlığı’na yeniden aday olamayacak.

Hatırlayınız, bu ahmak davası henüz ilk derece mahkemesinde görülürken de son duruşma öncesinde davanın hâkimi, isteği olmaksızın Samsun’a atanmış; yerine gelen hâkim tarafından İmamoğlu’na ceza kararı çıkmıştı.

Adaletsizlik

Şu tartışmasız doğru ki, adaletsizliğin ve insan hakları ihlallerinin yaşandığı yerde iyi bir ekonomi istikrarı sağlanamaz.

Merkez Bankası’nın bağımsız görüntü vermesi de tek başına yeterli olmaz.

Yargının da bağımsız görüntü vermesi gerekir, medyanın da özgür bir görüntüde olması gerekir.

Bu sebeple İmamoğlu davası ve bu dava sürecinde yaşanan gelişmeler ekonomi açısından dahi önemlidir.

Üstelik yapılan atamaların, sağlanan çoğunlukların ne zaman ve nasıl karar vereceklerindeki belirsizlik dahi bir güç olarak iktidar tarafından elde tutuluyorken…

İmamoğlu yeniden İBB adayı olarak parlarsa da CHP Başkanlığı için öne çıksa da istinaf cezayı onaylayabilir. Tabii, onaylamayabilir de…

İktidar adeta kendisi için en çok tehdit olarak gördüğü ismi kıskaca aldı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde nasıl ki adaylığını zorlaştırdı ve zımnen engellediyse; bu defa da hedef İmamoğlu’nu İBB seçimlerinde de adaylıktan uzak tutmak.

Yazarın Diğer Yazıları