‘FETÖ’, ‘hain terör örgütü’ sulandırmaları

‘FETÖ’, ‘hain terör örgütü’ sulandırmaları

Fethullahçıların darbe teşebbüsünün 7. yıldönümü.

Allah bizi korudu. Recep T. Erdoğan, darbecilere karşı halkı sokağa çıkmaya çağırmasaydı Türkiye gitmişti. ABD istediği gibi at koşturur, muhtemelen Güneydoğumuzu Barzanistan’la birleştirir, 15 Şubat 1999’da, Kenya’da, bize teslim ettiği PKK başı Abdullah Öcalan’ı da özür dileme mahiyetinde İmralı’dan alır, Kuzey Irak’a, Salahaddin’e (Barzanîlerin mekânı) getirir, Mesud Barzanî’ye baş danışman yapardı herhâlde! (Darbenin nereye varacağını göstermek için uç örnek verdim.)

R. T. Erdoğan’ın yedinci yıldönümünde attığı tivite sonra baktım. Son cümlesini hatırlatacağım:

Türkiye’yi bir işgal girişiminden kurtaran bu cephe var oldukça Allah’ın izniyle kimse milletimizin iradesine zincir vuramaz.”

Reis Bey tivitinde “FETÖ” demiyor, “işgal girişimi” diyor. İçerideki insanlar herhâlde kendi yaşadıkları ülkeyi işgal etmezler; kastedilen darbecilerin piyon oldukları, başka ülkeler için çalıştıklarıdır. (Reis Bey, önceki akşam konuşmasında bir yerde “FETÖ’cü” diyecek, boşluğa düşecektir.)

Tivitinde “FETÖ”yü kullanmayan bir isim daha var: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: 15 Temmuz hain darbe girişiminin 7. yıldönümünde, demokrasimize ve milletimize kasteden hain terör örgütünü lanetliyor...” diye söze başlıyor.

K. Kılıçdaroğlu, kusura bakmasın, hain terör örgütü” adlandırmasıyla darbecileri geçiştiriyor.

Önceki akşam, üç dört muhalif kanal hariç, hemen bütün kanallar R. T. Erdoğan’a tahsis edilmişti. Acaba TRT Çocuk kanalı da mı R. T. Erdoğan’ın konuşmasını veriyor diye baktım, Allah’tan çocuklara ilişmemişler!

(Düşünüyorum da “demokratik” bir ülkede, bütün kanallar bir kişiye tahsis edilebilir mi? Türkiye’de isterseniz tahsis etmeyin! Korku dağları bekliyor. RTÜK ensenizde. Bir bahane bulurlar. Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce de 29 kanal birden “tek adam”a tahsis edilmişti.)

Darbeden sonra Fetullahçı avı başlatıldı. Darbeye fiilen katılanlar toplandı, kimi kaçtı ama darbeyle uzaktan yakından ilgileri olmayanların kimi hapsedildi, kimi işlerinden atıldı.

Feti Yıldız (MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili), 19 Kasım 2022’de attığı tivitlerde tutuklananların, kaçanların rakamlarını sıralıyor. Şimdi 2023’ün 7. ayındayız, o zamandan bu zamana Fethullahçı avı sürüyor. Çok insan kaçarken yakalanıyor, çok insan saklandığı yerde derdest ediliyor.

Feti Yıldız ilk tivitinde: 15 Temmuz 2016’dan (FETÖ) 15 Kasım 2022’ye kadar FETÖ’den 339.247 kişi gözaltına alınmış, bunlardan 102.123 kişi tutuklanmış, cezaevinde halen 17 bin 787 kişi tutuklu/hükümlü bulunmaktadır. 23 bin 969 kişi halen firardadır.” diyor.

İkinci tivitinde, Bank Asya’ya 11 bin 516 kişinin destek mahiyetinde para yatırdığını, 465 bin yeni hesap açıldığını, örgüte destek mahiyetinde değerlendirilen para tutarının 2.369.000.000 TL olduğunun görüldüğünü belirtiyor.

Bunları daha önce kendisiyle konuşmuştum.

O kadar çok tutuklamalar oluyordu ki, herkes, acaba ben “FETÖ’cü müyüm? Hangi gün hangi saatte Bank Asya’nın önünden geçmiştim? Dershanelerine de şöyle bir bakıp çıkmıştım. Beni tutuklarlar mı?” endişesinin dorukta olduğu zamanda, ayırımsızlığı sık yazdım, birçok mektup yayınladım.

***

Fethullahçılar, darbeye kalkıştıkları için “terör örgütü” diye adlandırılıyor… “Darbe” başka, “terör” başka.

Kavramlarda anlaşamıyoruz. Gerçekçi olmak lâzım. Birileri “FETÖ” diyor, kimileri aman bana ilişmesinler, diye ardından gidiyor.

İnsanları yanıltırsak, ileride zararını çok çekeriz.

Defalarca yazdık... Cemaatleşme/tarikatlaşma üzerinde durmalıyız.

Kur’ân-ı Kerîm’de “akletme”, “düşünme” ve “bilme” öne çıkar.

Tarikatçılık/cemaatçilik sorgusuz inkıyattır. Diğer tarikatçıların/cemaatçilerin kandırmayacağını, seni beni çıkarları için kullanmayacağını bilebilir misiniz?

(Daha yazacağız.)

Yazarın Diğer Yazıları