Feyzioğlu'ndan Barış Pınarı Harekâtı açıklaması

Feyzioğlu'ndan Barış Pınarı Harekâtı açıklaması
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde icra ettiği Barış Pınarı Harekâtı’yla, Sevr’de 100 yıl önce ortaya konmuş olan 'Türkiye’yi bölme projesini' bir kez daha yırttığını ve çukura gömdüğünü söyledi.

Kıbrıs temasları sırasında açıklamalarda bulunan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, İngiliz Donanma Bakanı, İkinci Dünya Savaşı’nda da Başbakan olan Winston Churchill'in Türkiye'nin güneydoğusu ile ilgili bir plan yaptığını anlattı. 

"Bu planda Türkiye’nin güneydoğusunda bugünkü Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde Sevr anlaşması denilen anlaşmada bir Kürt devleti kurulması var" diyen Feyzioğlu, "Bunun da sebebini Churchill, 'muhakkak suretle bu bölgede İngilizlere dost ve ileride kurulması hayal edilen, İsrail devleti ile de işbirliği içinde olacak, Arapların da içinde olduğu, herhangi bir huzursuzluk çıkmasını önleyecek, Türkiye’nin de bölgede yeniden söz sahibi olmasını önleyecek bir Kürt devleti kurmalıyız' diyor. Bunu da kabul ettiriyor Sevr'de. Geçtiğimiz gün The Economist dergisi diyor ki, Türkler Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde yürüdükleri milli mücadelede Sevr’i geçersiz kılarak, bu emperyalist kuklası olacak devletin ortaya çıkmasını önlemişlerdi." dedi.

"Ortadoğu’da DEAŞ sonrası oluşan gelişmelere bağlı olarak son sekiz yıldır bu devletin en azından şimdilik Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde kurulma ihtimali somutlaşmıştı." diyen Feyzioğlu, "Türkiye Barış Pınarı Harekâtı’yla Sevr’de ortaya konmuş olan, 100 yıl önce ortaya konmuş olan Türkiye’yi bölme projesini bir kez daha yırttı, attı, çukura gömdü dediğimizde, hayal kuruyorsunuz diyenlere ben cevap vermiyorum. Maalesef öyle oldu diye tersinden anlayıp üzülen İngiliz dergisi The Economist cevap veriyor. İşlerine gelirse okusunlar." ifadelerini kullandı.

"KIBRIS'IN HER YERİ GÜNEŞ PANELLERİYLE COŞMALI"

Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarına da değinen Feyzioğlu, "Dünya Doğu Akdeniz’de. Türkiye’de burada şükürler olsun. Türkiye’de sondaj gemileri ile burada donanmasıyla burada ve bu Kıbrıs Türkü’nün refahı içindir. Türkiye’nin refahı içindir. Hani güzel bir söz vardır ya balık vermek değil, balık tutmayı öğretmek meselesi. Hep birlikte burada Kıbrıs Türklüğünü kaliteli eğitim almışlığına, eğitim seviyesinin, demokratik bilincinin yüksekliğini bir şans olarak görmeliyiz. Bu insan potansiyelini, ileri teknolojiyi sanayide ve tarıma dayalı ileri teknoloji kullanılan sanayide kullanmalıyız. Kıbrıs’ın her yeri güneş panelleri ile coşmalı. Dünyada güneş enerjisi elde etmeye en verimli adada oturuyoruz. Güneş paneli yok. Neden Rum’un bize elektrik vermesinin şartı güneş paneli kurmayacaksın. Öyle bir insan hakkı ihlali olabilir mi? Rum, Kıbrıs Türkü’nün her birinin bebesinden, doksanlık ninesine kadar her birinin insan hakkını her gün ihlal ediyor ve Avrupa Birliği tarafından da yazıklar olsun alkışlanıyor. Bu şımarıklığı alkışlıyorlar ama ben biliyorum ki ABD’de, Avrupa Birliği’nde makul insanlar Rum’un şımarıklığından bıktı. Şimdi üç kutuplu dünya düzeninde nasıl ki Barış Pınarı Harekâtı’nda yırtıp attık, yürüdük geçtik, burada da doğru bir diplomasiyle, doğru bir strateji ile ama kararlı bir siyasi iradeyle Kıbrıs’a yönelik yepyeni bir strateji ortaya konmalıdır." ifadelerini kullandı.