Giderlerse gitsinler yerlerine sahteleri geliyor ne de olsa

Giderlerse gitsinler yerlerine sahteleri geliyor ne de olsa

Gerek ülkedeki ekonomik şartlar gerekse sağlıkta şiddet olayları doktorlarımızı daha iyi şartlarda yaşamlarına devam edebilecekleri Avrupa ülkelerine yönlendirdi.

Doktorların ülkeden gidişi bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “Giderlerse gitsinler” sözleriyle karşılandı. Siyasi iktidarın bu yaklaşımı sonrası ülkeden giden doktor sayısında da artış yaşandı.

Her gün görüyoruz sosyal medyada yurtdışından paylaşım yapan doktorları. Onlar ülkelerinden gitmek zorunda bırakılan bu ülkenin şifa dağıtan elleri.

Onlar daha iyi bir yaşam için vatanlarını, sevdiklerini bırakıp bu ülkeden gitti peki geride bize ne kaldı dersiniz Ayşe Özkiraz gibi sahteleri!

Ayşe Özkiraz daha 19 yaşında. Geçen yıl liseden mezun oluyor ve üniversite sınavına giriyor.

Ailesinin beklentilerini realitede karşılayamadığı için kendisine sahte bir dünya kuruyor.

İşe, Çapa Tıp Fakültesi’ni kazandığını gösteren sahte bir belge ile başlayan Özkiraz, sahte kimlik kartıyla okula girip çıkıyor, arkadaşlıklar kuruyor. Yetmiyor kendisine plaket bile yaptırıyor tıp fakültesini birincilikle bitirdiğine dair.

Özkiraz daha sonrasında Ankara Şehir Hastanesi, Tekirdağ Çerkezköy Devlet Hastanesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi personel kimlik kartları da bastırıyor kendi adına.

Çerkezköy Devlet Hastanesi’nde bir şekilde tanıştığı bir doktor sadece Özkiraz’ın ifadelerine bakarak “Hay hay gel benim yanımda işi öğren” diyor.

Muayenelere giriyor, medikalciden aldığı steteskobuyla doktorculuk oynuyor devlet hastanesinde. Hatta ve hatta ameliyata giriyor ve hastanın dikişlerini bizzat kendi atıyor.

Hastaneye kapak atan bu genç kızımız Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS)’nda 81 puan aldığını ve 25 yaşında olduğunu söylüyor çevresine.

Pretisyen sahte hekimimiz tüm bunları bir yıl içinde yapıyor. Ailesinden hiç kimsede demiyor ki bu yaşta ne TUS’u ne pratisyen hekimliği kızım!

Tam bir yıl doktor rolü yapan Özkiraz’ın yalanı bir şekilde ortaya çıkıyor. Hastane sekreteri mi fark ediyor yoksa TUS’tan 81 aldım demesine rağmen tıpla ilgili çelişkili ifadelerinden şüphelenen doktorların ihbarı mı orası şimdilik kesin değil.

Sahte doktor Özkiraz’ın ifadesinde ortaya çıkıyor ki arkadaşı da sahte beyin cerrahı iyi mi?

Şimdi biz kime güveneceğiz arkadaş!

Hatırlarsınız geçen yıl da sahte hakim olayıyla çalkalanmıştı tüm Türkiye.

Savcı olan eşini dahi 3 yıl kandırmayı başaran sahte hakim Zeliha Özdemir, isim benzerliğinden yararlanarak çıkarttığı sahte kimlikle spor salonuna üye olmuş, kasko indiriminden yararlanmıştı.

Adalet Meslek Yüksekokulu mezunu Özdemir, yargı mevzuatına o kadar hakimdi ki savcı eşiyle hukuksal tartışmalar dahi yapıyordu.

Hatta Özdemir kendi yalanına o kadar inanmıştı ki sahte kimliğini kaybettiği için polise bile başvurmuştu!

Hatta ve hatta sahte hakimimizin SEGBİS sistemini kullanarak yapılan bir yargılamaya dahi hakim kılığında katıldığı ortaya çıkmıştı.

Bu insanlar işi kılıfına öyle uyduruyor ki kendi yalanlarına kendileri bile inanıyor zaman içinde.

Bir de sahte doçentimiz olmuştu hatırlarsanız. Aksaray Üniversitesi’nde görev yapan Zehra Zulal Atalay Laçin’in sahte belgeyle doçentlik yaptığı ortaya çıkmıştı.

Daha yaşanılabilir bir ülke yaratmak yerine ülkenin liyakatli insanlarına “Giderlerse gitsinler” dersen biz de böyle sahtelerinin eline kalırız işte.

Böyle giderse ülkede ne gerçek doktor ne gerçek hakim ne de gerçek öğretmen kalacak!

Sonra olan bize olacak.

Böyle giderse sahte öğretmenlerden ilim, sahte doktorlardan şifa, sahte hakimlerden de adalet arayacağız!

Yazarın Diğer Yazıları