"Hakaret" dediğin…

Yok efendim TBMM lokantasında yiyor, içiyor sonra da  yan gelip yatıyorlarmış da… Göbek büyütüp duruyorlarmış da…

Utandınız mı?

Vekillerinizin, Genel Kurul sıralarının üzerinden nasıl kelebek gibi uçup, birbirlerinin omuzları üzerinden sekerek, hedeflerini arı gibi soktuklarını görünce yüzünüz kızardı mı?

İtiraf edin;

Seferberlik ilan edilse İdlib'te en ön safta savaşacak derecedeki atiklikleri, komando savaşına girişebilecek düzeydeki teknik hareketlerini görüp de hâlâ vekiliyle kıvanmayan var mı?

Fena fikir de değil hani; takım kurup halı saha turnuvalarına filan katıldıkları gibi, şöyle içlerinden eli silah tutanları, taş, sopa, sallama, tüfek herhangi bir savunma-saldırı silahı/aracını kullanmaya meyli-kabiliyeti olanları seçip özel bir vekil birliği yollasak Suriye'ye nasıl olur? Askerimize moral olmaz mı?

Yürütülen yoğun olarak "vekalet" savaşı madem; yakışmaz mı!

***

İşin şakaya vurulacak yanı yok ama akıl sağlığımızı koruyabilmek adına hafifletmeye mecbur kalıyoruz maruz kaldığımız rezaletleri ara sıra.

Tek iyi yanı, başta belirttiğim gibi, konforlu koltuklarına yayılarak, aldıkları talimat uyarınca el kaldırıp indirmek dışında aktivitelerine tanık olmadığımız kimi vekillerin bu ataletten kaynaklı bir hımbıllaşma yaşamıyor olduğunu göstermesi olan kavga görüntülerine sebep atışmayı düşündüm. Başlatılan soruşturmaları, açılan davaları…

Bir ülkenin cumhurbaşkanı, başkanı, devlet başkanı…

Bir ordunun "başkomutanı"

Neyi; hangi söylem ve eylemleri temsil ettiği kurum ve misyonlara "hakaret" saymalı?

Gazete köşelerinde, televizyon ekranlarında dillendirilen eleştirileri mi?

Protestoları, yürüyüşleri, gösterileri; toplumsal muhalefeti mi?

Sosyal medyadan memleket kurtarabileceğini sanan bir avuç heyecanlı vatandaşının veryansınını mı?

TBMM kürsüsünden hesap sormaya çalışılmasını mı?

Ne kadar ağır, kabul edilemez olursa olsun, muhalefetle giriştiği siyasi polemiklerde, kendisine "misliyle iade edilen" sözleri(ni)mi?

Yoksa…

Temsil ettiği kurum ve misyonların toplamı olan ay-yıldızın vurulup, düşürülmesini mi? Öyle ya, her bir Mehmet bir bayrak değil mi, "vatan" değil mi her biri, "devlet"in ete kemiğe bürünmüş sembollerinden biri değil mi?

Müttefiklerince tezgaha getirilmeyi mi; terör örgütlerine kurban edilmeyi mi?

Faturasını evlatlarımızla ödediğimiz bir kuru, bir gayri samimi "pardon" uğruna bile ayaklarımıza kapanması lazım gelen cellatlarımızın ayağına gitmek durumunda bırakılmayı mı?

Hesap sormamız gereken yerde "yalvarır yakarır" halde konumlandırılmayı mı?

Masada sırtı sıvazlanıp, sahada sırtından vurulmayı mı?

***

"Hakarete uğramayı" doğru tanımlayabilirsek, geç de olsa "savaş"ımızı doğru cepheye taşımayı, silahı kendi bacağımız yerine "düşman"ınkine sıkmayı da becerebiliriz belki!

Umut fakirin ekmeği.

Şiir gibi kavga(!)

Şu kopan kavga, gürültü, yaygara milletin sözde vekillerinindir ya siyaset,

Senin uğrunda vuran, kıran, tekmeler, kroşeler, aparkatlar uçuran 'meclis' budur,

Ta ki yükselsin her birinin aday listelerindeki yerleri; yaklaşırken seçimin ayak sesleri,

Galib et, çünkü bu son neslidir biatın, varlığını yaranmaya adamanın, kraldan çok kralcılığın!

SORU-YORUM

Askerler uyardı "darbeci" dediniz. Siyasiler uyardı "Baasçı" dediniz. Diplomatlar uyardı "vesayetçi" dediniz. Hepsini unutun gitsin… Suriye politikanızı, "Türkiye'nin Arjantin'den tek farkı stratejik pozisyonudur. Bu stratejik pozisyonuna bağlı olarak, Türkiye nin en iyi ihracat ürünü de ordudur" diyen, Türk çocuklarını Kore'de, Afganistan'da, Irak'da (yahut "jandarma"ya ihtiyaç duydukları bir başka kanlı noktasında dünyanın) Amerikan menfaatleri için "en ucuza savaşıp, en ucuza ölebilecek" unsurlar olarak kabul eden namı diğer sivil darbe finansörü George Soros'un desteğine mahzar olması bile, yetmez mi, tek başına, "bir yerde bir yanlış yapıldığını" ispata? O yanlışta ısrarın dayatıldığına?

Sanırsın amcaoğlu için dünyayı yıktı!

Esad'ın Putin nezdindeki konumunu, "Esad da Putin'in amcasının oğlu değil sonuçta" cümlesiyle özetleyen yüksek derinlikli analizci abiye sormak isterim:

En son nasıl bir fedakarlıkta bulundun sen kendi amca oğlun için? Nasıl bir savaşa girdin?

Hayır söyle ki, "amca oğlu" eşeğinin neye karşılık geldiğini bilebilelim!

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları