Hayat ve olaylar akıp geçerken...

Hayat ve olaylar  akıp geçerken...

Usta gazeteci yazar Dr. Hulki Cevizoğlu Türkiye'de yaşanan "gündelik yaşamın" ve "sosyal gerçekliklerin" incelenmesini, "Toplumsal Davranışlar Sosyolojisi" adıyla kitaplaştırdı. Varoluşsal Sosyoloji, Tören sosyolojisi, Ölüm Sosyolojisi ve Modernite başlıklı 4 ana bölümden oluşan çalışması hakkında Cevizoğlu şu bilgiyi veriyor:

"Hepimizin gözü önünde akıp giden olayları, kuramsal ve pratik düzeyde sosyolojik bakış açısıyla değerlendirirken yeni kavramlar üreterek toplumbilime yeni katkılarda bulunmayı amaçladım.

Metnin içinde ve Giriş bölümünde ayrıntılı olarak bulacağınız ürettiğim kavramlar şunlardır:

Toplumsal Davranışlar Sosyolojisi, Varoluşsal Sosyoloji, Kendilik Mühendisliği, Norm Dışı Bilinçler, Makine Aklı, Makine Bilinci, İnsanben'li (olmak), Eksiklik Nesnesi, Medyatik Mutluluk Hapı, Medyatik Psikotik, Tamamlama Fantezisi, Akıl Temizleyici, Tören Sosyolojisi, Yeterlilik Sosyolojisi, Kabil İçgüdüsü, Kentsel İmparatorluklar, Simgesel Düşmanlar, Otistik Fantezi Karmaşası, Felsefi Sosyoloji.

Bu çalışmamın hem genel okuyuculara hem de öğrencilere pek çok açıdan yararlı olacağına inanıyorum ve diliyorum."

Kitaptaki önemli konu başlıklarından bazıları şöyle:

*Varlığın Yeniden İnşası *Benlik Savaşları *Bilincimiz Bize mi Ait? *İnsan Davranışını Anlama *Nicelleştirilmiş Benlik Hareketi *Akıl Temizleyici *Deli Değil "İnsane" *Algısal Dünyamız *Törenler ve Kolektif Bellek *Cumhuriyetin Sosyolojisi *23 Nisan: Milli Tarihin Başlangıcı *Aklama Stratejileri, Unutma Hileleri           *Kralı Ağlatma Törenleri *Organsız Bedenler *Seri Katillerin Profilleri *Ölümün Her Türlü Bilimi *Saygı ve İdam: İdamın Ontolojisi *Yeni Toplumsal Hareketler ve Paris'in San Yeleklileri *Toplumun Keşfi *Kentsel İmparatorluklar

Doğu Kitabevi Tel:(0212) 527 29 26

***

Ölüm yaşamın en en büyük hilesidir

Ölüm nedir? Bir insanın ölmesi, onun varoluş ufkundan silinip gitmesi, yok olması yahut hiçlik girdaplarında kaybolması mı demektir? Acaba ölümle aramızdan ayrılan insan başka bir varlık boyutunda yaşamaya devam edebilir mi?.. Bu ve benzeri sorularına cevap arayanlara Senail Özkan, "Ölüm Felsefesi / Mısır'da, Upanişadlar'da, Budizm'de ve Hıristiyanlık'ta" adlı kitabının önsözünde şu açıklamayı yapıyor:

Bu sorulara verilecek her cevap acımasız bir spekülasyondur ancak; zira ölüm hayatın en karanlık yüzü, en büyük hilesi ve ironisidir. Ölüm en derin sessizlik, en büyük bilinmezdir; muammaların muammasıdır. Sonsuzluktan bir çekirdek olan Ben'imiz, Allah'ın kudret elinde şekillendiği için ölümsüzdür; fânilik onun dünyayla olan irtibatına yansımıştır, özüne değil. Ruhumuzun dünya hayatı fânidir; ancak özü, çekirdeği yahut ruhun bizatihi kendisi ebedîdir. Ölümün bir girdap gibi varlığımızı yutması ruhumuzun ölümlülüğünü göstermez. Göstermez çünkü ölüm ancak fâni varlığımıza zarar verebilir; ebediyetten bir soluk olan gerçek varlığımız yine ebediyete intikal eder. Ölüm fikrini, fikirler kâinatımızın merkezine yerleştirerek dünyaya baktığımızda dünyanın ve hayatın güzelliklerini çok daha iyi algılayabilir, hayatın bize neler sunduğunu fark edebiliriz. Dolayısıyla ölüm bize ebediyetin kapısını açtığı gibi, hayatın ve dünyanın da kapılarını açabilir.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

***

HAFTANIN KİTABI

Destanın 100. yılı

İlk romanı Aluşta'dan Esen Yeller ile 2015 yılında edebiyat dünyasına giriş yapan Dr. Serra Menekay bu kez altıncı kitabı  "Kıvılcımdan Aleve" ile okurlarının karşısına çıktı.

Serra Menekay yeni romanı "Kıvılcımdan Aleve"de 1919-1922 yılları arasında Batı Anadolu'daki Kuvayı Milliye hareketini Ödemiş'i merkeze alarak anlatıyor.

Kuvayı Milliye'nin yüzüncü yılında tarihin  sunduğu bilgi ve bilinçle güzel günleri birlikte kucaklama dileğinde bulunan Serra Menekay bu romanının  telif gelirlerini köy ve kırsalda toplumsal, kültürel, ekonomik ve sosyalgelişmeye yardımcı olmayı hedefleyen Tohumluk Vakfı'na bağışladığını açıklıyor.

Kitabın önsözünü yazan Alev Coşkun ise şu ifadelere yer veriyor: "Serra Menekay, aslında gerçek bir öykü ustasıdır. Kıvılcımdan Aleve kitabıyla da bize Ege'deki Kuvayı Milliye'nin destanını sunuyor"

 

Galeati Yayıncılık Tel:(0539) 669 60 69

***

Yok edilen bir hazine

Türkiye'nin topraklarında doğup dünya çapında ses getiren Köy Enstitüleri'nin, onu kuran ve yok eden yasalara imza atan TBMM'deki iç yakan yolculuğu…

Eğitimci, yazar Mustafa Gazalcı'nın "Köy Enstitülerinin Meclis Süreci" adlı kitabı, alkışlarla kurulan, karalamalarla kapatılan bu kurumlarla ilgili TBMM'nin bir sahneye dönüştüğüne tanıklık ettiriyor.

Yalnızca eğitimle ilgilenenlerin değil, bir döneme damgasını vuran, yoksul köylülere aydınlanma ışığını taşıyan ve sonunda yok edilen kurumların can alıcı öyküsünü öğrenmek isteyen herkesin ilgiyle okuyacağı bir çalışma.

 

 

Bilgi Yayınevi Tel: (0312) 431 81 22

***

KÜTÜPHANEMDEN

ABD'den Türk İstiklal Savaşı'na yakın takip

Kitap 1978'de yayınlanmış. Adı: Amerikan Gizli Belgeleriyle Türkiye'nin Kurtuluş Yılları. Gazeteci yazar Orhan Duru tarafından kaleme alınmış olan bu araştırma yayınlandığı yıllarda büyük ses getirmişti. Çünkü, Milliyet Yayınları'ndan çıkan kitap; yakın tarihimize ve İstiklal Savaşı'nın karanlıkta kalmış, bilinmeyen pek çok ayrıntısına ABD belgeleri desteğiyle ışık tutuyordu. Yazarı kitabın giriş bölümünde çalışmasıyla ilgili şu bilgiyi veriyor: Türkiye ile ABD ilişkileri konusunda ABD'den Ankara'daki Amerikan Kütüphanesine getirilen 300'den fazla mikrofilm rulosu içinden, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in ilk yılları ile ilgili belgeleri taradık. İlginç raporlar, telgraflar ve yazışmalarla karşılaştık. Daha çok, okuyucunun ilgilenebileceği ve ilk defa açıklanan belgelere yer verdik. Belgelerde görülebileceği gibi Amerikalı temsilciler, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının başlattığı akıma önce bir ayaklanma gözüyle baktılar. Onlara asi dediler. Daha sonra milliyetçiler demeye başladılar. Ankara hükümetini milliyetçi hükümet olarak nitelendirdiler. Milliyetçi sözcüğü Mustafa Kemal için önemli olmalıydı. Belgelerde Mustafa Kemal ve arkadaşları için kullanılan başka bir deyim de Kemalist idi. Bunun yorumunu yapmaya bile gerek yok... Belgelerden Amerikan Mandası sorununu Amerikalıların mı ortaya attığını, yoksa Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ABD'yi kendi amaçları uğruna yansız bir tutum içine sokmak için bir manevra mı çevirdiğini anlamak mümkün değil.

                                                                                                                            (Ahmet Yabuloğlu)