Bir düşünün. Elinizde sonsuz para var ama zamanı satın alamıyorsunuz. Sadece akıp gidiyor.
Bir dakika geçti mi, geri almak mümkün değil. Peki, bu kadar kıymetli bir şeyi neden öylece harcıyoruz?
Para kazanılır, harcanır, tekrar kazanılır.
Ama zaman? Gitti mi bitti.
Morgan Housel’ın Paranın Psikolojisi kitabında da dediği gibi: “Zamanınızı kontrol etmek, paranın ödediği en yüksek kâr payıdır”. Çünkü zamanı yöneten, hayatını yönetir.
Günü Kim Yönetiyor? Sen mi, Başkaları mı?
Bazen farkında olmadan başkalarının programına göre yaşıyoruz.
Bir bakıyorsun, gün boyu sosyal medyada başkalarının hayatını izlemekle geçmiş. Ya da sana çok da bir şey katmayan işlerle zaman harcamışsın.
Ve gün bitmiş. “Bugün de bir şey yapamadım” hissiyle yatağa giriyorsun.
Tam da burada bir şeyler değişmeli. Eğer zamanını bilinçli kullanmazsan, başkaları senin zamanını kullanırlar.
Diyelim ki, ders çalışmaya oturdun ya da bir projeye başladın.
Ama bir anda “Bi’ kahve alayım” diyerek mutfağa gittin. Orada biraz oyalandın, belki bir iki mesaj attın, sonra Instagram’a bakayım derken reelslerde kayboldun. Bir bakmışsın, 30 dakika geçmiş! O kahve molası bir anda kontrolsüz bir zaman kaybına dönüşmüş. Oysa en başında kendine “Tamam, sadece 5 dakika” diye net bir sınır koysan, belki 25 dakikan sana kalacaktı.
Burada mesele kahve içmemek değil, onu kontrollü bir şekilde yapmak. Zamanı bilinçli harcamak, paranın bile satın alamayacağı bir beceridir.
Kendi Zamanının Patronu Ol.
Önemli olan şu: Zamanının farkında ol ve onu sen yönet.
Sabah kalkınca ilk iş telefona bakma, önce kendine 10 dakika ayır.
Sosyal medyada kaybolmamak için süre sınırı koy.
Gerçekten yapmak istediklerine zaman yarat.
Unutma, zamanı iyi yönetmek sadece daha çok iş yapmak değil. Daha kaliteli yaşamak demektir.
Zamanını akıllıca harcadığında, hayatın gerçekten senin olur. Ve işte o zaman, hayatındaki en büyük yatırımın karşılığını alırsın…
***
Not: 15-16 Şubat’ta Pursaklar Kitap Fuarında olacağım, kitapsever dostları beklerim!
