Kasım geldi mi ülkede garip bir telaş başlıyor.

Maaş hesabına düşmeden sepetler doluyor, telefon bildirimden durmuyor, ofiste sohbetin yarısı şu ayakkabı indirime girmiş kaçırmayayım diye dönüyor.

İyzico’nun paylaştığı Black Friday verileri tam bu halimizi yüzümüze vurmuş durumda.

Bir gün düşün, 28 Kasım’da saniyede 1.000 işlem geçmiş sistemden.

Saniyede bin!

Trafik kazası istatistiği gibi ama burada herkes sepete saldırmış.

İşlem hacmi geçen yıla göre %22 artmış, ortalama sepet tutarı 2.656 TL’ye çıkmış. Asgari ücreti, kirayı, market fişini düşününce bu rakam hiç hafif durmuyor.

Tek seferde 2.656 TL harcamak için ciddi bahane gerekiyor. İndirimi bahane edip içimizi rahatlatıyoruz o ayrı.

İyzico’nun verilerinde asıl dikkat çeken taraf dijital cüzdan. İyzico ile Öde işlemleri iki katına çıkmış, toplam pastadan %30 pay almış.

Acaba neden? diye soruyorlar ya, gayet net aslında. Kart bilgisi yazmakla uğraşmayan, kampanya ile cüzdana ek para veren, iade sürecinde işleri kolaylaştıran her sistem kalbimizi hemen kazanıyor.

Bir de kart limiti dolu olup cüzdandaki bakiyesiyle hayatı döndürmeye çalışan hatırı sayılır kitle var. Dijital cüzdan biraz da bunu harcıyorum ama kart ekstresine yansımaz gibi sanki hissi veriyor. Ufak bir psikolojik kalkan gibi…

Bölgesel tablo da ilginç. Marmara’nın %52 ile lider olması sürpriz sayılmaz. Nüfus yoğun, gelir görece daha yüksek, lojistik daha oturmuş.

Doğu Anadolu’nun %40 büyüme ile en hızlı yükselen bölge olması ise ayrı hikâye. Orada uzun süre internet alışverişi güvenilir mi, kargo gelir mi? kuşkusu vardı.

Şimdi altyapı oturdukça, kargo şirketleri o tarafı da daha iyi kapsadıkça online alışveriş gündelik rutine ekleniyor. Bir yandan da küçük şehirlerde her ürün bulunmadığı için e-ticaret hayat kurtaran kanal hâline geliyor.

Harcamaların yarısının Giyim & Kozmetik kategorisine gitmesi şaşırtıcı durmuyor.

Ekonomik baskı arttıkça insanlar lüksten kısmıyor, yalnız nerenin lüks olduğuna bakış değişiyor. Uçuk tatiller yerine gardıroba küçük dokunuşlar, kozmetik ile moral yükseltme daha erişilebilir geliyor.

Elektronik kategorisinin %4’te kalması ise ilginç. Telefon, laptop gibi ürünler artık o kadar pahalı ki yılın herhangi bir anında hazırım diyen alıyor. İndirim dönemi beklense bile kaç para indirim olmuş, değdi mi? hesabı daha ağır basıyor. Büyük teknoloji alışverişi daha planlı, giyim kozmetik ise ani kararlarla yürüyor.

Ödemelerin %70’i tek çekim yapılmış. Burada iki ihtimal var.

Birincisi, kartlara sunulan peşin fiyatına taksit kampanyaları tek çekim görünümlü taksit dünyası yaratıyor.

İkincisi, insanlar gelecekteki belirsizliğe borç taşımaktan yoruldu. Ne harcayacaksam bugünün baş ağrısı olsun kafası yayılıyor.

Yine de bu kadar yüksek tek çekim oranı, nakit akışı baskısını epey artırıyor. Kart ekstresi geldiğinde duyulan toplu iç çekişin nedeni biraz da bu.

Gemius’un verileri tabloyu iyice tamamlıyor.

Kasım ayının ilk yarısında e-ticaret platformları Türkiye’de 52 milyon ziyaretçiyi ağırlamış. Neredeyse ülkede internete giren herkes uğramış. Kullanıcılar bu sitelerde ortalama 75 dakika geçirmiş.

Bir film değil ama neredeyse bir dizi bölümü kadar süreyi “sepete ekle, karşılaştır, yorum oku, sil, tekrar ekle” döngüsü kapmış. Çalışma saatinde kısacık bakıp çıkıyorum diye açılan sekmeler gün sonuna kalmış.

Reklam tarafında tam anlamıyla kasırga kopmuş. Gösterimler geçen yıla göre artmış, 13 milyara ulaşmış. Zirve ise 11.11 günü, 1.3 milyar gösterim ile.

Ekrana her dokunuşta yeni bir banner, yeni bir video, yeni bir son indirim mesajı. Bu kadar gürültü arasında markaların işi de zor, tüketicinin dikkati de darmadağın.

Dikkat edin geçen yıl ilk 3’te olan Temu, tüm kısıtlamalara rağmen ilk 5 listesini zorlamaya devam ediyor. Bu da ucuz ürün vaat eden dış oyuncuların bariyerler artsa bile ilgiyi hâlâ çektiğini gösteriyor. İnsanlar uygulamayı silebiliyorlar ama merak kolay silinmiyor.

Marka dünyasında işin popüler kültür tarafı da eksik kalmıyor. Trendyol, Körfez ülkelerine dönük Kasım kampanyasında sosyal medya yüzü olarak Cristiano Ronaldo’nun nişanlısı Georgina Rodriguez ile anlaşmış durumda.

Moda camiasında ikon sayılan biri, Instagram’da 72 milyon takipçisi var. Bu iş birliğinde favori ürünlerini seçip takipçilerini Trendyol’a yönlendiriyor.

Türkiye’den çıkan bir platform, Ortadoğu pazarında bir futbolcunun kariyerinden değil de partnerinin influencer gücünden besleniyor. Çok yeni tip bir ihracat hikâyesi bu. Tekstil ürünleri burada üretiliyor, Körfez’de Georgina’nın storysi ile satılıyor.

Reklam filmi dendiğinde akla televizyon yerine telefon ekranı geliyor…

Tüm bu harcama coşkusunun yanında bir de eşyaya ikinci hayat verme tarafı büyüyor.

Sahibinden ile KONDA’nın raporuna göre Türkiye’de tüketicilerin %45’i son bir yıl içinde ikinci el ürün alıp satmış. Neredeyse iki kişiden biri demek. Oran ekonomik sıkışmanın da tüketim alışkanlıklarını nasıl dönüştürdüğünü çok net anlatıyor.

Dolaptaki montu satıp yeni mont alan, çocuğun küçülen bisikletini ilana koyup bir üst boyu alan, evde duran eşyayı nakite çeviren kitle büyüyor. Bir yandan da israf hissi rahatsız etmeye başladı. Eşya kolay alınmıyor, çöpe de kolay gitmiyor.

Kasım’ın hikâyesi tam burada ilginçleşiyor. Bir tarafta İyzico’nun verilerinde gördüğümüz gibi saniyede 1.000 işleme koşan, ortalama sepeti 2.656 TL’ye taşımış alışveriş iştahı…

Diğer tarafta Sahibinden-KONDA raporunda ortaya çıkan dolapta durmasın, ekonomide dönsün yaklaşımı. Ekranda kıyafet, kozmetik, ev ürünü kovalayan kitle, başka bir uygulamada aynı kategorilerin ikinci elini satıyor. Hem tüketici hem satıcı, aynı anda.

Resmin ortasında Gemius’un 52 milyon ziyaretçisi ile reklam tarafındaki 13 milyarlık gösterim rüzgârı, üstüne Trendyol’un Körfez’de Georgina Rodriguez ile yürüttüğü sosyal medya vitrinini koyduğumuzda karşımıza çok net bir tablo çıkıyor.

Tüketim paranın çook ötesinde değil, zaman, dikkat, influencer etkisi, algoritma tercihi üzerinden yürüyen bir ekosistem. Sepete attığımız her ürün kadar, tıkladığımız her banner, izlediğimiz her kısa video da piyasayı şekillendiriyor.

Önümüzdeki dönemde; indirimi gördüm, bastım aldım rahatlığı mı ağır basacak, yoksa şuna bir alıcı çıkar mı, ikinci elden hallederim hesabı mı?

İyzico’nun, Gemius’un, Trendyol’un, Sahibinden-KONDA’nın verileri birlikte okunduğunda Türkiye’de yeni bir denge oluşuyor. Harcamayı seviyoruz, geliştirdiğimiz kurnazlıklarla o harcamayı yönetmeyi de öğreniyoruz.

Kimi zaman kart ekstresi moral bozacak, kimi kez ikinci elden gelen üç beş kuruş içimizi rahatlatacak. Yine Kasım gelecek, yine indirim maratonu başlayacak.

Belki de asıl mesele indirimi yakalayıp yakalamamak değil yeğen. Alışverişe bastığımız paranın, zamanın, dikkatin sonunda bize ne kattığını hatırlamak…