"Kürt sorunu" diyorlar, bölücülüğün giriş kapısını alabildiğine açıyorlar. Ülkemize kastettiklerinin farkında değiller mi?!

Kapıkule''den, Cilvegöz''ünden, Habur''dan, Türkiye''nin dışarıya açılan hangi kapısından çıkarsanız, size "etnikçiliği", bilumum bölücülüğü, yıkıcılığı dayarlar.

Emperyalistler kotarıyor, içimizdeki gafiller, kendini bilmezler, iç karıştırıcılar, yangına körükle gidenler, "Sorun da sorun!" diyorlar. Ne "sorun"muş be!

"Soruncular"ın dilleri de değişik. "Sorun" öyle bir sihirli kelime ki, "mesele"yi, "problem"i, "dert"i, "sıkıntı"yı bastırdı; tek başına tahakküm kurdu.

Türkçe ırkçıları da "soruncular"! Hem etnikçiler, hem Türkçenin arıtıcıları. "Irkçı" gösterilen Hüseyin Nihâl Atsız arıtıcılara, bir ara dönüp baktı, sonra çıkmazı fark etti yine Gökalp-Ömer Seyfettin çizgisinde yürüdü. Ama soldan çarklı "yazıncılar", bunlara özenen siyasî İslâmcı "muharrir" takımı "ırkçılık"ta tavan yaptılar. ("Yazıncı"ya takılacaksınız... "Yazın"ı edebiyat karşılığı tedavüle sokmak istediler. "Yazıncı" edebiyatçı oluyor! Zamanında Türkçe meselesini çok yazdık.

Biz "sorun"a dönelim. Yıllar yılı millî birliği bozacak hareketlerden kaçının dedik. Yine hatırlatıyorum: İmralı duruşmalarını başından sonuna takip ettim. Duruşmaların bütün safhası "İmralı''daki Konuk" kitabımızdadır ve tek kaynaktır. "Sorun" diyenler önce bu kitabı okusunlar. İki eski PKK''lıyla röportajımız yayınlandı. O ikiden biri Abdullah Öcalan''ın çevresindeydi. Kitapları çıktı. Anlattıkları dehşetengizdi. Güneydoğu Anadolu''da, Kuzey Irak''ta Barzanî''nin bölgesinde de araştırdım. Bir konuştuğum da son zamanlarda adı sık duyulan sosyoloji profesörü Ali Kemal Özcan''dır. İmralı''da A. Öcalan''la görüştürülen akademisyen. Röportajım uzun. Yer yer bu köşede verdim. O, yeni yayınladığı "İmralı''ya Ne''ye Gittim" kitabına röportajın tamamını aldı (Arya Yayınları). (Bu kitap üzerinde duracağım.)

Ali Kemal Özcan "Kürt meselesi" demiyor; "Kürt- Türk meselesi" diyor. Bu "mesele"yi halledecek isim olarak Abdullah Öcalan''ı işaret ediyor.

HDP''nin dosyası AYM''de. HDP''liler savunma için mühlet istediler. Herhâlde bir, bir buçuk ay sonra savunmalarını verecekler. Deliller ortada. Kapatılmazsa, HDP kayırılmış olacak. Bu da ileride başımıza gaileler açacak. Kandil''in TBMM''deki emir erleri, sıralar çıkıp hoplaya zıplaya oynayacaklar, Kandil''e selâm göndermeye devam edecekler.

2009-2015 arası "çözüm=çözülme" dönemi. Neden akla getirilmek istenmiyor?

Bu dönemde PKK''ya her türlü taviz verilmiştir. Oslo''da PKK''lılarla, üstelik bir başka devletin nezaretinde, doğrudan görüşüldü. Sonra PKK''nın TBMM''deki uzantısı milletvekilleri aracı konuldu, hem Kandil''e, hem İmralı''ya gönderildi.

PKK kanadı, "İmralı Notları" kitabını Almanya''da yayınladı. (Tam adı: "Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa (İmralı Notları)".) HDP''li milletvekilleri, bir müzakere için gitmemişler, yeni strateji geliştirmek için gitmişlerdir. Bu kitap da iyi okunmalıdır... HDP muhatap alınır mı, alınmaz mı, "sorun" dedikleri akıl dışı, parçalayıcı, kardeşi kardeşe yedirici emperyalistlerin dayatmalarının nasıl icra edilmek istendiği görülecektir. Bizim İmaralı''daki Konuk kitabımızı da göz atmalılar. A. Öcalan''ın hedefinden bir milim dahi sapıp sapmadığı anlaşılacaktır.

Tekrar söylüyorum... "Çözüm süreci" dedikleri çözülme dönemi hatıra getirilmelidir. Ak Parti, bölücü/yıkıcılar ne istedilerse verdiler ama sonra başa döndüler. Niçin? (Devam edecek)