TBMM'de tartıştılar. Bir HDP milletvekili: "Biz Kemal Pir'iz." dedi.

Ak Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş: "Biz de Ahmet Çamur'uz." dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun çok ateşli, çok bağırtılı, çok "ohh!"lu konuşması HDP-PKK'lıları çok ama çok rahatsız etti. Demek ki, böyle arada bir galeyana getirmeli ki, sinirle gerçek yüzlerini ortaya çıkarsınlar.  HDP/PKK'nın Antalya milletvekili Kemal Bülbül hışımla kürsüye geldi, yüzü öfkeden kıpkırmızı... İçindekini dışa vurdu:

"En büyük inkâr ve nefret suçunu dün burada bütçe görüşmelerini sabote eden Süleyman Soylu işledi. Süleyman Soylu değil de sanki Kürsüde Yeşil vardı. Sanki kürsüde Esat Oktay Yıldıran vardı. Esat Oktay Yıldıran gibi bizi, grubumuzu, Kürt halkını, muhalefeti tehdit edene şunu söylüyoruz: Sen Esat Oktay Yıldıran'san biz de Kemal Pir'iz bunu bilesin."

Ak Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, çok yerinde bir laf etti: "Hacı Bektaş Veli diyor ki: 'İnsan, dilinin arkasında saklıdır'. Sizin kullandığınız dil aslında sizi gösteriyor."

HDP'lilerin kullandıkları dil bir kere daha kendilerini ele verdi. Böyle bir partinin demokraside yeri olabilir mi?

Mehmet Muş sözünün devamında: "Bakın, 'Biz Kemal Pir'iz' diyor. Kim biliyor musunuz Kemal Pir? PKK'nın kurucularından. Diyarbakır'da açlık grevindeyken ölmüş. Siz Kemal Pir'seniz biz Ahmet Çamur'uz. Kim biliyor musunuz Ahmet Çamur? Sur'daki terör operasyonlarında şehit düştü, 3 kız çocuğunu geride yetim bıraktı…"

Esat Oktay Yıldıran kim, Kemal Pir kim?

Esat Oktay Yıldıran yüzbaşıydı. 12 Eylül Darbesi ardından Diyarbakır Hapishanesi'nde görevliydi. Sıkı disiplin uygulamıştı. Bir PKK'lı militan, İstanbul'da Ümraniye'de, 22 Ekim 1988'de yolcu otobüsünde şehit etti. Öldürülmesi Kemal Pir'in vasiyetiydi!

Kemal Pir adı bu bu köşede birkaç defa geçti. Aynı dönemde aynı fakültedeydik. Marxist grup içinde faaldi. Sonra PKK'nın kurucuları arasında yer aldı. Cemil Bayık da aynı dönemde bizim fakültedeydi. İkisi yakın arkadaştı. Cemil Bayık'ı A. Öcalan'la tanıştıran Kemal Pir'dir. Cemil'in anlattığına göre aynı evde de kaldılar. Kemal Pir Gümüşhaneliydi. O dönem çok sayıda Marxist, etnik bağa bakmaksızın PKK'nın saflarında yer aldı.

Şimdi yazacaklarım Ak Partililerin de dikkatini çekecektir.

1974'te Ecevit-Erbakan Affı'ndan sonra hapishanelerdeki militanlar fakültelerine döndüler. Ve çok geçmeden çatışmalar başladı. İlk çatışmaların birinde Harun Çakır'ı kantinin önünde Yabancı Diller Bölümü'ne çıkan merdivenin altında yerde yatarken gördüm. Elleriyle başını tutuyordu. Bana, "Kemal Pir demir çubukla vurdu." demişti.

Ak Partililer "Harun Çakır adı hiç yabancı gelmiyor." diyeceklerdir. 2011'de Ak Parti'den milletvekili seçildi. Kısa bir süre sonra kaybettik.

Başka bir hatıra: DTCF'de öğrenci temsilciliği seçimi yapılacaktı. Ülkücülerin adayı Harun Çakır, komünistlerin adayı ise Kemal Pir'di. Aşırı sol kaybedeceğini anlayınca okula gelmedi. O gün dış avlu duvarı önünde bir grup arkadaş biriyle konuşuyordu. Rahmetli Bahattin Ergezer o grup içindeydi. Bahattin sonra ayrıldı, geldi. Ona sordum: "Kimdi konuştuğunuz?" Kemal Pir'in babasıymış. Oğlunu arıyormuş.  "Komünist" olduğuna çok üzülüyormuş. "Ben onu Kur'ân kursuna göndermiştim." demiş.

HDP, bir PKK uzantısıdır. Kapatılması gerektiğini ilk yazan herhâlde bendim. Sonra Arınç da, Şentop da kapatılabileceğini söylediler.

HDP, legal görünen illegal partidir!