İmamoğlu'na siyasi yasak ihtimali

İmamoğlu'na siyasi yasak ihtimali

İmamoğlu hakkında, YSK üyelerine "ahmak" dediği iddiasıyla açılan davada, yerel mahkemenin verdiği 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası, İmamoğlu'nun itirazı üzerine istinafa götürülmüştü. Halen istinaftan onama veya ret kararı verilmedi. Ancak seçimlerin sonucunun muhalefette yarattığı değişim beklentisi, gözleri İmamoğlu'na çevirince söz konusu dava da yeniden gündemin öne çıkan başlıklarından oldu.

Siyasetin genç ve önü en açık ismi olan İmamoğlu'nun siyasi kariyeri açısından büyük önemi olan bu siyasi yasak meselesi, daha uzun süre gündemimizde kalacak gibi görülüyor. O halde meseleye dair hukuki bilgileri sık sık tazelemekte ve konuyu zihinlerde netleştirmekte fayda var.

Siyasi yasak

Siyasi yasak sonucu, Türk Ceza Kanunu'nun 53'üncü maddesinden çıkıyor.

Kamuoyunda "siyasi yasak" olarak bilinen bu hususu ele alan maddenin başlığı, "belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma".

Hüküm, kasten işlenen suçlardan hapis cezası alanlara dair hak yoksunluklarını içeriyor ve başka karara gerek olmaksızın hapis cezasına mahkûmiyetin ardından buradaki hak yoksunlukları doğuyor.

Buna göre, kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;

a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,

b) Seçme ve seçilme ehliyetinden,

c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,

d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,

e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, yoksun bırakılıyor.

Bu hak yoksunlukları, kural olarak, yalnızca hapis cezasının infazı süresince geçerli oluyor. Yani, infaz tamamlandıktan sonra ilgili haklar kullanılabiliyor. Ancak denetimli serbestlik veya koşullu salıverme uygulanarak kişinin hapse girmemesi halinde de yasakların kalkması için yine bu sürenin dolması gerekiyor.

Siyasi hata

İmamoğlu'na isnat edilen suç, eminim ki, muhalif olmayan seçmenin dahi vicdanını rahatsız eden bir adaletsizlik taşıyor.

Bu da akıllara İmamoğlu ve adaletsizlik denilince akla gelen tekrarlanan İstanbul seçimlerini ve neticesinde adayların arasındaki farkın 40 katına çıkması sürecini getiriyor.

Peki, Erdoğan, seçim gecesi Kısıklı'da yaptığı konuşmasında doğrudan belirttiği İstanbul'u kazanma hedefindeki başlıca engeli olan İmamoğlu'nu önünden çekme gayretiyle, kendisinin yaşadığı mağduriyetin de ötesinde bir mağduriyete -hem de büyük bir haksızlık yaparak- düşürür mü?

Velev ki, konuşulduğu gibi, Eylül-Ekim aylarında İmamoğlu'nun cezası onanarak siyasi yasaklı hale düşürüldü; bu durumda, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimine kadar siyasi yasağı kalkacak olan büyük bir adaletsizlikle karşılaşmış mağdur İmamoğlu'nun karşısında bu defa, iktidar tarafından hangi adayın kazanma ihtimali olur?

Ya da iktidar, İmamoğlu'na siyasi yasak getirmenin ipini elinde tutmaya devam edip, İmamoğlu'nun her an yargı kararının kesinleşmesi ihtimali karşısında hiçbir seçimde aday olarak yer alamamasını mı sağlamayı planlıyor?

Pek çok kişi, CHP Genel Başkanı olması halinde İmamoğlu'nun cezasının onanmayacağını düşünüyor. Sebebi ise, ana muhalefet liderine yasak getirilmez, düşüncesi. Şahsi fikrim, bu düşüncenin fazla iyimser olduğu. Bu ekonomik koşullarda, belki hataları olan ama canla başla da çalışan muhalefet karşısında kazanan bir Erdoğan'ın yapabileceklerinin arttığını düşünüyorum.

Önümüzdeki süreç, olmaz dediklerimize şahit olmakla geçecek gibi duruyor.

Ancak her halükârda genç siyasetçi İmamoğlu'na getirilecek siyasi yasak, kamuoyunun da vicdanını rahatsız edecek ve büyük bir siyasi hata olacaktır. Bu açıdan, İmamoğlu davası, muhalefetin olduğu kadar, iktidarın da iyi bir siyasi muhasebe yapmasını gerektiriyor.

Yazarın Diğer Yazıları