İntikamın böylesi!
Gezi Davası üzerine kaç yazı yazdığımı hatırlamıyorum! Her seferinde karşımıza çıktı. Recep Tayyip Erdoğan Gezi kalkışmasını kendisine dert edindi ve en ufak bağlantıda üzerine gitti. Mahpushane kapılarını açtı.
Daha yeni... Ayşe Barım adında oyunculara dizi bulan bir menajer “darbeci” ilân edildi ve tutuklandı.
Bu nasıl bir intikam?! Gezi olayların başlangıcı 28 Mayıs 2013. Herkes oradaydı, desem yeridir. Daha sonra sol, kendileri için, böyle olayları “kalkışma” gördü ve bir netice almak istedi. Yaktı, yıktı. Halktan, polisten hayatlarını yitirenler oldu. Yine hatırlatayım, protestolar Türkiye’nin bütün ilindeydi. Sonra “Devlet” vaziyete hâkim oldu.
Vikipedi’ye baktım. “Gezi Parkı Olayları” başlığı altında ilk satırlar:
“Gezi Parkı olayları veya Gezi Parkı direnişi, 28 Mayıs 2013 tarihinde, ilk olarak İstanbul'daki Taksim Gezi Parkı için hazırlanan kentsel gelişim planına karşı çıkmak amacıyla düzenlenen, daha sonrasında ifade özgürlüğü, medya sansürü, otoriteryanizm gibi toplumsal sorunlara ve dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın görece baskıcı yönetimine karşı toplumsal bir harekete dönüşen protesto hareketleridir.”
(Ara not: Vikipedi’de önemli bir hâdise, bu kadar yavan, bu kadar, karışık nasıl anlatılabiliyor?! Türkçe neden bu kadar bozuk? Vikipedi’nin işini bilen editörü mü yok, yoksa Türkçeyi bozmayı kendilerine dert mi edindiler?!)
Önce gözaltına alma haberi... Anadolu Ajansı’nın sitesinden aktarıyorum:
“Soruşturma kapsamında yapılan araştırmalarda, firari sanık Mehmet Ali Alabora’nın bir başka kişiyle yaptığı tape görüşmesinin içeriğinde, Gezi Parkı odaklı olaylarda sanatçılara Gezi Parkı'nda bildiri yayınlanması konusunda fikir alışverişinin yapıldığı ve hayata geçirildiği tespit edildi.
Barım’ın, Gezi Parkı davasının sanıklarından Osman Kavala, Çiğdem Utku Mater ve Mehmet Ali Alabora'yla olaylarla ilgili yoğun iletişiminin olduğu, menajerliğini yaptığı sanatçıları Gezi Parkı olaylarının başlangıç tarihi olan 2013'te olaylara katılması için yönlendirmeler yaptığı, kendisinin de bu oyuncularla olaylara katıldığı belirlendi.
Soruşturma kapsamında, Barım, Gezi Parkı olaylarının planlayıcılarından olduğu gerekçesiyle ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ suçundan gözaltına alındı.”
Ve... Önceki akşam tutuklandı.
Akıl alacak gibi değil... Nedir bu kin Allah’ım!
İsmini ilk defa duyduğum Ayşe Barım, menajerlikle kendisini kamufle ederek devlete isyan bayrağı mı açmış! Onun “iş birliği yaptığı!” oyuncularla Recep T. Erdoğan bir araya gelmiş, fikir alışverişinde bulunmuştu hâlbuki... Nasıl darbeci oluyorlar? Sadece bunlar organize bir protestoya giriştiler, kendilerine “başarı” payı çıkarmak istediler. Hepsi bu! R. T. Erdoğan’ın toplantısında, şimdi Gezi Olayları Davası’ndan hapse atılanlar isimler de var.
Haberi yine Anadolu Ajansı’ndan alacağım:
“Başbakan Erdoğan sanatçılarla görüştü
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı ile ilgili yaptığı görüşmeler çerçevesinde 8 sanatçı ile Taksim Dayanışma'dan bazı kişileri kabul etti. / 13.06.2013 - Güncelleme : 13.06.2013
“Başbakanlık Resmi Konut'taki basına kapalı görüşme yaklaşık 3,5 saat sürdü.
Kabule, Taksim Dayanışma'dan TMMOB Başkanı Eyüp Muhcu ve Semt Dernekleri Sözcüsü Cem Tüzün ile sanatçılar Sunay Akın, Yavuz Bingöl, Ceyda Düvenci, Halit Ergenç, Sertap Erener, Mahsun Kırmızıgül, Nebil Özgentürk ve Ali Sunal katıldı.
İlk heyetten sonra gelen Taksim Dayanışma’dan Derya Karadağ, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nden Beyza Metin, KESK Kadın Sekreteri Canan Çalağan, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, İstanbul Tabip Odası Sekreteri Ali Çerkezoğlu, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman da daha sonra görüşmeye dahil oldu.
Görüşmeye, Başbakanlık Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ve Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı İbrahim Kalın ve Başbakan Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan da katıldı.”
O dönemde Cumhurbaşkanı aynı partiden Abdullah Gül’dü. Abdullah Gül farklı konuşuyor, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan farklı konuşuyordu. Bu farklılığı da ayrıntılı yazdım. Lütfen şu yazıma girin: https://www.yenicaggazetesi.com.tr/gezi-davasi-ak-partiyi-sarsar-536084h.htm
***
Gezi Davası’ndan ağırlaştırılmış hapis cezası verilen Osman Kavala fikriyle fikrim hiçbir surette uzlaşmaz. Aktivitesini Türkiye için çok zararlı bulurum. Adam, yıllardır, AİHM kararına rağmen, Gezi meselesinden boşu boşuna hapiste.
Başka örnekler de var. Yazıyı uzatmayacağım.
Bir ülkede muhalifler de olur, muvafıklar da... Ama kin olmaz!
Hele Müslümanım diyen, hiçbir surette kin gütmez, güdemez! Bir Müslüman için esas olan insanı kazanmaktır.
Maide Suresi’nin 8. ayetini hem Kur’ân-ı Kerim diliyle, hem mealiyle kaç defa hatırlattım. Bir daha hatırlatacağım:
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Maide, 5/8)
Trump Gazzelileri Uganda’ya sürmeli!
‘Gönüllerdeki Mehmet Gül’
Orta Doğu’da yeni devlete hazır olun!
Suriye’de ‘Öcalanistan’a adım adım...
Suriye PKK’sıyla Şam’ın antlaştığına inanalım mı?!
Nusayrîler, Alevîler derken...
‘Aramıza hoş geldin Sayın Apo’
‘Ülkücü Şehitlerin Evlatları’
PKK istedi bir göz Binali verdi iki göz!
‘Adem-i merkeziyet’ ile 'demokratik çözüm’ aynı mı?









