“TRT ve RTÜK bünyesinde oluşturulan partizan kadrolaşma sonucunda, her iki kurumun da kayıt ve yasadışı çalışır hale geldiğini” savunan Kart, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Aile bireyleri, kan ve sıhri akrabalık ilişkileri, aile bireylerinin arkadaşları, müsteşarlar, genel müdürler, milletvekilleri ve AKP örgütü üzerinden, kamu bankalarının içini boşaltan, ihale dağıtan, istihbarat ve medyayı kişisel ve siyasi çıkarları için kullanan, kişisel ve siyasi çıkarları uğruna Türkiye’nin toplumsal barışını devlet eliyle ve devlet gücüyle tehdit eder hale gelen bir adam, milletin adamı olamaz. Devletin Anayasal kurumları, Erdoğan’ın çiftliğine dönüştürülmüştür. Türkiye, kayıt ve yasadışı yöntemlerle yönetilmektedir. Türkiye, AKP’nin nüfuzuyla, bu nüfuzun kurumsal olarak kötüye kullanılması suretiyle kuşatılmıştır. Erdoğan’a sesleniyoruz: Keşke milletin adamı olabilsen. Milletin adamı olabilseydin, Türkiye’nin bugün toplumsal barışını tehdit altında olmazdı. Sen, 14. Louis’e özeniyorsun. ’Milletin adamıyım’diyerek Cumhurbaşkanlığına adayı olan Başbakan Erdoğan, artık ’Ben devletim, devlet benim’anlayışını, yasal, anayasal ihlaller ve etik dışı yöntemlerle uygulama aşamasındadır.”