IŞİD bahane, asıl hedef Türkiye!

ABD’nin Irak’ta IŞİD’e yönelik hava saldırılarına, “genişletilmiş taarruz” deniliyor. Bu çerçevede, Amerikan uçakları, Bağdat’ın güney batısında saldırı düzenledi. Amerikan gazeteleri ise resmi kaynaklara dayandırdıkları haberlerinde, Beşşar Esad yönetimindeki Suriye rejiminin Amerikan uçaklarına saldırması durumunda ABD’nin misilleme yapacağını yazdı! 

Diğer taraftan Tayyip Erdoğan, Katar dönüşü sırasında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Suriye sınırının hemen güneyinde bir tampon bölge oluşturulabileceğini söyledi. Tayyip Erdoğan, daha önce de Kandil’e operasyon yapması için NATO’yu bölgeye davet etmişti. NATO, o zaman gelmedi ama şimdi anlaşılıyor ki Batı ülkelerinin oluşturacağı kuvvetler tampon bölgeye yerleşecek! 

***

IŞİD, Hatay’ın güneyinden Akdeniz’e ulaşmak üzere! Bu bölgede Bayır-Bucak Türkmenleri de var. Türkiye’deki yandaş basın, Suriye’nin IŞİD ile mücadelesini “Suriye, Bayır-Bucak Türkmenlerini katlediyor”  diye veriyor... Oysa Suriye burada direnmezse, IŞİD denize ulaşacak! 
İngiltere Başbakanı David Cameron, IŞİD örgütünün amacına ulaşması halinde dünyanın “Akdeniz’in sınırlarına kadar gelmiş bir terörist devletle”  karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunmuştu. 
Cameron, bu sözlerle, IŞİD’e verdikleri görevin, hedefini itiraf etmiş oluyordu. Şimdi tampon bölgeye, İngilizler’in önderliğinde yabancı kuvvetler yerleşirse, Cameron’un dediği olacak! 

***

Ameliyat masasından kalkan İran’ın dini lideri Hamaney ise ABD’nin IŞİD’le mücadele stratejisini ve bunun için kurulacak koalisyonu “absürt ve içi boş” olarak nitelendirdi.
Koalisyonun IŞİD’le mücadeleden daha farklı hedefler peşinde olduğu, ABD’nin aslında IŞİD ile mücadele gibi bir derdi bulunmadığını söyleyen Hamaney,  “Gerçek şu ki ABD, sadece Pakistan’da kurulu bir hükümet ve güçlü bir ordu bulunmasına rağmen izinsiz bir şekilde bu ülkenin topraklarına girip birçok noktayı bombaladıkları gibi aynı senaryoyu Irak ve Suriye’de gerçekleştirmek için bahane arıyor”  dedi. 
İran Devrim Muhafızları Komutanı Muhammed Ali Caferi de ABD’nin IŞİD’e karşı kuracağı koalisyonun, örgütü yok edeceğinden şüphe ettiğini belirterek, “IŞİD’le mücadele bahanesiyle Suriye’ye saldıracaklar. Eğer ABD Suriye’ye saldırırsa buna pişman olacak” dedi. 

***

Başbakan Ahmet Davutoğlu ise işi gücü bırakmış, Kıbrıs’ın yeniden Rum hakimiyetine girmesi için Yunan ve Rum tarafına önerilerde bulunuyor. Davutoğlu, müzakerelerin ardından dönüşümlü yönetimin sağlanmasından söz ediyor hatta,  “Bir Türk bir Rum cumhurbaşkanı olduğu Kıbrıs’tan bahsediyorum. Rum olursa da gelirim, ilk ziyareti buraya yaparım, Türk olursa da yaparım. Kıbrıs Devleti’nin başında Türkler ve Rumlar birlikte, iki dost halk olarak temsil bulundururlarsa bakmayız Türk mü var, Rum mu var” diyor. 
Zaten mesele bu. İktidarda Türk egemenliğini korumak diye bir düşünce yok. Türk egemenliğini uluslararası bir paylaşımın konusu yapmak var. Misyonları budur. 
Zaten iktidara yakın  “analizci” ler  “Tayyip Erdoğan’ın kurucu cumhurbaşkanlığı ile ulaşılmak istenen hedefler, yerel değerler temelinde kapsayıcı bir milletin inşa edilmesi, bu milleti taşıyabilecek yeni bir siyasi birimin ortaya konması ve bu iki hedefin yansıması olan demokratik-çoğulcu bir uluslararası toplumun yaratılması ile ete kemiğe bürünecektir”  diyor. 
Yani iktidarın defterinde Türk yok;  “uluslararası toplum” dedikleri ne idüğü belirsiz bir toplumdur ve milleti olmayan bir devlet yıkılır. Bunu görebilecek birikime sahip olduklarına göre Türkiye Cumhuriyeti’ni sona erdirmek için mi çalışıyorlar? 
Kısacası, IŞİD bahanedir, Batı’nın hedefi Irak ve Suriye üzerinden Türkiye’yi çökertmektir! İçerden da açılım süreci ile buna hizmet ediyorlar! 

Yazarın Diğer Yazıları