İsrail kimin desteğiyle kuruldu sanıyorsunuz!

Dünkü yazımda “Lahey’deki karar, kim ne derse desin bir dönüm noktasıdır. Bir netice çıkacağını sanmıyorum ama, “soykırım”dan bahsedilmesi, bütün dünyanın Siyonistlerin mahkemeye çıkacağını duyması, akılda ister istemez birtakım soruları da doğuracak, “Nedir Siyonizim?” sorusunun cevabı aranacaktır.” diyorum.

Evet, nedir Siyonizm? Diğer milletlerin ideallerinden farklı mı? Meselâ Megali İdea’dan, meselâ Turancılık’tan farklı mı?

Megali İdea: Yunanca kavram. “Büyük fikir” anlamına gelir. Megali İdea’nın temel fikri, Bizans İmparatorluğu ile Pontus Rum Devleti’nin yeniden ihyası, Büyük Helen İmparatorluğu’nun kurulmasıdır.

Turancılık: Kısaca “büyük Türk birliği” demektir. Çerçeveyi Ziya Gökalp çizmiştir: “Türkçülüğün uzak mefkûresi Turan adı altında birleşen Oğuzları, Tatarları, Kırgızları, Özbekleri, Yakutları lisanda, edebiyatta, kültürde birleştirmektir.”

Turancılık nihaî hedefte, mümkünse, sınırları açmak; Türk devletlerini bir bayrak altında toplamaktır. Bu çok uç idealdir.

Turancılık’ta hedef dinî değildir; ancak, Türkler çoklukla Müslüman oldukları için, bir yönüyle “ümmet” kavramı da karşılar.

Belki Yunanlıların Megali İdea’da din sosu vardır. Çünkü Yunanlılar, kendilerini Ortodoksluğun sahibi görürler. Ruslar da Ortodoks’tur ve onlar da Bizans’ın mirasının kendilerine kalmasını arzu ederler. Hatta çabaları bu yöndedir. Bizdeki Patriklikle Moskova’daki patriklik bu yüzden çatışma hâlindedir.

Şimdi bütün dünyanın gözünün üzerinde olduğu Siyonizm’i açıklamadan önce, Yahudilerin dünyadaki yeri üzerinde çok kısa duracağız. Meselenin bizi ilgilendiren kısmı önemli. Çünkü, neticede İsrail Devleti “bizim” sınırlarımız içinde kurulmuştur ve çok açık söylüyorum bizimle var olmuştur. Bizim insanlığımız olmasaydı, Yahudiler, diğer ülkelerde boğulup giderlerdi.

Ne demek bizim sınırlarımız, ne demek bizim insanlığımız?!

Osmanlı Devleti, Avrupa’nın içlerine Asya’nın Kafkas sınırlarından başlayarak, Yemen’in ta uçlarına kadar hâkimdi. Siyonistlerin merkez yaptığı Kudüs, 9 Kasım 1917’de bizden çıktı, İngilizlere geçti.

Yahudiler, hemen bütün ülkelerde istiskal edildiler, zulüm gördüler, katliama uğradılar ama Osmanlı sahasında el üstünde tutuldular.

Yahudiler, Osmanlılarla 1326’da karşılaştılar.

Orhan Gazi Bursa’yı fethettiğinde Bizans idaresindeki Bursa Yahudileri Osmanlıları kurtarıcı gördüler. Orhan Gazi, Yahudilerin Etz ha-Hayim (Hayat Ağacı) Sinagogu’nu inşa etmelerine izin verdi. Edirne’nin fethinden sonra da Balkanlardan birçok Yahudi Osmanlı topraklarına göçtü.

1376’da Macaristan’dan ve 1394’te de Fransa’dan kovulan Aşkenaz Yahudileri, Osmanlı devletine sığındılar.

Yahudiler, Avrupa’da o kadar tahkir ediliyorlar, aşağılanıyorlardı ki, veba salgınlarının bile sebebi olarak onlar gösteriliyordu.

Osmanlı Devleti’nin Yahudilere hoşgörüsü, özellikle Avrupa’da yayılınca, Yahudiler peyder pey Osmanlı sahasına geçtiler.

Göçlerin en bilinenleri II. Bayezıd dönemi, İspanya ve Portekiz’de Hristiyanların zulmüne uğrayan Yahudilerin göçüdür.

Aşkenaz Yahudilerinin lideri Haham İzak Sarfati, 1454’te Avrupa’daki Yahudi cemaatlerine gönderdiği mektupta, Osmanlı devletinin huzurlu bir devlet olduğundan bahsederken bugünkü İsrail’in yapı taşı diyebileceğimiz bir hususu vurgular: “Kudüs ve İsrail’e giden yol buradan geçer.” (Devam edeceğiz.)

Yazarın Diğer Yazıları