Abdullah Öcalan’a sırça köşk hazır mı?

Yanı başımızda Türkiye’yi çok ama çok yakından ilgilendiren, dolaydan bile demeyeceğim, doğrudan içinde olduğumuz savaş sürerken, biz 40 yıldır vuruştuğumuz PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan’a Ankara’da, dayalı döşeli nasıl villa hazırlayacağımızın telaşına düştük.

Bu kapıyı aralayan da hiç beklenmedik isim. O ismi anmaya gerek var mı? Kaç defa partisinin grup toplantısında Abdullah Öcalan’a yeşil ışık yaktı. Önce, gelsin TBMM’ye nutuk atsın, dedi. Sonra baktı ilk elde TBMM’ye gelemeyecek, bu defa, PKK’nın uzantısı DEM’in adamları İmralı’ya gitsinler, akıl alsınlar gelsinler demeye gelen sözler etti.

Şunu tekrar yazayım... Abdullah Öcalan, başından beri kendi çizgisinde yürümüş, fikrinden asla taviz vermemiştir. Geri adım gibi görünen sözleri bile taktik icabıdır. Sonra aslına rücu ediyor.

Bizde birilerinin Abdullah Öcalan’dan sihirlenmesi, sosyal psikologların özel alanına girer. Araştırmalılar.

Hiç beklenmedik isimden böyle teklifler gelince elbette Abdullah Öcalan’a sırça köşk hazırlığına girişilecektir.

Rasim Ozan Kütahyalı, “Eğer süreç olumlu biterse Abdullah Öcalan Ankara'ya gelecek. Oturacağı ev -ev hapisanesi diyelim- hazır. Nerede olacağı, içindeki eşyalar, güvenlik çemberi her şey hazır. Oradan DEM Parti’yi yönetecek ve Türkiye siyaseti yepyeni bir döneme girecek.” cümlelerini kuruyor!

Gelişmelere bakılırsa insan ister istemez “Olabilir!” diyor.

Abdullah Öcalan’ın, kendisinin kurduğu çetelerle mücadele edenlerin, ona nasıl itibar ettiğini dün de yazdım. İtibar silahı eline alır almaz başlamış.

Dün yazdım... Yargılanmasının bütün safhasını birinci şahit olarak yazdığımız kitabımızın adını “İmralı’daki Konuk” koymamızın sebebini dün belirttim. Onu başından beri ağırlıyoruz!

***

Turgut Özal’ın onun için ne dediğini biliyor musunuz? Abdullah Öcalan’ın Suriye’de korunmasında özel gayreti olan Celal Talabanî, Turgut Özal zamanında Ankara’ya gelip gidiyor, A. Öcalan’la Ankara’dakiler arasında söz getirip götürüyordu.

Turgut Özal’la bir görüşmesinde Talabanî’ye, Öcalan’ı kastederek “Bu deliden (mecnun) durmasını ve ateşkes süresini uzatmasını iste ki, bu konuda askerleri (el-askeriyin) ve halkı (nâs) ikna etmek için bir çıkış yolu bulayım.” diyor.

Kitabımızdaki Talabanî-Ankara ilişkilerini El-Vasat’tan tercüme ederek ayrıntılı verdim.

“Deli” bizde ne manalarda kullanılır? Kitabımızda yazdım:

Deli”nin Türkçedeki anlamları hem “iyi”, hem de “kötü”dür. “Deli”; gözü kara, yiğit anlamlarına gelir. Delifişek, çılgın kişileri sevimli göstermek için “deli” denir. Bir de akıldan noksan olanlar vardır. Ayrıca çılgınlık yapanlara “aklını yitirmiş” denir. Özal, Talabanî vasıtasıyla Öcalan’la diyaloğa geçtiğine göre, “deli” sıfatını hangi manada kullandı dersiniz?

Burada “deli” sözüyle A. Öcalan’a itibar edilmediğini söyleyebilir miyiz?!

O itibarın nasıl bir faciaya yol açtığını biliyor musunuz? El-Vasat’dan Talabanî’nin sözlerini aynen aktardım:

“Şemdin Sakık’ın, izinden dönen 22 askeri [33 olacak. A. T.] kaçırıp öldürmesi suçuyla beraber anlaşma da bozulmuş oldu.

[Öcalan’a] Bu cinayeti kınayan bir açıklama yapması konusunda nasihat ettim. Ve bu olaya sebep olan adamı mahkemeye sevk etmesini [cezalandırmasını] istedim. Ancak o bunu reddetti. Bunları söylediğim için ilişkilerimiz gerildi.”

Bir antlaşmaya varıyorsun, kendi adamı, (sonra “düşmanı olacak”) DEM’in milletvekili Sırrı Sakık’ın kardeşi Şemdin Sakık, askerlerimizi şehit edecek ve A. Öcalan bunun cevabını vermeye lüzum görmeyecek! (Şemdin Sakık’ın İmralı'da Bir Tiran: Abdullah Öcalan” kitabını hatırlatırım. Şemdin’in artık karşısında olduğu için alabildiğine hücum ettiğini düşünebilirsiniz. İnanın, o yazdıklarının yüzde 10’u bile insanı dehşete düşürüyor. Üstelik, ben de eski PKK’lılarla yaptığım röportajlarda paralel sözleri işittim.)

***

Ne zaman A. Öcalan’a itibar edilse, birilerini gönderip konuşturulsa, arkası feci geliyor. “Çözüm=Çözülme” döneminde PKK/HDP milletvekillerini İmralı’ya taşıyıp konuşturmadılar mı? Akıl aldırmadılar mı? Arkası nasıl geldi? Hendekler kazıldı. Bine yakın polisimiz, askerimiz şehit düştü. Şimdi kararlı bir şekilde mücadele yürütülürken, PKK’nın Suriye’deki kalıntılarını temizleme fırsatı doğmuşken, Abdullah Öcalan’a yine kapı aralanıyor.

Yazarın Diğer Yazıları