İttifak konusu üzerine…

İttifak konusu üzerine…

Siyasetin gündemindeki tartışmaların, “ittifak meselesi”ne bir açıklık getirmeyi gerektirdiği kanaatiyle, neden ittifaklara ihtiyaç duyuldu, nedir bu ittifakları gerekli/gereksiz yapan, bu yazıda ele alalım isterim…

2018 değişikliğiyle geldi

Türkiye’de 2018 yılına kadar siyasi partilerin seçimlere kendi isimleriyle ittifak kurarak” girmeleri, açıkça yasaktı.

2018 yılında, Milletvekili Seçimi Kanunu, değişikliğe uğradı.

Bu değişiklik, Kanunun 34. maddesine seçim ittifaklarını dâhil etti.

Buna göre, siyasi partiler seçimlere katılırken ittifak kurabildi. Bu ittifaka verilen oyların barajı geçmesi halinde ise, ittifaktaki partiler bireysel olarak barajdan muaf oldu.

Düzenlemenin ilk halinde ittifaktaki siyasi partiler, hem kendi oylarından hem de ittifaktaki diğer partilerin oylarından faydalanarak sandalye elde etmekteydi.

Ardından 6 Nisan 2022’de 7393 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, bu son imkân kalktı. Ancak ittifak barajı uygulaması ve ittifakın ortak oyu uygulaması partilerin oy oranlarının katsayılarına göre dağıtılmak suretiyle devam etti.

Seçim ittifakları

Elbette ki, kanun, seçimlerde ittifak kurulmasını zorunlu kılmıyor ama hükümet sisteminin gerektirdiği 50+1 çoğunluğu ve seçim barajı, siyasi partileri, bir araya toplanmaya mecbur bırakıyor.

Olumlu tarafından bakarsak, demokrasilerde ittifaklar, farklı ideolojilerin bir araya gelmesini, böylece yapılacak siyasi pazarlıklar sonucu uzlaşmacı bir yol izlenmesini mümkün kılabiliyor.

Ne oluyor seçim ittifakı kurulunca?

Siyasi partiler, seçimlere tek başına katılmak yerine, ortak bir seçim stratejisi kurma yoluna gidiyor.

Burada, ortak strateji, elbette başarılı veya başarısız sonuçlanabiliyor.

Türkiye’deki genel seçimlerden önce konuştuğumuz, Başbakan Orban ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemleri arasındaki benzerlik ve her iki ülkedeki demokraside yaşanan gerileme nedeniyle ilgimizi çeken Macaristan’da da son genel seçimlerde 6 siyasi parti seçim ittifakı yapmış ve Orban’ın partisi Fidesz’in başını çektiği ittifak karşısında başarılı olamamıştı.

Bugünlerde Avrupa’da en çok konuşulan ittifaklardan biri, önümüzdeki ay gerçekleşecek olan İspanya seçimlerinde başarı şansını arttırmak için bir araya gelen 16 siyasi partiden oluşan ittifak.

Siyasi stratejiler

Demek istediğim şu ki, siyasi partiler, kanunlar çerçevesinde seçimlerin öncesinde bir araya gelerek ortak bir strateji belirleyebilir. Bu strateji başarısız olursa, yeni bir stratejiye yönelmek de elbet mümkündür.

Genel seçimler özelinde Türkiye’de muhalefet blogunun kurduğu Millet İttifakı’nın CHP ve İYİ Parti’ye belki de getirisi olduğu kadar götürüsü olmuştur. Özellikle, ideolojik kaymalar, seçmen tarafından tutarsızlık olarak algılanmış ve güven kaybına neden olmuştur.

Bu sebeple, seçim sonrası partilerin bireysel siyasetlerine geri dönmeleri, kendi seçmenlerini konsolide etmeyi kolaylaştırabilir.

Bu elbette ki, partilerin bundan sonra birbirine sırtını dönmesi ve/veya meydanlarda birbirlerini karşılarına alan sert söylemlerde bulunmaları anlamına gelmiyor. Ancak aynı çatı altında toplanmanın neden olduğu, ayrıştırıcı özelliklerin kaybolması halinin de iyi değerlendirilmesi gerekiyor.

Tabii, özellikle bugün Türkiye’deki büyük partilerin lehine işleyen sistemde, ittifak içinde yer almanın siyasi partilere avantajları da var.

Bu açıdan, sert ifadelerin kullanılması ve bir daha asla seçim ittifakı kurmayacakmış izleniminin seçmende oluşturulması da istenenden ters tepkiye yol açabilir.

Zira özellikle de yerel seçimlerdeki başarı için seçim ittifaklarına daha çok ihtiyaç duyulmaktadır.

Ani çıkışlar, sert söylemler ve siyasi avantajlar için bu sert söylemlerden dönülmesi seçmende tutarsızlık ve zayıflık olarak algılanabilir.

Yerel seçimlere oldukça az zaman kaldı. Ön görülü olmak, bütünleşik söylemler geliştirmek ve seçmene tutarlı bir görüntü vermek oldukça önemli.

Yazarın Diğer Yazıları