Kanser hastaları sıra, Hatay doktor bekliyor. Doktorun biri özele, diğeri yurt dışına gitti

Kanser hastaları sıra, Hatay doktor bekliyor. Doktorun biri özele, diğeri yurt dışına gitti
Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli tek onkolog, binlerce hastaya bakıyor. Bir kanser hastası, “Ona da yazık, yetişemiyor ki. Pazartesi yeni doktor gelecekmiş” diyor.

Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Hastanesi''nde görev yapan tıbbi onkolog tayinle Ankara’ya gitti. 

Gazete Duvar''dan Burcu Özkaya Günaydın''ın haberine göre; kanser hastalarının bir kısmı Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bir kısmı da özel hastaneye gitmek zorunda kaldı. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan tek onkologun da işi zorlaştı.

Hatay’daki kanser hastalarının yaşadığını gözlemlemek için meme kanseri olan S.A. ile Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi onkoloji polikliniğine beraber giden Günaydın, hastaların yaşadıklarını şöyle anlattı:

HASTANE HASTANE DOLAŞMAMAK İÇİN TEDAVİYE BAŞLAMAMIŞ

S.A.’ya altı sene önce kanser teşhisi konulmasına rağmen ‘hastane hastane’ dolaşmamak için tedaviye başlamamış. Üç senedir mecbur kaldığı için tedavi görüyor. Biz sabah saat 10.00 gibi hastaneye gittik. Hastane için geç bir saat olup olmadığını S.A’ya sordum. S.A. da “Ben ilk tedaviye başladığımda saat 06.30-07.00 gibi gidiyordum. Her türlü öğleden sonraya kalıyordum, hatta saat 16.00’ya kadar kaldığım bile oldu. Bugün çok uzun bir işlemim yok. Bir de MKÜ Tıp Fakültesi Onkoloji birimi doktoru Ankara’ya gidince orası kapandı. Giden doktorun hastaları da artık burada. Burada bir onkoloji doktoru ve yanında iki dahiliye doktoru var. Tek doktor olduğu için sıraya göre ilerlemiyor. Saat 10.00’da randevusu olan bir hasta, hiçbir zaman o saatte muayene olamaz. Her türlü bekleyeceğimiz için çok erken gitmiyorum” diye yanıt veriyor.

Onkoloji polikliniği kalabalık. Oturarak bekleyen hastaların yanı sıra ayakta bekleyen hastalar da var. S.A.’ya göre hastane pek kalabalık değil. Kalabalık olduğunda oturma yeri kalmadığı için yere oturan, ya da yere bir şey serip yatan çok fazla hasta olduğunu söyledi. Poliklinikte, çok sık sözlü ve fiziki şiddet yaşandığı için düzen, özel güvenlikle sağlanıyor.

DOKTORUN BİRİ ÖZELE DİĞERİ YURTDIŞINA GİTTİ

Onkoloji polikliniğinde daha önce üç doktor görev yapıyordu ancak biri özel bir hastaneye geçti, diğeri de yurt dışına yerleşti. Bu nedenle serviste tek onkolog kaldı.

S.A, doktordan çok memnun. Tek başına olmasına rağmen başından savmadığını, herkesle ilgilenmeye çalıştığını anlattı.

Her yaştan hastayla doluydu poliklinik. Gözüm boş yer aradı ama yoktu. Ayakta bekleyen birkaç kadın hastanın yanında hasta gibi beklemeye başladım. Türkiye’de hastaneler, aynı zamanda dert anlatma mekânları haline geldi. Beklerken yanımdaki hastayla sohbete başladık. Altınözü’nün bir köyünden EMAR çektirmek için gelen hastanın beyninde tümör var, iki defa da ameliyat geçirmiş. Erken saatte gelen hasta, öğleden sonraya kalmamak için doktorun sekreterine birkaç defa girdi, çıktı ve sonunda EMAR’a girmeyi başardı. Giderken de “En azından öğleden sonraya işim kalmaz da akşama evde olurum” dedi.

‘DOKTORA DA YAZIK, YETİŞEMİYOR Kİ’

Bir diğer hastayla sohbete koyuldum. Benim pek soru sormama fırsat vermeden kendi anlatmaya başladı. Meme kanseri olduğunu ve iki senedir tedavi gördüğünü söyledi. Polikliniğin hep kalabalık olduğunu belirten hasta, “Diğer hastanede onkoloji servisi kapandı, o hastalar da burada. Herkese tek doktor bakıyor, yanında iki tane dâhiliye doktoru yardım ediyor. Ona da yazık, yetişemiyor ki. Zaten randevu zamanına göre gidemiyor, kayıyor illa. Bir doktor daha gelecekmiş pazartesi günü. Biraz rahatlar doktor da” dedi.

''PAZARTESİ BİR DOKTOR DAHA GELİYORMUŞ''

Poliklinikte Suriyeli hasta sayısı dikkat çekiyor. Kısmi Arapçamla iletişim kurmak istiyorum ama olmuyor. Suriyeliler için poliklinikte Arapça tercüman var ama o da çok yoğun. Güvenlik görevlisini yakalıyorum konuşmak için. Önce biraz çekinip konuşmak istemese de sonra başlıyor anlatmaya:

“Çok stresli ve yorucu burası. İnanın akşam eve gidiyorum, kahve içemeden uyuyakalıyorum. Kanser zaten zor bir hastalık. Ailemde üç kişiyi kanserden toprağa verdim. Ben onların ne yaşadığını çok iyi anlıyorum. Antep’ten İskenderun’dan, köylerden sabahın köründe geliyor insanlar. Hastalar, oturacak yer bulamayınca yerlere oturuyorlar. Oturma yeri yetersiz burada. Diğer tarafı tamamen kapattılar. Burada bir onkoloji doktoruna iki dâhiliye doktoru yardım ediyor. Onlar da çok yoruluyor. İnanın mesai bitimine gelin, doktorun gözler kan çanağı. Çok şükür pazartesi bir doktor daha geliyormuş. Biraz rahatlar burası.”

Onkolojide polikliniğinde Suriyeli hasta sayısının çok fazla olduğunu söylediğimde güvenlik şunları söyledi: “Evet, üç Türk hasta varsa on tane Suriyeli hasta var. Kadınlar meme, erkekler prostat kanseri. Ben birkaç kişiye ‘Sizde niye bu kadar fazla kanser hastalığı var’ diye sordum. Savaşta kullanılan kimyasalın etkisi olduğunu söylediler. Benim aklıma da başka bir şey gelmiyor ki... Üzülüyorum tabi, savaştan kaç gel, sonra kanser ol.”

NE OLMUŞTU?

Hatay geneli kamu hastanelerinde biri Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi, diğeri İskenderun olmak üzere iki tıbbi onkolog görev yapıyor. Hatay Mustafa Kemal (MKÜ) Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Hastanesi''nde görev yapan tıbbi onkoloğun Aralık 2022’de Ankara’ya tayini çıkmasıyla bu hastanede onkoloji birimi kapandı. Buradaki bini aşkın hasta da Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaydı. Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz, kanser gibi çok dikkatli takip yapılması gereken bir hastalıkta bu kadar az sayıda doktorun olmasının; hem hasta hem doktor için sağlıksız olduğunu söyledi.  

İlgili Haberler