MEDYA POLEMİK

MEDYA POLEMİK
Nerede bu paralar arkadaş!..

Önce bir anımsatma:
Tarih: 10 Eylül 2002.
İGDAŞ, AKBİL, İSTAŞ, İSBAK, KİPTAŞ, Halk Ekmek soruşturmaları sonucu İstanbul Büyükşehir eski Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında davalar açıldı.
17 klasör tutan soruşturmada         22 trilyonluk haksız kazançtan     bahsediliyordu.
İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dava TCK’nın 366. Maddesi’nin 2. Fıkrası gereği açıldı ve Erdoğan hakkında 9 yıl hapis istendi.
Tarih: 12 Kasım 2002.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan döneminde haksız elde edilen ihalelerle ilgili Albayrak kardeşlerin davası, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyordu.
İki mahkemenin birleştirilmesine karar verildi; Erdoğan ağır     cezalık oldu.
Bu arada...
Aynı yıl, 21 Haziran 2002’de İçişleri Bakanlığı, Erdoğan hakkında izin almadan Haliç düzenlemeleri için 50 kat ödeme yaparak, belediyeyi 1 milyon 354 bin dolar zararı uğrattığı için soruşturma başlattı.
Gazeteler yazıyordu:      “Yenilikçi Hortumcu!” 
(...)
Yukarıdaki davalarda yargılanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sanık bürokratlarıydı. Hepsi 3 Kasım 2002’de milletvekili yapıldı. Dokunulmazlıkları vardı artık. Sonra Erdoğan da o dokunmazlık zırhını kuşandı.
(...)
Türkiye’nin dış borcu:
2002’de; 129.592 milyar dolar’dı.
2013’te; 388.243 milyar         dolar oldu. Cari açık Türkiye tarihi rekoru kırdı: 83 milyar dolar.
Kişi başına düşen borç:
2002’de; 1.963 dolar’dı
2013’te; 5.105 dolar oldu.
Dünya kriteri; Borç, milli gelirin yüzde 40’ını geçerse o ülke için kırmızı alarm verilmelidir. Türkiye’de oran yüzde 53!
Erdoğan hep övünüyor:  “Türkiye bugün dünyanın en büyük 17. büyük ekonomisidir.” 
Türkiye 1986’da daha iyiydi; dünya 16. idi! Hiç beğenilmeyen 1979’da dünyanın 19. büyük ekonomisiydi.
Tasarruf, yatırım oranları; petrol krizi ve Kıbrıs Savaşı’nın yaşandığı 1974 ile bugün aynı düzeyde! İmalat sanayinde ise düzeyimiz 1955 ile aynı!
Oysa...
Yıllık toplanan 1.2 trilyon dolar vergi getirisi var.
Sadece 2013’teki özelleştirme         geliri 12.4 milyar dolar.
2003’e kadar özelleştirme geliri 8.2 milyar dolar’dı.
AKP döneminde bu rakam 46.3     milyar dolar’a fırladı.
Bu paralar nerede arkadaş?
Tek övündükleri Marmaray’ın toplam proje gideri -biraz da ben üstüne koyayım- 10 milyar dolar’dır! “Yola gitti” demeyin; AKP döneminde toplam yol artışı 1950-1960 arası Menderes hükümetlerinin yaptığı yol yapımını ancak yakalayabildi! Evet sormalıyız, nerede bu paralar? (...)
Soner Yalçın/Sözcü

 

Yüzsüzlüğün bu kadarı da fazla...
Bayan başkan:
 “Sayın üye, rüşvet almadığınızı kanıtlamak için burada namaz kılmanız iç tüzükte yok efendim... Soruşturma önergesi zaten abdest soruşturması değil, rüşvet soruşturması... Yani içim kurudu...” 
Üye:
 “İmanım sorgulanıyor Sayın     Başkan...” 
Başkan:
“Tamam ama hakkınızdaki rüşvet soruşturması üzerinde konuşacaksınız... İki rekat kılayım görsünler iman kimde ne demek... Kürsünün önünde namaz meclis geleneğinde yok...” 
(...)
Üye:
“Ben Hac’a da gitmişim...” 
Başkan:
“Allah kabul etsin efendim... Tavaf vecibesini temsilen kürsünün etrafında dönmekten vazgeçiniz sayın üye...” 
Üye:
“Yarabbim bizi cennetinden mahrum etme...” 
Başkan:
“Sayın üye, sayın üye... Siz öyle deyince iktidar sıralarından ’amin’denilmesi, soruşturma önergesinin reddi manasına gelmiyor... Oylama yapılmasına gerek kalmadı ne demek... İçim kurudu...” 

*

Sonunda soruşturma komisyonu kuruldu...

*

Hırsızlığı yakalayan polisleri sürdüler... Soruşturan savcıyı sepetlediler... Karar veren hakimi gönderdiler... Meclis’ten yayını kestiler... Başbakan bu     iddiaların  “iftira olduğunu” açıkladı size...
Hâlâ 8/15 AKP’linin çoğunlukta     olduğu bir komisyondan sonuç çıkmasını ve dört bakanın Yüce Divan’da yargılanmasını bekliyorsanız...
Safsınız...
Çünkü öbür türlü ucu Bilal’e     uzanacak...

*

Soruşturma komisyonu değil,     savuşturma komisyonudur bu...
Türkiye ile alay ediyorlar...
Hakikaten içimiz kurudu...
Bekir Coşkun/Sözcü

 

Etik değil ama “suç” sayılmaz(!)
(...) 1) Ali Ağaoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Timur Soysal ile konuşuyor:      “Açık ve net söylüyorum, Başbakan’a yaptırdım. Siz yapmadınız. Kadir Bey bin kişinin önünde söz verdi, bu ay dedi, önümüzdeki ay dedi yapmadı. Ben de gittim sayın patrona söyledim. Büyük patron da direkt bakana talimat verdi ‘Halledin burayı’ dedi.” 
2) Ali Ağaoğlu, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu’yla konuşuyor. Babuşçu, Bakırköy’deki imar değişikliği geçiren arazinin sıkıntı yarattığını söylüyor: “O iş çok ciddi sıkıntıya sebebiyet         veriyor. Büyükşehir reddetmiş, onun üzerine bakanlığa gidilmiş; bakanlık özel proje alanı ilan etmiş... Özellikle bizim grup açısından sorun haline geldi. Çünkü Büyükşehir’in reddettiği bir şey bu... İstanbul’da ilan edilen tek özel proje alanı, başka yok diyorlar.” Ve Ali Ağaoğlu’nun cevabı:  “Ama büyük patronun talimatıyla yapılan         bir şey o.” 
3) Ağaoğlu, Erdoğan Bayraktar ile konuşmasında, İBB’nin belirlediği 63 metrelik yükseklik şartının 70 metreye çıkarılması gerektiğini söylüyor.
Ve işte Erdoğan Bayraktar’ın cevabı:      “Sen bildiğin gibi yap boş ver yani... Sana uymuyorsa, sen bildiğin gibi yap.” 
4) Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Oğuz Abdullah Bayraktar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman’ı işleri gerektiği gibi takip etmediği için fırçalıyor:
...Bunca bilgi ve bulguya gözlerimizi kapayacağız(...) bakan oğlunun, bakanlıkta iş takip etmesini, sadece etik açıdan eleştireceğiz. Konuşmaları tekrar okuyun ve elinizi vicdanınıza koyup cevap verin: Takipsizlik kararı haklı görünüyor mu? (...)
Nazlı Ilıcak/Bugün

 

Haydi seçmen okula; geometri öğreniyoruz...
Çünkü memleketi kurtarmanın yolu “kesişen üçgenler kümesi denklemini” çözmekten geçiyor!..

Dört eski bakanla ilgili fezlekelerin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’na katılan Bahçeli, verilen aralarda muhalefet kulisinde ‘köşk’ olarak bilinen bölümde gece saat 01.00’den sonra Hürriyet muhabiri ile uzun bir sohbet yaptı. (...) Konuya verdiği önemi, “Gece gündüz bu konu üzerinde düşünüyorum Şükrü Bey” sözleri ile de ifade eden Bahçeli, (...)  “Bakın Şükrü Bey, bu işin bir formülü var, bunu uygulamalıyız” diyerek bir not kâğıdı istedi. Bahçeli, Adan’ın uzattığı kâğıdı aldı, cebinden kalemini çıkardı, iki tane üçgen çizdi. Bu üçgenlerden birinin altına yüzde 64, diğerine yüzde 36 yazdı. Türkiye’de seçmen gerçeğinin bu olduğunu söyledi. Bahçeli, sonra iki üçgenin üst ortasına bir yuvarlak çizdi. O yuvarlaktan iki üçgenin geniş bölümlerini içine alan iki yeni çizgi çekti, daha büyük bir oranı içeren en büyük üçgeni ortaya çıkardı. “Çare bu üçüncü, büyük üçgen” diyen Bahçeli bu geometrik formülü,  “Şimdi biz, bu iki üçgenden daha büyük bir üçgen ortaya çıkarmalıyız... Bu iki üçgenin içindeki vatandaşın kabulünü görecek bir ismi aday gösterirsek, yüzde 64 ve 36’dan büyük bir bölümü buraya kayar. Peki, bu isim nasıl biri olmalı ki bu tablo gerçekleşsin?” diye özetledi.
Şükrü Küçükşahin/Hürriyet

 

GÜNÜN SORUSU
Ne bekleniyordu? RTE’nin dört bakanının Meclis’te kürsüye çıkıp, evet rüşvet aldım veya oğlum için kimi yolsuzluklara yeşil ışık yaktım, demeleri mi bekleniyordu? 
Bunlar RTE’nin askerleri...  (...)  Can ciğer Başbakanı’nı rüşvet aldı diye Çankaya     yolunda yalnız mı bırakacak yani? 
Cüneyt Arcayürek/Cumhuriyet

 

Başkanın atıcılık idmanı
5 Mayıs 2014 Pazartesi, Meclis’te dört AKP’li bakanın yolsuzluk iddiaları     görüşülecek.
Pazartesileri Meclis TV canlı yayın yapmıyor. AKP görüşmeleri pazartesi gününe denk düşürüyor. Meclis’teki üç muhalefet partisi de, Meclis Başkanlığı’na başvurarak, görüşmelerin Meclis TV’den yayınlanmasını istiyor. Meclis TV yayını TRT 3 kanalından gerçekleşiyor. Meclis Başkanı Cemil Çiçek muhalefete yazı yazıyor:  “Yayın süresindeki değişiklikler aynı zamanda TRT Spor Kanalı olarak yayın yapan TRT 3 Kanalının spor programlarında, özellikle, canlı yayınlarında aksamalara sebep olmaktadır. Bu nedenle yayın süresi dışına çıkılması mümkün değildir.” 
Demek ki, canlı yayın yok.
Oysa 5 Mayıs 2014,     görüşmelerin başladığı 14.15’ten itibaren TRT 3 yayın akışı şöyle: Beşiktaş-Kasımpaşa maçı özeti, Ersun Yanal şampiyonluk öyküsü, hava durumu, spor bülteni, Fransa ve Şili 38. hafta maç özetleri, hava durumu. Futbol, basketbol, tenis, yüzme, boks, atletizm, eskrim, buz pateni, hentbol, güreş, hangi spor dalı varsa, 5 Mayıs günü saat 14.15’te TRT 3’te canlı spor yayını yok. Ama, başkandan atıcılık idmanı var, yolsuzluk görüşmelerini halktan kaçırma sporu...
Yalçın Doğan/Hürriyet