Korona virüs kadar zararlı. Çaresi bir o kadar basit. İşte o tavsiyeler

Korona virüs kadar zararlı. Çaresi bir o kadar basit. İşte o tavsiyeler
Korona virüs salgını her geçen gün artmaya devam ederken salgındaki endişeler ruh sağlığımızı da olumsuz yönde etkiliyor. Bu süreçte yapılması gerekenlere ilişkin tavsiyelerde bulunan Ruh Sağlığı Derneği uzmanlarından Uzman Psikolog Şeyma Kaplan, "Boş zamanlarda mütemadiyen aynı şeyleri tekrarlamak bir süre sonra hayat enerjimizi azaltır, motivasyonumuzu düşürür" diyerek tavsiyelerde bulundu.

Habertürk’ten Demet Demirkır’ın haberine göre, korona virüse dair endişeler ruh sağlığımızı da olumsuz yönde etkiliyor. Uzmanlar, kaygının doğal bir durum olduğunu ancak günlük hayatımız olumsuz yönde etkilenmeye başlıyorsa profesyonel destek alınması gerektiğini vurguluyor.

Bu süreçte yapılması gerekenlere ilişkin bir dizi tavsiyelerde bulunan Ruh Sağlığı Derneği uzmanlarından Uzman Psikolog Şeyma Kaplan, "Bu süreç hala bitmedi ve evde neler yapabiliriz diye düşünmeye başladık. Bunun yanında yaşam düzenimizin dışarıdan gelen bir uyarıcıyla değişmek zorunda kalması pek çoğumuzu olumsuz etkiledi. Çocuklar evde, çalışma koşullarını ayarlayabilen ebeveynler evde. Evlerimiz dinlendiğimiz bir yerken birden bire hem çalışma hem de okul olmaya başladı. Evimiz birkaç oda, aynı mobilyalar, aynı duvarlar, üzerimizde ise pijamalarımızla hayatımıza kaldığımız yerden devam etmek zorunda kaldık. Bunun yanında yapılacak şeyler evde daha çabuk biter oldu. Ancak boş zamanlarda mütemadiyen aynı şeyleri tekrarlamak bir süre sonra hayat enerjimizi azaltır, motivasyonumuzu düşürür" diye konuştu.

İŞTE O TAVSİYELER VE YAPILMASI GEREKENLER

Küçük değişikliklerle hem evin havasını değiştirme hem de evlerimizi daha kullanışlı hale getirmenin mümkün olduğunu aktaran Uzman Psikolog Kaplan, korona günlerinde yapılması gerekenleri anlattı.

Kaplan, şu önerilerde bulundu:

Evdeki mobilyaların ara sıra yerlerini değiştirebilir farklı bir hava yaratabiliriz. Çalışma odası ya da köşeler oluşturabilirsek eğer evin yaşam alanlarının ortasında çalışarak dinlenme ve çalışma arasında kalmamış oluruz. Çalışma ve okul saatlerimiz bittiğinde dinlenme zamanlarını planlayabiliriz. Mesala bir müzik açabiliriz ve küçük molalar oluşturabiliriz. Günün belli bir saatini dans saati olarak belirleyebilirsiniz. Açın müziğin sesini biraz. Sadece dinleyin ve dans edin. Anne babasını dans ederken gören çocuklar inanılmaz mutluluk duyuyor.

Bir anlamda “Sorun yok, sağlıklıyız, mutluyuz ve beraberiz” mesajını vermiş olursunuz hem kendinize hem de çocuğunuza.

-Sessiz film saatleri yapabiliriz. Birer kase mısır patlatıp ekranlardan uzak ailece sessiz sinema oynayabiliriz ya da tabu gibi oyunlarla keyifli zamanlar yaşayabiliriz.

-Çok parçalı bir puzzle tamamlayabilirsiniz. Örneğin 1000 parçalı bir puzzle ile pandemi döneminde yeni bir hobi edinebilirsiniz. Monopoly ya da jenga gibi oyunlarınız varsa oynayabilirsiniz. Bunları evde kendiniz tasarlayabilirsiniz.

"KENDİNİZE İZİN VERİN, YORULABİLECEĞİNİZİ UNUTMAYIN"

Tüm bunları organize ederken zaman zaman kişilerin sıkılabileceğini ve kendilerini yorgun hissedebileceklerine değinen Uzman Psikolog Şeyma Kaplan sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendinize izin verin. Resim yapmak, hamurla oynamak, oyun oynamak, yap boz yapmak, farklı etkinlikler organize etmek, ders dinlemek ve ödev yapmak hepsi vakit geçirtir ama bir yere kadar. Yetişkin olarak tüm gün çocukla oyun oynayabilmek de zor ve yorucu olabilir. Çocuğuna sürekli bir aktivite sunmaya çalışan ebeveyn bir zaman sonra tıkanır. Çocuk sıkılmaya başlar. Çocuğunun sıkıldığını gören anne ya da baba çaresizleşir. Arkasından öfke gelebilir ve herkes diğerini suçlamaya başlayabilir. Yaşanan koşullardan ötürü zaten yeterince gergin olan anne ve baba süreci idare etmekte zorlanabilir. Sonrasında hem suçlu hissetme hem de bir vicdan azabı duygularımıza eşlik edebilir. Vicdan azabıyla daha çok oynamaya, ilgilenmeye çalışmayın. Yorulabileceğinizi unutmayın. Anne baba olarak çocuğunuzun her anını eğlenceli ve verimli geçirmesini sağlayamayabilirsiniz. Bu mükemmelliyetçi ebeveyn özelliğidir ve çocuğa da mükemmel olması gerektiğini öğretir. Yani siz güzel bir iş çıkardığınızı düşünürken gerçeklikten uzaklaşmaya başlarsınız. Kendinize alan yaratın, çocuğunuza da sıkılması için alan bırakın, biraz sıkılsın, kendi başına bir şeyler yaratmaya çalışsın.

HOLLANDALI UZMANLARDA YAPILMASI GEREKENLERİ AÇIKLADI

Hollandalı uzmanlar, salgının ikinci dalgasında psikolojik sorunları en aza indirmek için yapılması gerekenleri ise şöyle özetledi:

Sosyalleşin: Salgına ve mesafe zorunluluğuna rağmen sosyal ilişkilerinizi geçmişteki düzeyde tutun. 1,5 metre mesafeden de olsa, insanlarla görüşmeyi sürdürün.

Hareket edin: Günlük olarak, mümkünse yeşil bir ortamda yürüyüş yapın. Bu vücudun stres düzeyini aşağıya çeker. Orman, kumsal gibi engebeli alanlarda yürümek, çok fazla adrenalin sağlayan zorlu egzersizlerden daha iyidir.

Olumlu şeyler planlayın: Film izlemek, kedi sevmek, arkadaşlarla sohbet etmek gibi günde en az bir iki olumlu plan yapın. Olumsuz mesaj ve iletişimi sınırlayın. Bu, olumlu bir bakış açısı geliştirmenize yardımcı olabilir.

Bugünü yaşayın: Gelecek hafta ya da gelecek ay için boşuna endişelenmeyin. "Zihinsel zaman yolculukları" ile olumlu hayaller kurarak, günlük endişelerden uzaklaşmaya çalışın.