Kubilay’ı katledenlerin arkasında kimler vardı?

Kubilay’ı katledenlerin arkasında kimler vardı?

Mustafa Fehmi Kubilay, genç cumhuriyetin yobaz zihniyete karşı ilk kaybı.

Bundan tam 92 sene evvel Şeyh Esat’ın Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim’in vaazlarından etkilenen sarıklı, cübbeli yobazlar, sabah namazı sonrası bir ellerinde yeşil sancak diğer ellerinde silahla vatandaşlara şeriat etrafında toplanmaları yönünde vaaz verdiler.

Toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini de vaazlarının sonuna eklediler. Eklediler ki gönülden yaptıramadıklarını zorla yaptırsınlar. Zorlamanın olmadığı İslam’da şeriata silah zoruyla destek aradılar.

Etrafına zorla topladıkları vatandaşlarla bir isyan başlattılar Menemen’de. Hedef cumhuriyet ve devrimleriydi. Atılan sloganlar arasında “Şapka giyen kafirdir” de yer alıyordu. İslam’ı kılık kıyafete indirgeyen zihniyetin bir oyunuydu bu.

Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’yu işgal edemeyen zihniyet, hain tarikat ve cemaatler aracılığıyla işgal etmeye çalışıyor vatanımızı!

İsyanı bastırmak için Menemen’e gönderilen Asteğmen Kubilay, o kadar vicdanlıydı ki halka kurşun sıktırmak istemiyordu, askerine mermi yerine manevra fişekleri taktırmıştı.

Tek başına isyankarların arasına girdi ve teslim olmalarını, isyandan vazgeçmelerini istedi. Hainler, Kubilay’a cevabı mermi ile verdi. Yaralanan Kubilay cami avlusuna sığındı.

Askerin kalabalığa müdahalesi manevra fişekleri nedeniyle başarısız olurken “bana mermi işlemiyor” diyerek halkı galeyana getiren Derviş Mehmet, cami avlusuna sığınan Asteğmen Kubilay’ın boğazını testere ağızlı bağ bıçağıyla keserek onu atletti.

Genç Türk subayının başını yeşil sancağa bağlayıp dolaştırdılar. Bunu Kurtuluş Savaşı’nda işgal kuvvetleri de yapmıştı.

Türk vatanında Türk subayını vahşice katledip kesik başını yeşil sancağa bağlayıp dolaştırana HAİN denmez de ne denir?

Olayı öğrenen Mustafa Kemal Atatürk’ün “Menemen’i haritadan silin” talimatı verdiği, ertesi gün kararından vazgeçtiği aktarılır çeşitli kaynaklarda.

Olay sonrası yakalananların bazılarının yaşı küçük olduğu için cezaları ömür boyu hapse çevrilirken 28 mahkum 3 Şubat 1931’de Kubilay’ın şehit edildiği yerde asıldı.

1934’te Menemen’de Kubilay ve beraber şehit edilen bekçi Hasan ve Şevki için dikilen anıta şu ifadeler yazıldı:

"İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz”

92 yıldır bu yobazların artıklarıyla mücadele ediyoruz.

Türk vatanında Türk’e İslam adına düşmanlık edenlerle mücadele ediyoruz.

Yuları Kurtuluş Savaşı’nda bu ülkeyi işgal etmeye çalışanların torunlarında olanlarla mücadele ediyoruz.

Kubilay olayı hepimize ders olmalı!

Takiyecilerin ne sözlerine ne samimiyetlerine aldanmamalıyız.

Hepsinin asıl amacı İslam kisvesi altında ülkeyi yabancılara teslim etmektir.

Hepsinin asıl amacı demokrasiyi amaçlarına giden yolda kullanmaktır.

Dini siyasete alet etmek isteyen zihniyetin birbirlerinden farkı yoktur.

Ama Mustafa Kemal’in emanet ettiği Türk gençliği olarak Kubilay Anıtı’nda yazdığı gibi,

Bu zihniyetle mücadelemize şu şiarla devam edeceğiz:

“İnanacağız, dövüşeceğiz ve gerekirse bu uğurda öleceğiz”

Bıraktığımız emanete sahip çıkacaklar olacaktır elbet!

Yazarın Diğer Yazıları