Tam da, AK Parti yöneticilerinin bile "ekonomik kriz" itirafında bulunmak zorunda kaldığı günlerde…

Tam da, iktidar yandaşı medyanın bile hemen her gün çarşaf çarşaf vatandaşın birinci önceliğinin mutfaktaki yangın olduğunu kaydettiği, yoksulluk kaynaklı "seçmen tehdidi(!)"ne işaret ettiği günlerde…

Aldığı maaşla ayın sonunu getiremeyen; kirasını ödeyemeyen, faturasını ödeyemeyen, çocuklarının eğitim masraflarını karşılayamayan, hatta karınlarını doyurmakta güçlük çeken işçileri;

- Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek''in, vaktiyle, 1 milyar 370 milyon liraya (Ki o günkü hesapla 685 okul, 680 öğrenci yurdu, 1000 yataklı 55 devlet hastanesi yapılabiliyordu bu parayla) mal olduğunu açıkladığı,

- Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Candan''ın klozet başına harcanan paranın bile 5 ila 10 bin lira arasında olduğunu, yerlerin döşendiği parkenin metrekaresine 800 lira verildiğini, itibardan tasarruf olmaz diye zahir, hamam, SPA, buhar odası ve jakuzilerle donatıldığını, 6 aylık doğalgaz gideriyle bir şehrin tamamını ısıtmanın mümkün olduğunu, aylık masrafının 20 milyonu geçtiğini iddia ettiği,

- 1150 odalı bir "saray"da ağırlamak ve onlara asgari ücretin nasıl da  arttırdığını filan anlatmak kimin fikriydi acaba!

Ve murat neydi?

***

Çıkışta, "Yoksulluğunuzu yeterince hissettirebildik mi? Nelerden yoksun olduğunuzu yeterince gösterebildik mi?" diye sormayı ihmal etmemiş olsalar bari….

Hayır bu dahiyane fikir de taban ile tavan arasındaki uçurumun idrakı konusunda işe yaramadıysa, VIP uçak filosuyla taşırlardı işçileri bir sonraki buluşmalarına!

Mevtanın karekodu!

Ali Erbaş "din" midir ki; Erbaş''ı eleştirmek, hatta daha ileri gidip onunla kafa bulmak, ti''ye almak, hatta daha da ileri gidip hakaret etmek "İslam düşmanı" yapsın, "dinsiz"leştirsin kişiyi?

***

"Dini kimliğin" gerekli-gereksiz her ortamda daha da görünür kılınacağını bekliyordum.

Din merkezli her nevi polemiğin itinayla kaşınacağını tahmin ediyordum.

Sahaya yeni "aktör"lerin sürüleceğini öngörebiliyordum.

Ama ne yalan söyleyeyim içerikten daha umutluydum(!)

İktidar açısından "can simidi" kıymetindeki bir eylem planının dilinin bu denli, en azından bu kadar çabuk zırvalaşacağına ihtimal vermezdim.

***

Neymiş, imamlar Yılmaz Özdil''in cenaze namazını kılmak istemiyorlarmış.

Sanırsın cami cami arayıp sordular her bir imama; kitlesel vicdan ve iman sözcülüğü yetkisini nereden alıyorlarsa!..

***

Neden kılmayacaklarmış peki?

Özdil''in Erbaş''ı hedef aldığı yazısından dolayı; dine hakaretmiş Özdil''in yaptığı!

Tekrar soruyorum;

Erbaş, din mi?

Ne zamandan bu yana "Diyanet İşleri Başkanı" sıfatı, "kutsal", dokunulmaz kılmaya başladı insanı?

Özdil''in yazdıklarında suç varsa, daha geçenlerde, bizatihi Erbaş''ın "Allah''ın adaletini tecelli ettirmeleri" için duacı olduğu mahkemeler orada; buyursunlar başvursunlar. Musalla taşına ambargo koymak nereden çıktı?

Muaviye gibi camilerde lanet mi okutturacaksınız bir sonraki adımda "sizden"  olmayanlara?

***

Bugün Yılmaz Özdil…

"Laikliğe" savaş ilanı…

Yarın başka biri…

Başka bir damarı Cumhuriyet''in…

Anlaşılıyor ki, buradan yürüyecekler 2023''e; başka yolları kalmadı.

Ama bizim var…

O yüzden, hiç gerek yok, "farzda reform" isteyecek kadar çaresizleşmiş bir zihniyeti muhatap alıp da can suyu olmaya!

Varsın dikenli tellerle çevirsinler bütün camileri…

Mayınla donatsınlar gasilhane önlerini…

Her musalla taşının başına bir muhafız diksinler; "mevtanın din karekodu"nu okutamayanı yatırmasınlar üstüne…

Günahı boyunlarına bu saatten sonra…

SORU-YORUM

Korona virüs teşhisi konan Saadet Partili Oğuzhan Asiltürk ve eşinin yattığı hastanenin önünden bildiren muhabirler, hastaneye çok sayıda ziyaretçi geldiğini, covid dolayısıyla Asiltürk''le görüşemeyen ziyaretçilerin doktorlarından bilgi aldıklarını aktarıyorlar.

İşgüzarlıkta üzerimize yok…

Yoğun bakımların tıka basa dolduğu, servislerde hastaların koridorlara taştığı, sağlık çalışanlarının canlarının burnunda olduğu şu ortamda, doktorları bir de protokol ağırlamasıyla meşgul etmenin bir anlamı var mı?