MHP Kongresi...

Aşağıda okuyacağınız yazımız 15 yıl önce 13 Ekim 2003 Pazartesi günü  internet gazetesi "aygazete.com"da çıkmış, bir müddet ekranda kaldıktan sonra kaldırılmıştı. Milliyetçi camianın 15 yıllık savruluşuna ayna tutması ve aynaya bakmaya cesareti olanlara Cahit Sıtkı'nın: "Zamanla nasıl değişiyor insan//Hangi resmime baksam ben değilim//Nerde o günler, o şevk, o heyecan?//Bu güler yüzlü adam ben değilim." dizelerini hatırlatması ümidiyle tekrar yayınlıyorum…

MHP Kongresi

Her milliyetçi aydın gibi biz de 12 Ekim MHP kongresinin sonuçlarını merak ediyorduk. Pazar günü öğleye doğru "divan başkanlığı" için Devlet Bahçeli taraftarlarının Ömer İzgi'yi, Ramiz Ongun ile Koray Aydın taraftarlarının da Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz'ı aday gösterdiklerini duyunca şaşırdım. Demek MHP yöneticileri hâlâ 3 Kasım öncesindeki yerlerinde sayıyorlardı. Ömer İzgi Meclis Başkanı olmasına rağmen ön seçimde Konya'da ilk 10'a bile giremeyen kişi değil miydi? Ömer İzgi'nin ezici bir çoğunlukla "divan başkanlığı"nı kazandığını duyunca şaşkınlığım daha da arttı... Devlet Bahçeli daha aday bile gösterilmeden genel başkanlığı garantilemişti. Televizyonu kapatıp yazı odama geçtim. Bir derginin özel sayısı için Fuzûlî'nin "Su Kasîdesi"nin şerhi üzerinde çalışıyordum. İlk beytini tekrar okudum:

"Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su//Kim bu denlü tutuşan odlara kılmaz çâre su."

Evet, yüreğimiz öyle yanıyordu ki değil Dicle, Fırat, üzerine bir buz dağı devirseniz yine nâfileydi.

Acımızın temelinde tabii ki otuz yıllık idealimizin "eylem"i "söylem"ine uymayan yöneticiler elinde hırpalanmış olması yatmaktaydı.

Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti, ama bir defa daha altını çizerek ifade edelim: "Beyler! Yakın çevreyle yahut delegeyle siyaset yapılmaz. Siyaset halkla, tabanla yapılır. Halkın nabzını tutmasını bilmeyenlerin yahut tabanın sesini duymayanların siyasette başarı şansları yoktur. Milletin zamanı boşuna israf edilmemelidir."

3 Kasım öncesinde birtakım insanlar Genel Merkez'e koşarken bendeniz halkın içinde dolaşıyordum. Baktım durum hiç iç açıcı değil. Bazı yetkililere MHP'nin barajı aşamama ihtimalinin yüksek olduğunu, dolayısıyla, hiç olmazsa aday tespitinde biraz daha dikkatli olunması gerektiğini söyledim. Dinleyen olmadı ve 3 Kasım hezimeti yaşandı. Ne acıdır ki o gün "Bizim için baraj %17'dir" diye böbürlenenler yine ön saflarda.

Ben halkın içindeyim. Söylenen şu: "Bu yönetimle bu iş gitmez. Bir kan değişimi şart..." Maalesef bu fırsat da kaçırıldı.

Peki, ne olacak?

Olacağı şu: Önümüzdeki belediye seçimlerinde MHP yine %10'un altında kalacak. Bu sefer muhalifler tekrar ayağa kalkacak, iş inada binecek. İdeallerimizin gerçekleşmesi de başka baharlara kalacak.

Kanaatimce, Devlet Bahçeli açık ve net olarak şunu bari söylemelidir: "Önümüzdeki belediye seçimlerinde MHP'yi %10'un üzerine çıkaramazsam genel başkanlıktan istifa edeceğim, söz..."                                                                                                                                                   Kısacası, ben halkın sağduyusuna inanan birisiyim. Halk "taze kan gerekir" diyordu, olmadı. Bakalım halk mı yaman delege mi?.. İnşallah yanılırım. Hayırlı olsun efendim...

Not: Bu yazı 12 Ekim 2003 Pazar günü saat: 15.00'te yazılmıştır.

***

ACZİMİN GİRYESİ:

Anlayana  sivrisinek  saz  demiş  atalar,

Fark etmez, bize ister gül, ister taş atalar.

                                           (Li-müellifihî) 

Yazarın Diğer Yazıları