İktidarı uyaran CHP’li Loğoğlu, “Türkiye’yi göz göre göre savaşa sürüklüyorsunuz. Dışişleri Bakanı Davutoğlu,
İktidarı uyaran CHP’li Loğoğlu, “Türkiye’yi göz göre göre savaşa sürüklüyorsunuz. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, sorumsuzluk içinde savaş çığırtkanlığı yapıyor” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Suriye konusunda herhangi bir müdahale veya müdahaleye Türkiye’nin dahil edilmesi gibi bir konu olduğu takdirde, bunun mutlak suretle TBMM’ye getirilmesi gerektiğini söyledi. Düzenlediği basın toplantısında Suriye’de yaşanan gelişmeleri değerlendiren Loğoğlu, AKP hükümetinin Türkiye’yi bağıra bağıra, göz göre göre savaşa sürüklediğini iddia etti. Loğoğlu, “Dışişleri Bakanı Davutoğlu alabildiğine bir sorumsuzluk içinde, savaş çığırtkanlığı yapıyor. Suriye’ye bir müdahalenin öncülüğünü üstlenmiş havasında hareket ediyor. Türk halkı Suriye ile savaş istemiyor. Halka rağmen savaş kararı ancak diktatorya rejimlerinde olur” dedi.
Lanetliyoruz
Gündemin önemli konusunun Suriye’de kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığının olduğunu ifade eden Loğoğlu, “Her kim olursa olsun kimyasal silah kullanan savaş suçu işlemiştir, insanlık suçu işlemiştir. Biz kullananları kınıyor, lanetliyoruz. Bu rejim midir, başkaları mıdır, değil midir o konuda temkinli olmak gerekir diyoruz” diye konuştu. Loğoğlu, şöyle devam etti:
“BM heyeti konuyu araştırıyor. Esad rejimi heyete gerekli incelemeleri yapmak üzere izni verdi. Buna rağmen ABD, İngiltere, Fransa kimyasal silahın kullanıldığını ve bunun rejim tarafından yapıldığını artık kesin bir dille ifade ediyorlar. Batılı ülkeler bakımından kimyasal silahları kullananlar bu kadar belli ise yani bundan sadece rejim sorumlu ise o zaman BM heyeti ne yapıyor, ne için gitmiştir oraya onu da sormak lazım. Irak Savaşı’ndan önce gündemde Saddam’ın elinde kimyasal silah olup olmadığı tartışmaları var ve ABD’nin doğrudan BM Güvenlik Konseyi kararı olmadan Irak’a müdahalesinin en belirgin en iddialı nedeni olarak Irak’taki kimyasal silahların varlığı piyasaya sürülmüştü. Powell hala bunun pişmanlığını yaşıyor. Çünkü bu çok iddialı gösterinin doğru olmadığı daha sonraki bilgi ve belgelerle ortaya çıktı. O bakımdan biraz sabırlı olmak lazım. Yetersiz verilere, iddialara dayanarak Suriye’ye karşı bir askeri müdahaleye gidilmesi herhalde çok yanlış olur.”
Sorumlusu Erdoğan olur
Dışişleri Bakanı’nın son günlerde “gönüllüler koalisyonu” ndan bahsettiğini kaydeden Loğoğlu, “Türkiye’yi savaşa sürüklüyorlar. Bunun öncülüğünü Davutoğlu ve AKP hükümeti yapıyor. BM kararı olmadan Suriye’ye müdahale sadece Suriye’ye müdahaleyle kalmaz, bölgesel yangına dönüşür. Türkiye’nin savaşa ihtiyacı yok. Şam’ın bombalanması durumunda hayatlarını kaybedecek sivillerin sorumlusu Davutoğlu ve Erdoğan olacaktır” dedi.
Aynı film, Irak’tan sonra Suriye’de de gösterimde
Suriye politikası iflas eden Başbakan Tayyip Erdoğan, son umudunu NATO’nun müdahalesine bağladı. Emekli diplomat ve askerler, NATO’nun Suriye’ye askeri müdahale konusunda istekli davranmayacağını değerlendirdi. Emekli Tümgeneral Nejat Eslen, Rusya ve İran’ın Suriye lideri Beşşar Esad’ı her koşulda desteklediklerini anımsatarak, “Türkiye Esad’ın gitmesi için askeri müdahalenin yapılmasına çok istekli. Bu yanlış. Suriye bir batak NATO hava unsurlarıyla müdahale ederse o zaman Türk hava gücünün unsurları da katılır. O zaman Türkiye savaşa katılmış olur” dedi.
ABD riske girmez
ABD’nin Suriye’ye havadan müdahale konusunu uzun süredir tartıştığını söyleyen Eslen, ABD ve İsrail’in Ürdün’de eğitilen muhaliflerin bir bölümünü Suriye’ye gönderdiklerini vurguladı. Eslen, şunları söyledi: “Amerikan ordusu Afganistan’da ve Irak’ta çok kan kaybetti, çok pahalıya maloldu. Amerika şunu merak ediyor; Esad gittikten sonra ABD ve batının çıkarlarına uygun bir yönetim gelecek mi, yoksa radikal İslamcılara mı kalacak. El Kaide egemen olacak diye çekiniyorlar. Obama kimyasal silahları kırmızı çizgi olarak ilan etmişti. Kimyasal silah kullanma durumu var. Ama kim kullandı belli değil. Bu bir yerde Irak’taki senaryoyu hatırlatıyor. Amerika, Irak ve Vietnam’da olduğu gibi silahlı müdahaleden önce bazı bahaneler ortaya koyabiliyor. Ama BM’den müdahale kararı çıkarmaları mümkün değil. Çünkü Çin ve Rusya’nın vetosu söz konusu. Eğer müdahale edilecekse NATO seçeneği ortaya çıkıyor.”
Rusya ve İran faktörü
Eslen, NATO’da İngiltere, özellikle Fransa ve bir de Türkiye’nin müdahaleye yakın politika izlediklerini söyledi. BM’de karar alınmadan müdahale konusunda meşruiyet tartışması yaşanacağını ifade eden Eslen, “Rusya ve İran uyarısını yaptı” dedi. Kosova’ya müdahale konusunda Rusya’nın karşı tavır sergilemediğini hatırlatan Eslen, ” Burada ciddi iki faktörvar. Bu müdahaleyi Bosna’ya planladıkları zaman Rusya böyle bir Rusya, İran’da böyle bir İran değildi. Özellikle İran ve Rusya Esad rejiminin ayakta kalması için elinden gelen bütün desteği veriyor “ diye konuştu.
“Barış politikasından uzaklaştık”
Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ, ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey’in Suriye’ye askeri müdahaleye soğuk durduğunu savundu. ABD’nin Suriye’de bedel ödemek istemediğini vurgulayan Elekdağ, “Dempsey, ABD için mali ve siyasi açıdan bir takım bedelleri olacağını iler sürdü ve desteklemediğini söyledi. Ürdün’de yapılacak toplantıdan da bir şey çıkacağını zannetmiyorum.
Rusya ile anlaştılar
Rusya’yı dikkate almadan bu konuyu halletmenin imkanının olmadığı sonucu çıktı. ABD bu kanaate vardı ki Rusya ile Cenevre Konferansı konusunda anlaştı. Her ikisi de Müslüman Kardeşlerin veya İslami radikal bir gücün Esad gittikten sonra hakim olmasını istemiyorlar. Irak’ta devlet sistemini Amerikanlar yok etti ve bugünkü kaos ortamı çıktı. Amerika ile Rusya’nın anlaştıkları bir çerçeve ortaya çıkıyor. AKP’yi dahil etmiyorlar çünkü AKP’yi fazla taraftar buluyorlar” dedi.
Emekli Büyükelçi Onur Öymen de, Kosova’da Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’nın birlikte hareket ettiklerini anımsattı. Birleşmiş Milletler (BM) tıkandığı için NATO’nun müdahale kararı aldığını anlatan Onur Öymen, “BM kararı olmadan Amerikalılar Irak’a operasyon yaptı. Gönüllülerle, işbirliği ile binlerce insan öldü. Suriye’nin koşulları öyle ki böyle bir müdahalenin kesin sonuç getireceğine inanmak kolay. Başından beri Türkiye’nin bu çatışmaların dışında kalması gerektiğini savunuyorum. Ama bizim hükümetimiz farklı bir çizgide ve bugüne kadar Türkiye’yi barış içinde yaşatan politikadan epey uzaklaştırmıştır” diye konuştu.
