Neden?
5N1K; ne, nerede, ne zaman, neden, nasıl ve kim?
Haberciliğin temel ilkesi… Bu ilke aynı zamanda hemen her sektör ve süreçte bir analiz yöntemi olarak kullanılabilmektedir.
Bir olguyu, olayı incelerken ne, nerede, ne zaman, kim sorularının cevapları kolay bulunur ve pek tartışma konusu olmaz ama sıra neden ve nasıl sorusuna gelince cevaplar çetrefilleşebilir.
Habercilerin özellikle "neden" kısmına verdikleri cevaplar her zaman tatmin edici değildir.
5N1K ilkesinden biraz uzaklaşıp bakarsak da "neden" sorusu felsefenin temel meselesi olarak karşımıza çıkar. Hayatı anlama ve açıklamaya çalışır. "Nasıl" sorusu ise bilimin ortaya çıkışı için temel sorudur.
Siyaseten de ilk bakışta tutarsız ve çelişkili olarak görülen olay ve olgular bu iki sorunun cevaplarının ışığında bakılınca farklılaşabilir.
“Neden” sorusu bir siyasetçi için veya herhangi biri için bir "motto" olmalıdır. İnsan sık sık kendine bu soruyu sormalı ki önce kendine sonra diğerlerine eylemlerini izah edebilsin. Neden sorusuna verilebilen onurlu cevaplar insana ruh sağlığını ve saygınlığı beraberinde getirir.
Kurumlar ve kuruluşlar için de bu böyledir. Bilhassa siyasi kurumların aldığı kararlar veya yaptığı eylemler iyi anlatılamazsa gazeteciler, yorumcular ve rakiplerin yaptığı izahlarla durum aleyhe dönebilir. Partilerin aldığı kararlar iyi izah edildiği sürece olası yanlış anlaşılmaların önüne geçilir. Bilindiği üzere sosyal olayların tekrarı mümkün değildir ve geriye dönüp bir veya birkaç faktörü değiştirerek yeniden test edilemez ve yanlışlanamazlar.
Zaten karar verilen anın şartları sonucun alındığı anın şartlarından zamanın fonksiyonu olarak farklıdır. Şartlar benzer olabilir ama hiçbir zaman aynı olamazlar.
Karar ve davranışlar izah edilebilir veya edilemezler diye ele alınmalıdır. Demokrasiyi yöntem olarak kabul etmiş siyasi hareketler seçmenine hükmederek değil ikna ederek yol yürürler. Nedeni iyi ortaya konmuş seçmeni ikna edilmiş kararlar için kötü sonuç yoktur, mücadele vardır.
Siyasi partilerde karar alıcılar ile seçmen arasındaki teşkilatlar bu ikna göreviyle mesuldürler. Sağlıklı süreç ise şöyle işlemelidir; önce fikirler tartışılır sonra karara varılır, karar doğrultusuna göre hep birlikte çalışılır, olumlu veya olumsuz sonuç alınır ve nihayetinde değerlendirme ve eleştiri yapılır.
Partileşmiş siyasi hareketler düşünme, fikri tartışma, sorgulama ve arayışı yapacak kadro ve mekanizmalara sahiptirler. Kararlar bu süzgeçten geçerek alınır. Milletin kaderini etkileyecek kararlar zamanın ruhu ile anlamlıdır. İYİ Parti GİK bir karar almıştır İYİ Parti için eleştiri dönemi kapanmış ikna ve karar doğrultusunda çalışma dönemi başlamıştır. Kararı daha fazla tartışmak iyi niyetli değildir.
İnat da bir murattır kabul ama karar alındığında aylar, yıllar sonra alınacak sonuç/lar için çok iddialı çıkarımlar yapmak, küstahça suçlamalarda bulunmak ancak bahisçilerin yapacağı iştir ve öyle değerlendirilmelidir. Siyaset öyle futbol ligi gibi fikstüre bakıp çıkarımlar yapılacak iddiaya girilecek bir alan değildir. Çok boyutlu ve çok etkenlidir. Hayat siyahla beyazdan ibaret değil, siyahla beyazın arasında insan gözünün fark edebildiği otuz altı ton gri bulunuyor. Kanaatlerinizi belirtebilirsiniz fakat her şeyi biliyor olamazsınız. İttifaklarla girilen bir seçimden yeni çıktık yaşadıklarımız ve öğrendiklerimiz var. İttifaklar seçim dönemleri olur başarılı olursa devam eder olmazsa dağılır. Daimî ittifak diye bir şey olmaz onun adı birleşmedir.
Ayrıca her seçim kendi özel şartları altında yapılır ve seçimi etkileyen pek çok etken vardır. Örneğin seçmen sayısındaki değişikliğe bakalım: Yerel seçimlerde yurt dışı seçmenler oy kullanamıyor. 2018-2023 arası beş milyona yakın yeni seçmenimiz var. Türkiye’nin seçmen sayısı her ay aşağı yukarı yüz bin kişi artıyor. %86,2 katılıma göre yeni seçmen oranı %7,8 olarak gerçekleşti.
Bir başka etken katılım oranı… 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılım %74, 2023 seçimi ilk tur ise %87… 50'li yaşlardan itibaren kadın seçmenin katılımı başka bir etken… Bu yaş kadın seçmen katılımı yaklaşık 10 puan düşmüş görünüyor. Bu ve bunun gibi etkiler dışında yurtta ve dünyada olan/olacak olaylar, liderlerin ve adayların saha performansları, skandallar, gaflar ve birçok etken seçimleri etkiliyor. Konjonktür öyle gelişir ki partiler üyelerinin oyunu bile alamazlar ya da tam tersi oylar alınır. Seçim tarihimiz böyle örneklerle doludur.
İttifaklar seçimleri etkileyen belki en önemli etkendir ama her şey değildir: İttifaksız bir seçim mümkün mü değil mi göreceğiz.
Her seçimin kendi özel şartları altında yapılacağını tekraren belirteyim ve bir özlü sözle yazımı sonuçlandırayım:
"Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”