​​​​​​​Neden Tolstoy, neden Kutlu okunmalı dedi?

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk'la birlikte yaptığı basın toplantısında, "Dışarıda eskisi kadar güzel olmasa da bir dünya var ama evinizde oturun. Tolstoy, Mustafa Kutlu okuyun..." dedi.

Millî Eğitim Bakanı'ndan beklenen sözü neden Sağlık Bakanı söyledi ve niçin "Mustafa Kutlu" dedi, "Tolstoy" dedi? Hiç düşündünüz mü?

Bakan Bey, iki ismi söylerken kâğıttan okudu. Demek ki konuşma metnini hazırlayan yazıcılar böyle uygun görmüşler.

Sadece "Kitap okuyun." diyebilirdi.

Neden iki isim?

Ak Parti iktidarında partizanlığın sınır tanımadığı malûm. Kendisinden olmayanı uzakta tutarlar ve hatta neden kendilerinden değil diye diş gıcırdatırlar. Aklı zorlayan bir partizanlık.  Metin yazarları partizan olmasalar bile üzerlerine gelinmemesi için farklı isimler telaffuz etmemişlerdir.

Zikredilen iki yazar da tartışmasız. Mustafa Kutlu'yu ekranın başındaki milyonlarca kişi belki ilk defa duymuştur. Tolstoy'u ise hemen herkes bilir.

Mustafa Kutlu (1947-), hikâye ve senaryo yazmıştır. Dergi yönetmiştir. Türkiye'de belli kesimlerde bulunur ve hikâyeciliğine solu da sağı da itiraz etmez. Seçkin hikâyeci diyeyim yeter. Edebiyatımızda Terimler'de bir hikâyesini örnek olarak aldım. Nurettin Topçu ekolündendir. Hareket dergisinde başlamış, Dergâh'ta devam etmiştir. Bir farkı Yeni Şafak'ta yazması. Bakan Bey'in konuşma metnine girmesinde Yeni Şafak'ta yazmasının rolü olduğu belli.

Tolstoy (1828-1910), Rus romancı. Dünyaca ünlü. Cilt cilt Anna Karenina'yı, Savaş ve Barış'ı, Diriliş'i okuyanlar çoktur.

Tolstoy acaba herkesin bildiği bir romancı olduğu için mi tercih edildi dersiniz?

Değil! Onun İslâmiyete ünsiyeti vardır ve bunu Türkiye'de dar bir çevre bilir. Hatta Tolstoy gizli Müslüman kabul edilir. Kazan'da okumuştur. Türkçeye de vâkıf olduğu yazılır. Kazanlı Yusuf Akçura'nın zamanında Tolstoy'a ilgisi de bundan olsa gerek. Akçura'nın, ünlü yazarın ölümünden hemen sonra kaleme aldığı uzun bir tahlili, 1910'da, dönemin bir dergisinde neşredilmiştir.

Lev Tolstoy, Şeyh Şamil'in yanında Ruslara karşı ölümüne savaşan Hacı Murat'ın romanını yazmıştır. (Hacı Murat, 1896) Putin'e diş biliyoruz ya... Şu sıra Hacı Murat okunmalı. Bizzat katıldığı 1853-1856 Kırım savaşını anlattığı Sivastopol'u da unutmamalıyız.

Tolstoy'un Müslümanlığı üzerinde ısrarla dururken, yine bir Rus yazar Valeriya Porohova. Valeriya Hanım bir Arap'la evleniyor, 11 yıl Suudî Arabistan'da yaşıyor. Tabiî Müslüman oluyor. Kur'ân-ı Kerîm'i Rusçaya tercüme ediyor. 

Tolstoy'un Hz. Muhammed Aleyhisselâm'ın hadislerinden etkilendiği bilinmektedir. 1908'de Hindistanlı âlim Abdullah Es-Sühreverdî'nin "Hz. Muhammed'in Hadisleri" kitabını okuyor. Çok hoşuna gitmiş olmalı ki, Tolstoy, bu kitaptan, Allah inancı, fakirlik, eşitlik, ölüm ve iyi insan olma hususlarındaki hadisleri bir araya getirip yayınlıyor. Seçtiği hadislerden birkaçı:

"Hakikat insanlar için ne kadar acı olsa bile söylenmelidir."

"Hiçbir kul, Allah katında, O'nun rızasını gözeterek öfkesini yutmasından daha faziletli bir lokma yutmuş değildir ."

"Çok fazla yiyip içerek kendi kalbinize yüklenmeyin."

"Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz."

Bakan Bey'e "Neden iki isim?" diye sormayın!

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları