Prof. Dr. Kemal Üçüncü yazdı. Cacabey’in Türkmenlere ihanet eden Nurettin olduğunu iddia etti

Prof. Dr. Kemal Üçüncü yazdı. Cacabey’in Türkmenlere ihanet eden Nurettin olduğunu iddia etti
Prof. Dr. Kemal Üçüncü, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Caca Bey çıkışının ardından dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Üçüncü, Cacabey’in Anadolu’daki Türkmen katliamının mesulü olduğunu iddia etti.

Prof. Dr. Kemal Üçüncü, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Caca Bey teklifinin ardından Anadolu’daki Türkmen katliamının mesulünün Caca Bey olduğunu iddia etti.

Üçüncü, “Anadolu’daki Türkmen katliamının mesulü Caca Bey, Tük ülkesinin Moğol işgalciler tarafından paymal edilmesinin haksız, zulüm ve tecavüzlerin hatırasını yansıtır. İsim için acele etmeyelim, bir soluklanalım, bir şeyler içelim, biraz okuyalım vakti gelince isim kendiliğinden tekevvün edecektir inşallah.” diye yazdı.

Üçüncü’nün yazısının ilgili bölümü şu şekilde:

"Bunlar arasında Türk Milliyetçiliği hareketinin temsilcisi MHP Genel Başkanının Caca Bey teklifini duyunca şaşırdım. Milliyetçiler bir milletin hafızasını, mitosu, tohumu, ateşi ocaktan alıp çağlar ötesine taşıması, bu bilinçte olması gerekenlerdir. Ben bir sehiv eseridir diyerek adı geçen Caca Bey’in kim olduğunu hatırlatmak isterim:

Öncelikle Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisinin referansıyla Cacabey’i tanıyalım:

“Kaynaklarda adına ilk olarak IV. Kılıcarslan’ın tek başına sultan olmasından (659/1261) sonra rastlanmaktadır. İbnBîbî’ye göre Nûreddin bir deveci iken Muînüddin Süleyman Pervâne’nin dikkatini çekmiş ve onun himayesinde Kırşehir emirliğine kadar yükselmiştir. Nitekim Emîrâhur Esed’in isyanı, bu sırada Kırşehir emîri olan Nûreddin tarafından bastırıldı, Aksaray ve civarında beş ay süren karışıklıklar önlendi. Sultan IV. Kılıcarslan’ın 664’te (1266) öldürülmesiyle sonuçlanan olaylarda ise Nûreddin Kırşehir vilâyetindeki askerleriyle birlikte Muînüddin Süleyman Pervâne-Hatîroğlu Şerefeddin ittifakı içinde yer aldı. 675’te (1276-77) Anadolu’daki Moğol hâkimiyetine baş kaldıran Hatîroğlu Şerefeddin ve kardeşi Ziyâeddin’e mukavemet edemeyerek onlara katılmak zorunda kalan devlet ricâli arasında Nûreddin de vardı. İsyan bastırılınca bunlar Moğol kumandanları ve Muînüddin Pervâne tarafından sorguya çekildilerse de bağışlandılar. Memlük Sultanı Baybars, Selçuklu beylerinin teşvikleriyle giriştiği Anadolu seferinde İlhanlılar’ı Elbistan ovasında yenince (Nisan 1277), Moğol ordusu saflarında yer alan esirler arasında Nûreddin ve kardeşi Sirâceddin İsmâil de vardı. Baybars bunları Suriye’ye götürdüyse de ölümünden önce hepsini serbest bıraktı (676/1277). Hatta yerine geçen oğlu el-Melikü’s-Saîd tarafından kendilerine bazı yerler iktâ edildi. Nûreddin’in bundan sonraki hayatı hakkında bir kayda rastlanmamaktadır.

Yani Nureddin Caca Türkmenlere yaptığı ihanet nedeniyle bir Türk Beyi olan Baybars tarafından cezalandırılmıştır. Bu husus çok önemlidir.

Türbesi Kırşehir’de bulunduğuna göre, Menâkıb-ı Hacı Bektâş-ı Velî’de anlatıldığı gibi, belki de Kırşehir dışında (Suriye’de) ölüp cenazesi Kırşehir’e getirilmiştir. Türbenin kitâbesi bugüne ulaşmadığından ölüm tarihi de bilinmemektedir.

Eflâkî, Nûreddin’in önceden Hacı Bektâş-ı Velî’nin hizmetinde bulunduğunu, daha sonra Mevlânâ’ya bağlanıp onun yakınları arasına girdiğini anlatır. Mevlânâ’nın, bir yakınının kusurunu bağışlaması ve ona yardım etmesi için Nûreddin’e hitaben yazılmış iki mektubu bulunmaktadır.

Nûreddin’den sonra da Cacaoğulları’ndan bazı isimlere rastlanmaktadır. Vakfiyesine göre erkek kardeşi İsmâil’den başka Devlet Hatun adlı bir kız kardeşi ile, Eflâkî’ye göre Gāzân Han’ın yakınlarından olan ve Ârif Çelebi Merend şehrine gittiği zaman maiyetinde bulunan Polat Bey adlı bir oğlu vardır. Kaynaklarda 696 (1297) veya 717’de (1317) Halep emîrlerinden Cacaoğlu Alâeddin kumandasında bir ordunun Âmid’i zaptettiğinden ve yine Halep’te el-Melikü’z-Zâhir Hoşkadem tarafından yaptırılan bir Cacaoğlu zâviyesinden bahsedilir. Bunlar Baybars’ın, Nûreddin ve kardeşi İsmâil’i esir olarak Dımaşk’a götürdükten sonra Cacaoğulları’ndan bazılarının Suriye’de yerleştiğini göstermektedir. Hüseyin Hüsâmeddin ise kaynak belirtmeden İskilip kazasında Ceceliler aşiretinin emîri olarak Yahyâ Bey’in adını zikreder.”

ACELE ETMEYELİM BİR SOLUKLANALIM

Kardelen Karaağaç, “Moğollar Döneminde Anadolu’da Yaşanan Türk İnsan Kaybı” isimli yüksek lisans tezine bakalım:

“Sultan II. İzzeddin Keykâvus, Anadolu’yu terk edince Sultan IV. Rükneddin Kılıç Arslan, Sultan II. İzzeddin Keykâvus taraftarlarına karşı mücadeleye girişti. Muineddin Süleyman Pervâne, II. İzzeddin Keykâvus yanlısı olan Müstevfî Necibüddin, Müşrif-i Memalik Kıvamüddin Eşher b. Hamid, Kadıasker Celâleddin Sivrihisarî, Seyfeddin Has Kayı-aba, Kerimüddin Alişîr, Emir-i Silah Bedreddin Gevhertaş, Eminüddin Yakut ve diğer önemli emirler Alıncak Noyan’a teslim etti. Alıncak Noyan, bu devlet adamlarının hepsini öldürdü. Bunun üzerine Anadolu’nun birçok şehrinde Moğollara ve Moğol yanlısı Selçuklu devlet adamlarına karşı Ahiler ve Türkmenler ayaklandılar. Konya’da bazı emirlerin öldürülmesinden sonra bu isyanın başlatıcısı olarak düşünülen Ahi Evren Hâce Nâsirüddin’in ifadesi alınması için Kalecik kadısı Kırşehir’e gönderildi. Hacı Bektaş’ın araya girmesi ile Ahi Evren Hâce Nâsirüddin, Kalecik kadısına ifade vermeyi reddetmesinin ardından bunu bir başkaldırı sayan IV. Kılıç Arslan ve onu destekleyen devlet adamları bu isyanı bastırmak için Süleyman Pervâne’yi ve Nureddin Caca’yı görevlendirdiler. Nureddin Caca, Kırşehir’e gelerek şehri kuşattı. Şehre zorla giren Cacaoğlu Nureddin buradaki Ahi ve Türkmenleri öldürdü. Ahi Evren Hâce Nâsirüddin, büyük bir tacir olan el-Hac Taceddin Kâşî, Ahi Muallimi Mevlana’nın oğlu Alâaddin Çelebi, Konya’da Sadırlar’daki Hanikâhın şeyhi (Kirmani’nin Halifesi) Zeyneddin Sadaka ve Sadreddin Konevî’nin pek çok dostu ve hatta oğlu Sâdeddin Çelebi de bu katliamlar sırasında öldürülmüştür.”

Anadolu’daki Türkmen katliamının mesulü Caca Bey, Tük ülkesinin Moğol işgalciler tarafından paymal edilmesinin haksız, zulüm ve tecavüzlerin hatırasını yansıtır.

İsim için acele etmeyelim, bir soluklanalım, bir şeyler içelim, biraz okuyalım vakti gelince isim kendiliğinden tekevvün edecektir inşallah."