Rasim Öztekin'in eşi Esra Öztekin kalbine mühürlenen yarayı açıkladı

Rasim Öztekin'in eşi Esra Öztekin kalbine mühürlenen yarayı açıkladı
Mart ayında geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaşamını yitiren ünlü sanatçı Rasim Öztekin'in eşi Esra Öztekin, sosyal medya hesabından duyguları ve yaşadığı süreci anlattı.

Geçirdiği kalp krizinin ardından 8 Mart''ta hayatını kaybeden tiyatro ve sinema oyuncusu Rasim Öztekin''in eşi Esra Öztekin, aradan geçen 8 ayın ardından duygularını sosyal medya hesabından paylaştı. Eşinin  acısıyla "Eski Esra" olamayacağını belirten Esra Öztekin''in paylaşımı duygulandırdı.

İşte Esra Öztekin''in Facebook hesabından yaptığı duygusal paylaşım:

Çok sevdiğim psikiyatrist arkadaşım Prof. Dr. Ö Ayhan Kalyoncu eşimi kaybettikten sonra  "Kendini toparla, eski Esra gibi güçlü ve neşeli olmaya çalış. Rasim''de seni hep böyle görmek isterdi" diyenlerin yorumlarıyla ilgili şunları yazmıştı:

"Hayat arkadaşını kaybettiğin için en büyük acıyı yaşayan sensin. Kimseyi dinleme ve matemini sürdür. Zaten ne yazık ki hiç bir zaman eski Esra olamayacaksın. Her zaman büyük kaybının acısı ve ona olan özlemin sürecek."

Ne doğru söylemiş sevgili Ayhan! Sevdiğim adamı kaybedişimin sekizinci ayında "Eski Esra" olmak için çok çabalıyorum. Evin, hayatın, mesleğimin sorumluluklarıyla ilgileniyorum. Henüz sağlık röportajlarına başlayamadım ama gazetecilik, TV ve sosyal medyadaki sağlık projelerimizi sevgili ekip arkadaşlarımla birlikte geri planda sürdürüyorum. Dışarı yemeğe gittiğim, yürüyüşe çıktığım, gülüp espri yaptığım, hatta kahkaha attığım zamanlar da oluyor. Ama bunların hepsi buruk, eksik, yarım mutluluklar... "Mış" gibi yaparak hayata asılmaya, avunmaya çalışmalar... Evet, Ayhan haklı. Artık gözlerinin içi  sürekli  gülen "Eski Esra" değilim. 

İçimde dipsiz, sonu olmayan bir özlem kuyusu... Kalbime mühürlenen bir yara... Sevdiğim adamın ardında kısa süre sonra oğlumuz Diego''yu da babasının yanına uğurlayışım... Yaşlılıkta birlikte elele yürüme planları yaptığım sevdiğim adam yanımda artık yok!  Kurduğumuz tüm hayaller darmadağın oldu. Onunla birlikte geleceğimi, yaşamımın rotasını da kaybettim ben. 

Bu acılı zor günlerde kimler yanında yürüdü, kimler seni sevgisiyle sarıp sarmaladı, kimler ölümün acısıyla tanıştığın günlerde ellerinden sımsıkı tuttu, kimler gözlerindeki yaşlara, evin dört duvarındaki yalnızlığına duyarsız kaldı görüyorsun. Belki hayatında böylesine içten sevilip ve sevmemiş olan bazı kişilerin "Amma da abartıyor", "Off! Bu da ne güçsüzmüş", "Aman ya  bu kadının da ağlak paylaşımlarından gına geldi" dediklerini de hissediyorsun... "Ateş düştüğü yeri yakar" sözü ne kadar da doğruymuş! Sen evinde yalnızlığın ve çaresizliğin ateşinde yanarken, uzaktan ahkam kesen, umarsız kalan yakınlarının gerçek yüzlerini de görüyorsun.

İşte hayatla bu yüzleşmelerinde aile, dost, arkadaş çevrende de kaybettiklerin oluyor. Yani, ölüm başka kayıpları da getirebiliyor hayatına. Öbür taraftan hiç ummadığın, samimi olmadığın kişilerin matem acısında seni şefkatle  kucaklayışlarına tanık oluyorsun. Bazıları yaşamından çıkarken, yeni dostlar da giriyor hayatına.  

Acınla, özleminle büyüyor, ruhsal olarak gelişiyorsun. Evet, eski Esra asla olmuyorsun. Hayatın sadece andan ibaret olduğuna inanan bir kadın olarak bu inancın daha da güçleniyor. Yeni hayatında Rasim''in ve Diego''nun fiziksel varlığı yerine artık sadece ruhlarının varolduğu yeni bir gelecek inşa etmek için düşünüyor, düşünüyorsun saatlerce...

Bazen daha duygusal, kırılgan, alıngan oluyorsun. Bazen daha isyankar. Bazen öfkeli... Bazen de umut dolu. Sevdiği adam olmadan yaşanacak geleceğe ürkek, ama bir o kadar da güçlü bakan Yeni Esra''ya hoş geldin diyorsun...