Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

Sansür, bağımsız Kürdistan için mi?

Diplomaside, dış politika ile azıcık ilgilenen her vatandaşın bildiği temel bir kaide vardır. Bir ülkenin ‘yurt dışı temsilciliğinin’ faaliyet göstermekte olduğu alan, fiilen o ülkenin ‘egemenlik alanı’ içerisinde sayılır.
Adamlar, göstere göstere sizin egemenlik alanınızda olan toprakları basıyor; ‘bayrağınızı’ indiriyor; konsolosluk görevlileri ile birlikte eşlerini ve çocuklarını da yanlarına alıp gidiyorlar.
Yetmiyor, yaklaşık 60 TIR şoförünü sırf üzerlerinde ‘T.C. pasaportu’ taşıdıkları için araçları ile birlikte kaçırıyorlar.
Siz ise hiçbir şey olmamış gibi olup bitenleri ‘turist’ gibi uzaktan seyrediyorsunuz?
Türkiye’nin ‘egemenliğini’ yok sayan silahlı çetelere bir tek laf etmeyip, olayın ‘arka planını’ sorgulamaya çalışanlara ‘balans ayarı’ çekmeye kalkışıyorsunuz:
- “Yazılı ve görsel medyadan rica ediyorum. Şu ara süreci tahrik ederek değil, lütfen yazmadan, çizmeden, fazla da konuşmadan takip edin. Zira bu tahrikler, karşı tarafta lehte değil, aleyhte gelişmelere neden oluyor.” 
Sonra da millet ‘gerçekleri’ öğrenemesin diye basına ‘yayın yasağı’ getirtiyorsunuz.

***

Güya yayın yasağı var ya, bazıları  “Vur deyince öldür”  misali işi iyice abarttılar.
Bütün dünya kamuoyu, kendilerini sürekli ‘Sünni’ olarak lanse eden Suudi Arabistan destekli ‘Selefi’ militanların, adeta ‘kurbanlık koyunları’boğazlar gibi insanları yere yatırıp ‘kafalarını’ kestikleri görüntüler ile çalkalanıyor.
Müslümanlığı adeta ‘canavarlık’ ile eş değer hale getiren insanlık dışı muameleler; CNN, BBC, El-Cezire ve CCTV başta olmak üzere saat başı bütün dünya televizyonlarında birinci haber olarak veriliyor.
Biz ise, bırakın ‘yanı başımızda’ olup bitenleri, esir edilen vatandaşlarımızın en azından ‘akıbetlerinin ne olduğu’ hakkında bile doğru dürüst bir haber alamıyoruz.
Oysa, malum mahkeme kararı ‘soruşturmaya zarar verecek, ‘rehinelerin güvenliğini tehlikeye atacak’ ve ‘devletin zafiyetini ortaya koyacak’haberlere yer vermeyin diyor; yoksa ‘üç maymunu oynayın’, ‘olanları görmezden gelin’ demiyor.
Aksi bir karar zaten ‘haber alma hürriyeti’ ile çeliştiği için ‘yok hükmünde’ olacak ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecektir.

***

Hani Adana’da aramaya yapılan TIR’larda bulunan silahlar Türkmenlere gidiyordu?
Görünen o ki, Türkmenlerin bırakın kendilerine gönderilen silahları, ‘kendi çabaları’ ile elde ettikleri tabancalarına sürecekleri ‘bir tek mermileri’ dahi yok.
Anavatanlarından koparıldıktan sonra Irak’ta her on yılda bir ‘Türk düşmanları’tarafından ‘zulme’, ‘işkenceye’, ‘katliama’tabi tutulan; Türkiye’nin çıkardığı engeller yüzünden kendi ‘milis gücünü’kuramayan ve artık ‘bir gece ansızın gelebilir’ umudu ile bekledikleri ağabeylerinden umudunu kesen Türkmenler, yeni bir ‘etnik temizlik’korkusu içerisinde binlerce yıllık ata topraklarını bırakarak kaçıyor. 
İşte bu ahval ve şerait içerisinde Irak’ın kuzeyinde ileride Türkiye’nin başına çıban başı olması gün gibi ortada ‘nur topu’gibi bir ‘gayrimeşru’bebek dünyaya geliyor.
Musul’da olup bitenleri fırsata dönüştürüp bir tek kurşun dahi atmadan bin yıllık Türkmen kenti Kerkük’e el koyan peşmerge ağası Mesud Barzani, stratejik ortaklarımız ABD, AB ve İsrail’in de örtülü desteğiyle ‘bağımsızlık’ ilan etmeye hazırlanıyor.

***

Bölgedeki gelişmeler, medyaya sansür girişimlerinin aslında ‘hangi amaca’ hizmet ettiğini yavaş yavaş ele veriyor.
Peki ya Türk milleti ne yapıyor?
Yüce Türk milleti ne yazık ki, bir zamanlar ‘dünyanın sayılı güçlerinden’ biri olarak gösterilen ülkeyi, izlediği ‘yalanlara dayalı’ politikalar ile adeta bir ‘muz’cumhuriyeti haline dönüştüren zatın ‘başkanlık koltuğuna’oturup oturamayacağını tartışıyor.
Yazıklar olsun

Yazarın Diğer Yazıları