Aynı karavanaya kaşık sallayanlar

Gece, gündüz, kar kış demeden vatan savunmasında görev yapan,

Yurt içinde ve sınır ötesinde terörle mücadele eden,

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluş ve kuruluşunun efsaneleri,

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ordusu,

Türk Silahlı Kuvvetlerimizim kahramanları neredesiniz?

Aynı karavanaya kaşık sallayanlar, birlikte çarpışarak şehitler veren, gazi olan Türk askerleri neredesiniz?

FETÖ ve AKP iş birliği ile oluşturulan 28 Şubat Kumpas Davası’nda hukuken değil siyaseten esir tutulan kahraman, şerefli, onurlu generaller esaretten kurtulurken neredeydiniz?

Baktım ki ne emekli, ne muvazzaf tek bir asker cezaevi kapısında yoktu.

Siyasi iktidarın isteği ile insafsızca mahkûm edilen kahraman generalleri sadece ve sadece ailelerinin karşılaması, vicdanlarınızı hiç mi acıtmayacak?

Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Başkanı ya da temsilcisi de yoktu karşılamada.

Siyasi iktidardan mı korkuyorsunuz?

Türk askeri korkar mı, sorumluluklarından kaçar mı?

Eğer 28 Şubat’ın “dönemin hükûmetini devirmek için yapılan bir askerî darbe” olduğunu iddia eden AKP iktidarına inanıyorsanız yazıklar olsun sizlere.

Özellikle o günün muvazzafları bugün ise emekli olan askerler çok iyi bilirsiniz ki;

-Hedefleri alçak Fethullah Gülen’in “hizmet” adı ile gizlemeye çalıştığı FETO adı verilen cemaat oluşumuydu.

Gülen cemaatinin amacının devleti ele geçirmek ve İslam cumhuriyeti kurmak olduğu MİT, Emniyet ve Jandarma’nın istihbarat raporları ile ispatlanmıştı.

İşte bu durum karşısında anayasanın verdiği sorumluluk gereği Türk Silahlı Kuvvetleri “laik cumhuriyeti” korumak amacı ile görev yaptı...

2002’de tek başına iktidar olan AKP ve Fethullah Gülen “askerî vesayeti kaldırmak” amacıyla iş birliği yapmasalardı 15 Temmuz hain darbe girişimi olamazdı.

AKP ile FETÖ’cü savcı ve hâkimlerle 28 Şubat Kumpas Davası’nı kurguladılar ve hukuken değil siyaseten esaret kararı verildi.

Asıl yargılanmaları gerekenler ise 15 Temmuz’un siyasi ayağında olup, hâlen iktidarda olanlardır.

Değerli okurlarım,

Erol Özkasnak’ı cezaevinde 2,5 sene önce “haber ve yazı yapmayacağım” diye söz verip ziyaret edebildim. Sözümü tuttum ama daha sonra hiçbiri için ziyaret izni alamadım.

Gerek Flash Haber Televizyonu’nda gerek bu köşede 28 Şubat Kumpas Davası mağdurlarını sürekli dile getirdim. Ancak aileleri ile sürekli temas hâlinde oldum.

Kollarımda şehit veren komando asteğmen ve 28 Şubat’ın tanığı 55 yıllık gazeteci olarak tahliye olan Ankara’daki şerefli generalleri ziyaret ettim.

Ankara’da olmayanları da arayarak hayırlı olsun dileklerimi ilettim.

***

Tahliye olan silah arkadaşlarını cezaevi kapısında karşılayan tek bir general vardı:

-Orgeneral Hurşit Tolon.

3 yıl siyaseten esir tutulan Tolon General tahliye olurken özetle şunları söylemişti:

-“3 yıl sonra sizinle beraber özgürlüğü teneffüs ediyorum. Elbette söylenecek çok şey var ama kesinlikle belirtmek isterim ki, zihinlerinde ve gönüllerinde böyle büyük bir kumpasın, böyle bir tertibin, böyle bir katakullinin mağduru olmuş olan yüzlerce yurtsever, kahraman evladı, aydınlar, yazarlar, düşünürler, öğretim üyeleri, akademisyenler, bu bulunduğumuz yerde yakında göreceksiniz, bir adaletsizlik müzesi olacak olan bu yerde, çok haksızlıklara uğradık.”

İşte bu sözlerin sahibi olan ve 28 Şubat kumpas davası mağdurlarına büyük bir vefa gösteren emekli Orgeneral Hurşit Tolon’u da yürekten kutluyorum.

28 Şubat kumpas davasının her duruşmasına tutuksuz olmasına rağmen katılan ve beraat eden şerefli bir isim esaret halindeki komutanlara destek verdi:

-Emekli Albay Alican Türk.

“Bitmeyen Sömürü 28 Şubat” kitabını yazan Türk, davanın kumpas olduğunu belgeleriyle ispatladı.

Sosyal medya hesabından bıkıp usanmadan 1002 gün “X” hesabından mesaj paylaşan ve komutanlarını unutmayan, unutturmayan oldu Alican kardeşim.

Türk soyadına yakışanı yapıp komutanlara muhteşem bir vefa örneği gösterdi.

Helal olsun sana kahraman cesur asker Alican Türk kardeşim…

Unutulmasın ki; Her Türk asker doğar.

Askerlerine düşmanlık yapanlar, düşmanlarına askerlik yaparlar…

Yazarın Diğer Yazıları