Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mustafa Hakan ÜNSER

Mustafa Hakan ÜNSER

Seçim Yalanları

“Yalan söylediklerini biliyoruz.

Yalan söylediklerini biliyorlar.

Yalan söylediklerini bildiğimizi biliyorlar.

Yalan söylediklerini bildiğimizi bildiklerini biliyoruz.

Ama hâlâ yalan söylüyorlar...”

Aleksandr Soljenitsin'in bu satırlarını okuduğumda "Lozan Antlaşması’nın gizli maddelerinin 2023'te açıklanacağı" yalanını nasıl yalanlayamadığımızı hatırladım.

Her ne kadar siyasi taktiktir diyerek anlayışla bakmaya çalışsam da bazı siyasilerin söylemleri birçoğunuz gibi beni de hop oturtup hop kaldırıyor. Nasıl hâlâ gözümüzün içine baka baka yalan ve iftiralara devam edebiliyorlar anlayamıyorum. Bu tavırlarında ısrarlı olmalarının sebebini seçmenin verdiği tepkiye bağlıyorum. Ülkemizde uzun zamandır yalanın bir karşılığı yok. Yalancıya uygulanan bir yaptırım da yok. Aksine sonuç alıyorlar ve sonuç aldıkça da yalan söylemeye devam edecekler.

Yalan, siyaset mühendisliğinin ve oportünistlerin mütemmim cüzüdür. Yalanla birbirlerine bağlanırlar. Biri satar biri alır. Oportünizmi kesinlikle olumlu anlamda kullanmadığımı belirtmek durumundayım ki maalesef bu kavram ülkemizde öncelikle; siyasetin, ticaretin ve hayatımızdaki birçok alanının belirleyici ögesidir. Hatırlayın; bu oportünist davranışı sınav sorularının çalındığı süreçte gördük: Bazı veliler çocuklarını sınav sorularını çalmakla meşhur dershanelere sırf bu sebepten gönderdiler. Basit gibi görülen bu oportünist tavır, soru çalarak iş sahibi olmuş, gününü kurtarmak için geleceğini terör örgütlerine ipotek etmiş çok önemli meslek ve makam sahiplerinin oluşmasına neden olmuştu. Sonucunda toplumda onarılmaz yaralar açıldı.

Siyaset mühendislerinin öncelikli taktikleri yalan içerikli haberler, duygusal manipülasyonlar, haber dışı medya yönlendirmeleri, sosyal medya kampanyaları ve anket manipülasyonları olarak sıralanabilir.

Siyaset mühendisliğinin hedefi ise tercihlerini parti programı, dünya görüşü ve inançları dışında menfaatlerini önceleyerek yapacak olan oportünistlerdir. Siyaset mühendisleri ülkemizde manivela olarak çoğu zaman vatan, millet, bayrak ve inanca dair değerleri kullanıyor; terör, LGBT ve feminizm karşıtlığı üzerinden ilerliyorlar. Seçimler yaklaştıkça hülasası yukarıdaki cümle olan ne akıl almaz işler, ne numaralar göreceğiz ve söylenenler iftira mıdır, gerçek midir, kurgu mudur çoğu kez bilemeyeceğiz.

Siyaset mühendisliği çalışmaları imkân işidir. Dolayısı ile devlet imkânlarına sahip olan iktidar partisi tarafından yapılması daha mümkündür. İktidarın tepesinde biri veya birilerinin bu işlerle uğraşmadığını düşünmek için çok saf olmak gerekir. İletişim Başkanlığı neden kuruldu? Bakmak lazım; dört milyar lirayı aşan yıllık bütçesi ile milletin menfaati için neler yapmış, görev tanımının dışına çıkmış mı?

Yine bakmak lazım; seçim arifesinde Anadolu’nun küçük bir ilçesinde Cumhur İttifakı’na hizmetiyle meşhur birine bir muhalefet partisinin mikrofonunu verdirip o partinin seçmeninin ve yöneticilerinin davranışlarını ölçmek gibi sosyal deney yapmak kimin görevleri arasındadır?

Elbette siyaset çok boyutlu çok seçenekli bir alandır, süreçleri ve sonuçları da tek bir seçimle sınırlandırılamaz. Oylarımızla sadece belediye başkanını ve yönetimini seçmeyeceğiz. Her seçim gibi bu seçim de hükûmet için bir güven oylaması, bazı gündemler için bir referandum, bazı konular için bir yol göstericidir.

Onun için beklentim yalanla, montajla, iftirayla, dış güçler, masonlar, sabetaylar ve illuminati vb. hikâyeleriyle ile değil, gerçek ekonomik veriler, göçmen meselesi, gelecek projeleri, millete ve insanlığa katkı gibi konular üzerinden seçim yapabilmektir.

Yalansız bir dünyanın olamayacağının farkındayım. Bunları söylerken siyaseti düz, tatsız ve zekâsız bir ortamda yapmayı da önermiyorum. Sadece tuzak kurmadan daha ahlaklı ve vicdanlı bir ortam olmasını istiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları