Türkiye’yi bu komisyon bölecek!

Adı, “Bağımsız Türkiye Komisyonu” ymuş. Liberaller ona “Akil Adamlar” adını takmış. Allah Allah!
Komisyon, Başkanları Martti Ahtisaari Başkanlığında Türkiye’ye gelmiş, soluğu Diyarbakır’da almış. Belediye Başkanı ve ayrılıkçı Kürtlerle görüşmüş. Diyarbakır Valisine uğramasa olmaz, kamuoyunu yatıştırmak lâzım değil mi, o da öyle yapmış, Vali Beyle de görüşmüş. Ankara’ya uğramış Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul’a gitmiş Başbakan Recep Tayip Erdoğan’la görüşmüş.
Gel de  “Allah Allah!” deme?!
Bir kere, “Bağımsız Türkiye Komisyonu” ne demek?
Türkiye, Birinci Cihan Harbi’nden sonra emperyalist güçlerin sınırlarını cetvelle çizdikleri ülkelerden biri mi ki “Bağımsız Türkiye Komisyonu” adlı uluslararası bir kuruluş var? Türkiye’yi bir “Komisyon” mu kurdu, yoksa Türk milletinin iradesi ve o iradenin tecelli ettiği Meclis ve Kurtuluş Savaşı mı? Nefsinde Türkiye’yi kuran Milli Meclis’in hassasiyetlerinden zerresini taşıyan bir vatan evladı dünkü müstevlilerin oluşturduğu  “Bağımsız Türkiye Komisyonu” diye bir komisyonu nasıl içine sindirebilir, ben anlayamıyorum. Neymiş efendim bu kuruluş Türkiye ile AB arasında iyi işler yapmak için kurulmuş. Öyleyse adı niye “Türkiye AB Hayırlı İşler Komisyonu” değil de “Bağımsız Türkiye Komisyonu”?
Sonra söyler misiniz, bunun bir benzeri olmuş mu AB’nin geçmişinde? Mesela Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve diğerleri AB yolculuğu yaparken onların adına da bir “Bağımsız bilmem ne ülkesi Komisyonu” kurulmuş mu? Yoo... Bu yalnızca Türkiye için var, ne hikmetse. Tabi “Ne hikmetse” dememiz lafın gelişi.. ’Ne hikmetse’nin hikmeti Komisyonun soluğu Diyarbakır’da alması ve bölücülerin isteklerini kaydettikten sonra bu istekleri nasıl hayata geçirebiliriz diye Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’la görüşmesi ile ortaya çıkıyor.
Zâten..
Komisyonun başındaki Martti Ahtisaari’nin kimliği komisyonun aslında “Bağımsız Türkiye Komisyonu” değil “Bağımsız Kürdistan Komisyonu” olduğunu bas bas bağırıyor. Bugüne kadar hangi benzer soruna el atmışsa Ahtisaari, o ülke bölünmüş. Güney Afrika’yı bölmüş, bir Namibya çıkarmış. Sırbistan’dan bir Kosova çıkarmış. Endonezya-Özgür Aceh çatışmasında devreye girmiş, Endonezya’dan bir Aceh çıkarmış. Şimdi de,  “Bağımsız Türkiye Komisyonu” adı altında soluğu Diyarbakır’da almış.. Bizim liberaller de tutmuş bunlara “Akil Adamlar” deyivermiş. Niye? Niye olacak, millet uyanmasın diye tabi.  “Akil Adamlar”  yani, Türkiye’nin iyiliğini isteyen masum, saf, temiz ihtiyarlar canım...
Yiyene afiyet olsun da..
Mesele o kadar basit olsa keşke..
Hiç de öyle değil. Öyle değil çünkü işin içinde İsrail var, işin içinde CIA var, işin içinde BM var, işin içinde NATO var, işin içinde PKK var, işin içinde AB var, işin içinde Barzani’nin Kürdistan’ı var. İşin içinde olmayan bir “Türkiye” ve “Türkler” ile Türkiye’den ayrılmak istemeyen Kürtler, yani Kürtlerin en az yüzde 92’si.
Birileri bir plân yapmış, tıkır tıkır işliyor.
Yarın bu plânın 2001’de İsrail tarafından nasıl dile getirildiğini Yüce Katırcıoğlu’nun Ülkü Ocağı Dergisi’nin Ocak 2001’de “Basından Seçmeler” altında “Gündem” gazetesinden alıntıladığı bir yazısından yerimizin imkânları ölçüsünde aktaracağım inşallah.
Evet, bu komisyon ilginç bir zamanda geldi..  Gelişi ile Türkiye’de bir şeyler birdenbire “hızlanıverdi”. Bir borsa kuruldu adeta, Öcalan değerlendi, BM ve NATO değerlendi, PKK değerlendi...  Millî unsurların hisseleri düşmeye başladı?!

Yazarın Diğer Yazıları