Şimdi anlaşıldı mı AKP’nin kerrakesi?

Şimdi anlaşıldı mı AKP’nin kerrakesi?

Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raporunda, Türkiye'nin, dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etme çabaları takdir ediliyor!

Avrupa, tabii ki Suriyelileri, Afganları istemiyor ve Türkiye'nin onları kendi topraklarında tutmasına destek veriyor. Bu desteğin sebebi, sadece sığınmacı akınından korkmaları değildir. Çünkü 13-17 milyon sığınmacı, Avrupa'ya her ülkenin nüfusuna orantılı olarak dağıtılmış olsa bu akından çok az etkilenirlerdi. Asıl hedefleri, AKP, HDP(PKK) ve HÜDA PAR ile aynıdır: Türkiye'nin nüfus yapısını değiştirmek ve değişen nüfusu öne sürerek Türk devletini yıkıp yerine yeni bir devlet kurmaktır...

***

Tayyip Erdoğan’ın, "Milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan bir anayasa hedefliyoruz." sözlerine ilk destek HÜDA PAR ve Yeşil Sol Parti'den geldi.

AKP sözcüleri de zaman zaman "yeni devlet kurmak"tan, “1921 Anayasası'na dönmek”ten söz ediyor. Millet İttifakı’nın bildirisinde de benzer bir ifade vardı!

Daha önce de hatırlattığım gibi "1921 Anayasasına dönülsün" diyen, hepsinden önce Abdullah Öcalan'dır.

Terör örgütünün başı Abdullah Öcalan'ın, 2010'daki Anayasa değişikliği sürecinde "Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye'nin yaşadığı sorunların çözülmesi için 1921 Anayasası'nın günümüze uyarlanması gerekir" söylemi biliniyor. Bunu da "Mustafa Kemal, Birinci Meclis döneminde Türk demedi, Türkiye halkı dedi, Türk Milleti demedi, millet dedi" gibi kabullere dayandırıyor.

Tam da bu konuda Cumhuriyet'e konuşan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, Erdoğan’ın da 1921 Anayasası’na işaret etmesine karşı, “Cumhuriyetin anayasası 1924’tür” dedi. Bozkurt, “Milletin çeşitliliği olmaz çünkü çeşitli olan şey millet olmaz. Millet; ortak dil, tarihsel birikim, vatan ve gelecek hayallerini gerçekleştirmek için kararlı olandır” diye konuştu. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıllık kuruluş felsefesiyle zıtlaşılmaması gerektiğini vurgulayan Bozkurt, “Anadilde eğitim ve eşit yurttaşlık üzerinden farklı etnisite tanımı yapılmamalı. Yoksa 72 dilde eğitim yapılan bir ülke yaratılır” uyarısında bulundu.

Avukat Gülseren S. Aytaş, yıllar önce hatırlatmıştı:

"1-2 Kasım 1922'de Birinci Meclis'in çıkardığı Saltanatın Kaldırılmasına Dair Kanun'da, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu ve sahibi olan Türk milletinin egemenliği padişahtan aldığı, Osmanlı İmparatorluğu'nun yerine yeni ve millî bir Türk devleti kurulduğu izah edilmekteydi. Türkiye'nin ortaklık devleti olarak kurulmadığı, egemenliğin asla bölüşülmediği, Türkiye'nin millî bir Türk devleti olduğu ifade edilmekteydi. Birinci Meclis kararıyla sabittir ki bu esas devletimizin temel ilkesidir; hiçbir suretle değiştirilemez."

Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz da Cumhuriyet’e konuştu ve Erdoğan’ın “millet çeşitliliği” tanımının, “laik millet tanımıyla sorunlu bir siyasi anlayışın din temelli, uluslaşmamış çoklu kimlikler yaratma arzusu olarak yorumlanabileceğini” söyledi. Boyunsuz, “Ülkemizde ulus devlet devrimi büyük oranda başarılmıştır. Bu, anayasa maddesine yazılarak yok edilemez” ifadelerini kullandı.

Elbette Anayasa değiştirilerek ulus devlet yok edilemez de nüfus değiştiriliyor; ulus devlete yönelik asıl tehdit bu!

***

Millî sporcu, dünyanın önde gelen dağcılarından ve arama kurtarma konusundaki liderliğiyle tanınan Nasuh Mahruki ise konuyu şöyle değerlendirdi:

"Şimdi anladınız mı, neden önüne gelene Türk vatandaşlığı dağıtıyorlar, neden sınırlarımızdaki mayınları söktürdüler, neden askerimizi sınırlardan geri çektiler ve namusumuz olan sınırlarımız yolgeçen hanına döndü, neden 17 milyon ve her gün artan sayıda sığınmacıyı, mülteciyi, kaçağı ülkemize doldurdular ve dolduruyorlar. Cumhuriyet’imizin 100. yılında ulus devletimizi yıkacak, ümmet devletinin, şeriatın, hilafetin yolunu açacak Anayasa değişikliğini dayatmak için.”

Kırmızı Kedi Yayınevi sahibi Haluk Hepkon da "Milletin çeşitliliği ve zenginliği lafıyla sığınmacı istilası meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Dün FETÖ'ye ve kumpaslarına karşı çıkmak ne kadar önemliyse bugün de sığınmacı istilasına ve bu istilayı meşrulaştıracak yeni anayasaya girişimine karşı çıkmak o kadar önemlidir" dedi.

Kısacası "Şimdi anlaşıldı mı Vehbi'nin kerrakesi" yerine “Şimdi anlaşıldı mı AKP’nin gerçek yüzü?” diye sormak gerekiyor...

Yazarın Diğer Yazıları