RÜZGARLI SOKAK

RÜZGARLI SOKAK
Pamuk ipliğine bağlı iktidar

17 Aralık’tan sonra Başbakan’ın kimyası bozuldu!.. Paralel devlet korkusuyla yasa üstüne yasa çıkaran, polisi, yargıyı hallaç pamuğu gibi atan Başbakan Erdoğan’a bir darbe de art arda yaşanan istifalarla geldi. AKP’nin Meclis’teki vekil sayısı 318’e geriledi.
Kulislerde istifaların daha da artacağı fısıltıları her gün dolaşıyor. Özellikle Mart ayının ikinci haftasında toplu istifaların gündeme gelebileceğinin konuşulduğu günlerde AKP Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet Kastal’ın iktidar kulisinde sohbet ettiği arkadaşına hükümetin pamuk ipliğine bağlı olduğuna ilişkin değerlendirmeleri duyuldu. Hükümetin durumunun her geçen gün kritik noktaya yaklaştığından yakınan Kastal, şunları söylüyordu:
 “Ülkenin geleceği 20 aklıselim insana bağlı. Bunlar giderse ne olur? Hükümet kalmaz. Darmadağın olur. 15 yönetici de giderse hepten mahvoluruz. Cemaatçiler 10 kişi bir şey olmaz demeyin. Onlar gitti de ne oldu diyorsunuz ama durum her geçen gün kritik noktaya geliyor. Dikkatli olmamız gerekiyor” 

 

BDP Hakkâri İl Başkanı’ndan al haberi
Oslo, Habur ve İmralı pazarlık süreci derken terör örgütü PKK, bölgede fiilen özerlik ilan ediverdi. Malum tartışmalarla Erdoğan, terör örgütünün bölgede vergi adı altında haraç toplayıp maliye oluşturduğunu, mahkemeler kurduğunu, şehirlerde eşkıyaların ulu orta gezindiğini millete unutturdu.
BDP’lilerin resmen ilan etme kararı verdikleri özerkliğin fiilen uygulandığını Hakkâri İl Başkanı Mehmet Sadık Yıldırım’ın ağzından CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan kulaklarıyla duyan isim oldu.
BDP Hakkari Milletvekili Esat Canan ve BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ile Meclis lokantasında karşılaşan CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, masada oturan BDP Hakkari İl Başkanı Mehmet Sadık Yıldırım’a nezaketen bölgede neler yaşandığını sordu. Aldığı yanıt öyle yenilir yutulur cinsten değildi. Mehmet Sadık Yıldırım, Hakkâri’de özerklik uygulamasına çoktan başladıklarını anlatarak  “Biz zaten özerkiz. Seçimlerden sonra bir şey yapmamız gerekmiyor. Biz istediğimiz valiyi, emniyet müdürünü, kaymakamı ya da kamu görevlisinin atamasını yapıyoruz. Bunun için ayrıca bir çalışma artık yok. Bizim için özerklik fiili olarak başladı. Sadece ilanı kaldı”  dedi.

 

Kerameti kendinden menkul komisyon başkanı
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Balyoz ve Ümraniye davalarından hükümlü ve tutukluların bulunduğu cezaevlerine bugüne kadar hiç uğramadı. Muhalefet partili üyelerin her davetini de geri çevirdi. 
Ayrıca Balyoz ve Ümraniye davalarında taraf olduğunu da açıkça ilan etti. 
Aynı Ayhan Sefer Üstün geçtiğimiz Perşembe tam da komisyon toplantısının sürdüğü saatlerde Ümraniye davası tutuklusu eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu’nun tedbiren tahliye edildiği haberini aldı. Bunun sevindirici bir gelişme olduğunu dile getiren Üstün,  “İnşallah diğer hastalar için de aynı gelişmeler yaşanır” dedi. 
Ardından söz alan AKP Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu, bunun sevindirici olduğunu ancak daha kötü durumda olanların da bulunduğunu söyledi. 
Söz sırası BDP Adana Milletvekili Murat Bozlak’a da geldi. Bozlak, Hilmioğlu’ndan  “adam”  diye bahsederken  “Adamın çıkmasından yanayım. Ancak ondan bin kat kötü durumda olanlar var. Demek ki sahipli olacaksın, sahipsiz olduğunda olmuyor”  diye konuştu.
Söz yine Üstün’e geldi, Adli Tıp’ta bir sorun olduğunu ifade eden Üstün, cezaevleri alt komisyonunun, kurumdan uzmanlar çağırarak, sürecin neden geç işlediğinin değerlendirilmesini istedi. 
Üstün, Adli Tıp raporları gelmeden mahkemelerin karar veremediğini, Cumhurbaşkanı takdir kullanacaksa, kullanamadığını vurguladı. 
Üstün, Hilmioğlu’nun tahliyesinden de kendisine pay çıkarmayı ihmal etmedi:
 “Komisyonun ayağı uğurlu geldi. Geçen hafta Silivri’de Hilmioğlu, 15 gün önce de Numune Hastanesi’nde bir hasta ziyaret edildi. Her iki kişi de tahliye oldu. Hastaların ismini verin, tahliye yolu açılıyor!”  deyiverdi.

 

Bilmediği köyde kuş arayan MHP’li vekil...
HP İstanbul Milletvekili Durmuş Ali Torlak; Meclis’in mütevazı ve hoşsohbet isimlerinden biri. Uzun zamandır başı hükümetle dertte olsa da gülümsemeyi hiç unutmuyor. Aynı zamanda iş adamı da olan Durmuş Ali Torlak’ın şirketinin aldığı ihaleler birer birer iptal edilmiş.  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın baskılarından bir türlü kurtulamamış.
Torlak, sıkıntılarını çevresine yansıtmasa da Tuzla’daki evinde beslediği kuşlarla paylaşıyor. Kuş beslemek yetiştirmek, en büyük hobileri arasında Torlak’ın. Hal böyle olunca da MHP’li mebustan onlarca kuş anısı dinlememek mümkün değil. Binden fazla cins cins kuş sahibi olan Torlak’ın yolu yıllar önce Şanlıurfa’ya düşüyor. Cins güvercinleri ile ünlü ilde sorup soruşturuyor, satın alacağı kuş arıyor.
Tavsiye üzerine Torlak, yanında bir arkadaşı olduğu halde atlıyor arabaya Şnlıurfa’nın bir köyüne gidiyor. Üstelik yakasında üç hilalli MHP rozeti de var. Torlak daha sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
 “Köyde bir derneğe girdik, kuş yetiştiricileri buradaymış. Selam verdim selam almadılar. Soğuk bir yüzle yarım ağızla konuştular. Kuş sordum, satılık olmadıklarını söylediler. Bir olağanüstülük olduğunu anladım ama mesele de yapmak istemedim. Neyse döndük geldik Şanlıurfa’ya, İl başkanına yaşadıklarımı anlattım. Biraz da sitemkâr konuştum. İl başkanı ne dese beğenirsiniz, ’O gittiğin yer Öcalan’ın Ömerli köyüydü.”