Siyasî aforizmalar...

Geçen gün bir televizyon kanalında TBMM eski başkanlarından Cemil Çiçek'i dinledim. Kendi hayat hikâyesi etrafında gelişen sohbette söz günlük siyasete gelince C. Çiçek yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal psikolojisi içinde kem küm ettikten sonra çareyi Yahya Kemâl'den bir söz nakletmekte buldu:

"Mevkî sahiplerine en büyük kötülük dini bütün hayranlarından gelir."

Bu anlamlı söz bana zaman zaman akıl defterime kaydettiğim siyasî aforizmaları hatırlattı. Bugün onlardan bir demet sunmak istiyorum sizlere...

1- Siyasî sahada en tehlikeli tâviz, dînî tâvizdir.

2- Partizanlık mezhep kavgaları kadar tehlikelidir.

3- Siyasî makamların şişirdiği adam, kendi görüşlerinin mahz-ı hakikat olduğunu kabul ettirmek ister.

4- Siyasette en büyük hatâ, kuvvetsizi kuvvetli görmek ve ondan bir şeyler ümit etmektir.

5- Balık ağzı gibi devamlı açılıp kapanan ağızlardan neler duymazsınız ki... Duyduklarınızın hepsini hulasâ edelim mi: Ben her şeyim!..

6- İnsan, her şeyde nefsini merkez yapmaya çalışırsa, kendini kendinde unutur.

7- Topyekûn ben diyen, topyekûn hiçtir.

8- Politikanın girdiği yere ikiyüzlülük de girer.

9- Dili yaldızlı olanın içi parlak değildir.

10- Politikada acıma ve vefa diye bir şey yoktur.

11- Siyasette dostluklar takas usûlü yürür.

12- Siyaset karakteri bozar.

13- Üst yönetimdeki bilgisiz insan, bir dağın tepesindeki insana benzer. Her şey ona küçük görünür.

14- Politikada yanlış yola sapanlar daima hızlı yürürler.

15- Emretmeye alışanlar, itiraza kolay kolay tahammül edemezler.

16- Bir saman çöpü gibi zevâitten olan insana mevkî ve salahiyyet vermeye gelmez. Sonra o, ısırgan otu olur.

17- Uşak ruhlular, irtikâyı (yükselme) el etek öpmekte ararlar.

18- İkiyüzlülerin büyüğü, siyaset adamlarının küçüğüdür.

19- Politikacılar dünyanın her yerinde aynıdır; köprü yapma sözü verirler, ama ortada ırmak yoktur.

20- Siyasî alanda tutkular ve inanışlar çarpışır, pek az da düşünceler...

21- Siyasette, doğru her zaman biraz geç söylenir.

22- Politikada kabahat hiçbir zaman öldürenin değil, daima ölenindir.

23- Ciddîlik, lüzumsuz alkışa tahammül edemez.

24- Alkışta israf, alkışlananı tembelliğe sevk eder.

25- Sadâkatte ifrata ne ad vermeli?

26- Kolay şöhrette asâlet aramayınız.

27- Sâhib-i devlet olana öfke yakışmaz.

28- Muvaffakiyet (başarı) sarhoşluğu, günün birinde o muvaffakiyeti gölgeleyebilir.

29- Her siyaî parti kendi yalanını yutarken ölür.

30- Mağdurun hâmîsi, iktidarda da mağdurun hâmîsi olabilmelidir.

31- Âdilin hiddetinden değil, zâlimin tebessümünden kork.

32- Makamın tapusu yoktur. Bugün ona, yarın başkasına.

33- Hep evet dersek, hayır demeyi unuturuz.

34- Bir cemiyette kuvvet, fikirden önce gelirse, ortada adalet nâmına bir şey kalmaz.

35- Güneş batmadan akşam olmaz. Basının özgürlüğü elinden alınmadan diktatörlük olmaz.

36- Siyaset, ileride olabileceği olmadan evvel görüp zamanında tedbir almaktır.

37- Diplomasinin değeri, kılıç kınındaki pastan anlaşılır.

38- İnanmadığı bir mevzûyu hararetle mudafaa eden adam, hatâlar komedyasının baş rolündedir.

39- Bir siyaset adamının bazen iktidar mevkiinden uzaklaşmasının sayılamayacak kadar çok faydası vardır.

40- En büyük pâye, ilim pâyesidir. İlmi siyasete feda edenlere bunu nasıl anlatmalı?

Son söz:

"Siyasî taassup bir çukurdur, düşen çıkamaz//Çıksa da içindeki parti putunu yıkamaz." (Li-müellifihî)

Yazarın Diğer Yazıları