Erdoğan'ın imzasıyla feshedilen İstanbul Sözleşmesi için Danıştay kararın iptalini talep etti. Sözleşme uygulansaydı bu kadınlar fotoğrafta değil hayatta olabilirdi

Erdoğan'ın imzasıyla feshedilen İstanbul Sözleşmesi için Danıştay kararın iptalini talep etti. Sözleşme uygulansaydı bu kadınlar fotoğrafta değil hayatta olabilirdi
İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesiyle ilgili Danıştay'da görülen davada, savcı kararın iptalini talep etti.

Başta kadın örgütleri olmak üzere birçok kitle örgütü, siyasi partiler ve baroların fesih kararının iptaline yönelik açtığı 15 davanın duruşmasının görülmesine bugün saat 09.00’da başlandı. Danıştay Savcısı Aytaç Kurt, İstanbul Sözleşmesi''ni fesheden kararın iptalini talep etti.

"ERDOĞAN’IN KARARI HÜKÜMSÜZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla alının kararın ‘hükümsüz’ olduğunu söyleyen Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey Erden, “Haziran ayı bir anlamda ‘İstanbul Sözleşmesi dava ayı’ olacak” diyerek şöyle devam etti: “İstanbul Sözleşmesi’ne Türkiye’nin girme kararı nasıl ki toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bir demokratik toplum idealini önüne koyan bir sembol ise sözleşmeden çıkma kararı cinsiyetçiliğe dayalı otoriter, baskıcı, gerici toplum düzenini tercih eden bir siyasal yaklaşım tercihinin sembolü oldu. İstanbul Sözleşmesi’nin feshine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı nereden bakarsanız bakın hukuka, kanunlarımıza açıkça aykırı. Buna rağmen hukuka aykırı bir karar çıkarsa Danıştay’ın politik karar vermesi bizi şaşırtmayacak.”

Birgün''den Dilara Şimşek''in haberine göre, karar ne olursa olsun mücadeleden vazgeçmeyeceklerini kaydeden Erden şu ifadeleri kullandı: “Yasal düzenlemelere uymanın değil, uymamanın norm haline geldiğini görüyoruz. Bırakın küçük çocukların haklarını, yetişkin bireylerin bile hakları için her daim mücadele etmesi gereken bir dönem. Her geçen gün artış göstermekte olan şiddet olaylarının önüne geçebilmek için toplum dinamiklerinin değişmesine ihtiyacımız var. Türkiye’de tek bir kadının bile şiddete maruz kalmayacağı güne dek buradayız, mücadele edeceğiz.

Biz buraya 20 ailemizle birlikte geldik. Öldürülen kadın kardeşlerimizin ablaları, kardeşleri, kızları, babaları, abileri aramızdalar. Fotoğraflarını açtılar. Kızına cinsel istismarda bulunan eşinden ayrılan ve öldürülen Döndü Şengül''ün ailesi burada. Karabük''te defalarca kez karakola giden Vildan Akkaya korunmadı. Vildan''ın ailesi burada. Biz kadınları öldüren erkekleri sadece tutuklatmak istemiyoruz. Biz kadınların her alanda korunmasını istiyoruz. Öldürülen kadınların asıl katili devlettir. Çünkü kadınları yoksulluğa iten onları korumayan devlettir."

"14 VE 23 HAZİRAN’DA DANIŞTAY’DAYIZ"

28 Nisan’da görülen ilk duruşmada yaklaşık bin kadın avukatın katılımıyla Danıştay tarihinin en kalabalık davasının görüldüğünü hatırlatan Eşitlik İçin Kadın Platformu’ndan (EŞİK) Avukat Yelda Koçak, şöyle konuştu:

“28 Nisan’da tarihi bir gün yaşadık. Bu ivmeyi hiç düşürmeden bugün de 14 Haziran''da da 23 Haziran’da da Danıştay’da olacağız. Bu dava önemli dava. Sadece İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmak için değil; AKP iktidarının bunca yıllık iktidarlığında yaptığı bütün kadın düşmanı politikalara karşı ses olmak adına ordayız. Bu nedenle özellikle kadına yönelik düşmanlaştırıcı, ayrıştırıcı, ayrımcı söylemleri, ''sürtük'' gibi cinsiyetçi küfür ve hakaretle bile açıkça dile getiren partili cumhurbaşkanının olduğu atmosferde İstanbul Sözleşmesi duruşmasında güçlü olmak önemli. Tüm Türkiye’den farklı siyasi ya da örgütsel dinamiklerden oluşturulan bütünlükle davalar açıldı. Bu birliktelik ve ortaklaşma zemini çok kıymetli. Bu kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinin zeminidir ve İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkma zeminidir. Bu nedenle bugün duruşma salonunda da yansıtmak istiyoruz. Yine tarihi bir gün bizi bekliyoruz. İstanbul ve diğer illerden otobüsler kaldırılacak, bireysel katılımlar olacak.”

İlgili Haberler