Susmak yakışıyor mu?

Görüntüleri izlerken gözlerime gayet inandım; hiç şaşırmadım.

Herkes kendine yakışanı yapar.

***

Gerilerden depara kalkarak, kalabalığı yara yara, ite kaka en ön sıraya ulaşarak, partisinin eski Genel Başkanını, hem CHP'li hem de kadın Büyükşehir Belediye Başkanı'yla yan yana yürümek zülünden(!) kurtaran, eh bir de tabii o gün çekilecek bütün fotoğraf karelerinde "başrolde" olmayı garantileyen AK Partili vekil kendine yakışanı yapmış! TBMM çatısı altında bin beterlerini görmedik mi; tam türünden beklendiği gibi davranmış!

***

 "Şehremini" olarak tam da olması gereken yerde olduğu halde, kenara itilen, fiziksel yahut psikolojik fark etmez şiddet yoluyla yerine geçilen, netice itibariyle darbeye uğrayan Özlem Hanım kendine yakışanı yapmış; hem makamına, hem kadınlığına uygun olgunluk, soğukkanlılık ve nezaketle davranmış. Yoksa kalır mı hiç altında; namı yeter "Topuklu Efe"

***

Muhalefet kendine yakışanı yapmış; "Olmaz böyle şey" diye bağırmış, çağırmış, ortalığı ayağa kaldırmış!

***

Kadınlar; muhalif siyasetten, medyadan, sivil toplumdan, evinin mutfağından her kesim, her statüden kadınlar, kendilerine yakışanı yapmış bu muameleye karşı ortak tavır almış.

***

Biz, yani medya mahallesinin "elini vicdanına koyma" hasletini yitirmemiş mensupları, kendimize yakışanı yapıyoruz, eleştiriyor, kınıyor, ayıplıyoruz…

***

Peki AK Partili kadın milletvekilleri, belediye başkanları, parti yöneticileri; iktidardaki kadınlar?

Herkesin siyasette bir "rolü" var ve gereğini yapmak üzere sahnede; ya kadınlar?

Bu olay karşısında onlar kendilerine neyi yakıştırıyorlar; sırf siyaseten ayrışıyorlar diye hemcinslerine dönük şiddeti sineye çekmeyi mi?

AK Partili "erkekler" belki aralarında goy gol malzemesi bile yapmış olabilirler bu görüntüleri; izleyip izleyip eğlenmiş olabilirler. Kendisine, ancak, sandıkta tekraren yenildiği kadın rakibini kaba kuvvetle iterek yer açabilmiş arkadaşlarını "kahraman" ilan etmiş olabilirler. Arayıp tebrik etmiş olabilirler.

Ya kadınlar?

Onlar da bunu sandıktaki hezimetin rövanşı mı sayıyorlar? Kendilerine hak mı görüyorlar?

AK Parti'yle sınırlandırmakla haksızlık yapmayayım; MHP'li kadınlar neden susuyorlar?

Siyasetteki erkek şiddetine son çağrısında bulunmak "beka sorunu" yaratmaz herhalde memlekette!

Dalkavuk düzeni…

Aydın'da tanık olduğumuz "protokolde yer bulamama hışmı" ekseriyetle o çirkinliğin muhatabı olan Özlem Çerçioğlu üzerinden, "kadın" kimliğiyle ilişkilendirilerek tartışıldı. Ben de öyle yaptım.

Oysa…

Orada, AK Partili vekilin Binali Yıldırım'ın yanında saf tutabilmek için itip kaktığı kişi Özlem Hanım değil de Özlem Bey de olsaydı, sorunluydu. Bir iktidar partisi milletvekilinden muhalefet partili isme değil, bir muhalefet partisi milletvekilinden iktidar partili isme de yönelse sorunluydu. Hatta aynı partiye mensup kişiler arasında, Genel Başkan'a yakın olma mücadelesi sırasında da yaşansa yine sorunluydu.

Düğünde komşusuna yer tutan teyze gibi kendisine yakın teşkilat mensuplarına yer tutanlardan, oturduğu koltuktan kalkmamak için rezillik çıkaranlara, masada genel başkanına yakın oturabilmek için araya adam sokanlardan, protokolle aynı otelde kalamayacağını öğrenince gezi terk edenlere, "kare"de görünebilmek için birbirini ezenlere, birilerinin kareye girmemesi için adeta lobi faaliyetine girişenlere; kimleri ne hallerde gördü bu gözler. Kadınlar da var ha bunlara tenezzül edenler arasında…

Galiba temel mesele siyasette var olabilmenin yolunun "dalkavukluk"tan geçtiği düzene karşı durup duramadığımız aslında!

Ne ucube bir dil!

"Yüzde 54 oy alan belediye başkanımızı ittirme terbiyesizliği…"

"Yüzde 54 olan belediye başkanımıza ihale vermeme hadsizliği…"

Böyle ucube bir dil oluşmaya başladı muhalefette.

Yüzde 10 oyda kalmış olsa reva mı olacak o hareket yani?

Yahut, hukuki bir işlem üzerine ne etkisi olabilir kişinin sandıkla ele geçirdiği gücün?

İktidarın en çok eleştirdiğimiz tavırlarından biri bu değil miydi?

Muhalefet niye bu sakat mantıkla yorumluyor mağdur edildiğine inandığı her olayı şimdi?

DAVET

ATO Congresium'da yapılan Ankara Kitap Fuarı'nda;

Bugün saat 15.00'te, 1 No'lu salonda söyleşim…

Bugün saat 16.00'dan 19.00'a kadar TESUD standında kitap imzam…

Yarın saat 13.00'ten 18.00'e kadar A604 Galeati standında kitap imzam var…

Hepinizi bekliyorum.

 

Yazarın Diğer Yazıları