PKK’nın hain planları AKP’de karşılık buldu

PKK’nın hain planları AKP’de karşılık buldu
PKK’nın hain planları AKP’de karşılık buldu

Devlet Bahçeli, bir yandan teröristbaşı Öcalan’la müzakere yürütüp, diğer yandan Türk milliyetçiliğini karalamaya çalışan

Devlet Bahçeli, bir yandan teröristbaşı Öcalan’la müzakere yürütüp, diğer yandan Türk milliyetçiliğini karalamaya çalışan Başbakan Tayyip Erdoğan’a, 1991’de Refah Partisi İl Başkanı iken parti yönetimine sunduğu “Kürt sorunu” raporunu hatırlattı

 

Bölücü talepleri savundu

 

Partisinin il başkanları toplantısında Erdoğan’a, 22 yıl önce altına imza attığı “Kürt” raporunu hatırlatan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kürt kimliğinin tanınmasını, Kürtçe’nin eğitim dili olmasını, her etnik gruba ana dilde eğitim-öğretim hakkı verilmesini utanmadan, sıkılmadan savunabilmiştir” dedi.

 

Milliyetçilere düşmanlık etti

 

Bahçeli, şöyle devam etti:  PKK’nın hain planları karşılık bulmuştur. Erdoğan buna dünden razıdır. İmralı canisini parlatmanın fırsatını kollamıştır. MHP’ye karşı düşmanca eğilimi gittikçe kuvvet kazanmıştır. İmralı canisinin müzakere ortağı sıfatını kazanması bir ihanet planından başka bir şey değildir.

 

Referandum ortaklığı yaptı

 

Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Bahçeli, Başbakan’ın hesabının, BDP ile işbirliği yaparak 330 rakamını bulmak amacında olduğunu belirterek, “Referandum yoluyla, medyanın desteği, okyanus ötesinin sıcak bakışı ile ve yalan propagandayla başkanlık sistemini kabul ettirmek istiyor” diye konuştu.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin il başkanları ile Kızılcahamam Patalya Otel’de düzenlenen toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın 1991 yılında Refah Partisi İl Başkanıyken “Kürt sorunu” hakkında parti yönetimine sunduğu raporda, tıpkı bugün “Türk Milliyetçiliğini karalamaya çalıştığı” gibi, milliyetçi hareketin siyasi felsefesini “Türk ırkçılığı” olarak itham ettiğini belirtti. Bahçeli, “Daha o günlerde, sözde Kürt sorununu çözmek için bir reçete hazırlayan Başbakan Erdoğan, bu kapsamda ‘Kürt kimliğinin tanınmasını’, ‘Kürtçe’nin eğitim dili olmasını’, ‘bunun yanı sıra Türkiye’deki her etnik gruba ana dilde eğitim-öğretim hakkı verilmesini’ utanmadan, sıkılmadan savunabilmiştir” dedi. Bahçeli şöyle devam etti:

 

İhanet planı

 

“Türkiye’nin resmi ideolojisinin de ırkçı olduğunu iddia eden Başbakan devletin meşru güçlerinin PKK terörüyle mücadelesini, ‘Devletin geleneksel zora ve silaha başvurma’ yöntemi olarak tanımlamış ve bu yöntemin iflas ettiğini söylemiştir. Başbakan bu raporunda ‘Devlet ile PKK’nın çatışmasında kendilerinin devletçi bir safta görünmemesi gerektiğini’ ifade etmiş ve PKK terörü konusunda devletin kullandığı bölücü, terörist ve ayrılıkçı gibi söylemlere dayanan resmi üslubun benimsenmemesini önermiştir. Bizzat kendisi söz konusu raporunda fren tutmayarak, PKK terörü kadar, devlet terörünün de kınanması gerektiğini dile getirmiştir. Bu zihniyet için devlet ile bölücü terör örgütü PKK, terazinin iki eşit kefesinde olup, esasen aralarında hiçbir fark yoktur. Başbakan ve partisinin bu ortam içinde PKK’yı meşrulaştırma ve İmralı canisine sözde barış elçisi ve çözüm yanlısı bir statü kazandırma arayışı aslında yıllar içinde daha da ilerleme kaydetmiş özürlü bir mantığın ve bakışın eseri olarak görülmelidir.” 22 yıl önce beyan edilen plan ve projelerin küresel telkin ve dayatmalarla bugün gün yüzüne çıktığını ifade eden Bahçeli, “Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve anayasa değiştirmek için kol kola girmeye hazırlandığı bölücü terörün siyaset ayağının teklifleri” birlikte ele alındığında Başbakan’ın geçmişteki düşüncelerine yavaş yavaş yaklaştığının açıkça görülebileceğini söyledi. Başbakan Erdoğan’ın hazırladığı bu rapor ile PKK’nın siyasi talep listesinin manidar benzerlikler taşıdığını belirten Bahçeli, şöyle konuştu:  “Anlaşılmaktadır ki, PKK’nın hain planları çoktan karşılık bulmuştur. İmralı canisinin örgütüyle telekonferans yoluyla haberleşme eşiğine gelmesi de bir rastlantı değildir. Başbakan Erdoğan buna dünden razıdır ve zaman içinde İmralı canisini parlatmanın fırsatını kollamıştır. Görülmektedir ki, Başbakan’ın şaibeli siyaset yolculuğunda ideolojik özü ve ana hedefleri değişmemiş, değişen sadece taktığı siyasi maskeler olmuştur. ”

 

Türkiye’yi terk etmediği takdirde
mutlaka hesabını verecektir

 

Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Devlet Bahçeli, Başbakan’ın hesabının, BDP ile işbirliği yaparak 330 rakamını bulmak amacında olduğunu belirterek, “Referandum yoluyla, medyanın desteği, okyanus ötesinin sıcak bakışı ile ve yalana dayalı propaganda gücüyle başkanlık sistemini halka kabul ettirmek istiyor” diye konuştu. Mahalli idareler seçiminde AKP’nin gerileyeceğini ve önemli oy kaybına düşeceğini savunan Bahçeli,“Bu seçim sonuçları Cumhurbaşkanlığı veya kendisinin arzuladığı şekliyle demokratik padişahlık olan başkanlık sistemini ve devlet başkanı olma hayalini suya düşürecektir ve 2015 yılında AKP denen bir siyasi partiden eser kalmayacaktır” dedi. Devlet Bahçeli, “Millet iradesi, bugünkü siyasi iktidardan bu milleti kurtardığı gün esas tarihi sorgulama yüzleşme ve hesap sorma o gün başlayacaktır. Bunun muhatabı Recep Tayyip Erdoğan, yandaşları ve kendisine faydalanmak için destek veren aldatmacılar olacaktır. Cenab-ı Allah bunu bize nasip ederse Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’yi terk etmediği takdirde hesabını mutlaka verecektir” diye konuştu.