Türkiye gibi olmak istemiyorlar

Türkiye gibi olmak istemiyorlar

Geçtiğimiz günlerde, Avrupa’nın ortasında bir ülkenin vatandaşı, kendi hükümetini protesto ettiği yürüyüşte “Türkiye gibi olmak istemiyoruz” diye pankart açtı.

Çarpıcı ve bizim için üzücü bu pankart üzerine, pankartın açıldığı ülkeden ve vatandaşlarının neden Türkiye gibi olmaktan korktuklarından kısaca bahsetmek isterim…

Polonya ve Türkiye

Türkiye’nin yönetim ve temel hak ve özgürlüklere yaklaşımı ekseninde son yıllarda en çok benzetildiği ve kıyaslandığı ülke öncelikle Macaristan.

Polonya ise, Macaristan ve Türkiye’nin izinden popülistleşme ve otoriterleşme yolunda ilerleyen bir ülke.

Polonya’da, Adalet ve Hukuk Partisi (PiS), 2015’teki seçim zaferinin ardından ilk olarak Anayasa Mahkemesi’ne kendisine sadık hâkimleri atadı, emeklilik yaşını aşağı çekerek de kendisinden önce göreve gelen hâkimlerin emekli olmasını sağladı. Kamu medyası partizanlaştırıldı. Çeşitli grupların hak ve özgürlükleri sınırlandı.

Neticede Avrupa Birliği, bu otoriterleşme eğilimine karşı Polonya’ya ayırdığı bütçeyi sınırladı ve yargı bağımsızlığını tesis etmesi şartı getirdi.

Ancak Polonya’daki otoriterleşme eğilimi öyle yüksek boyutta ki, iki yıl kadar önce Macaristan ve Polonya, Avrupa Birliği fonlarından yararlanmanın hukukun üstünlüğü ilkesine bağlanmasını, Avrupa Adalet Divanı’na taşıdı. Yani, adeta “hukukun üstünlüğü ilkesi”ne savaş açıldı.

(Merak edenler için belirteyim, elbette ki bu mücadeleyi kazanamadılar. Adalet Divanı, Birliğin çıkarlarının bir üye ülkenin dahi hukukun üstünlüğü ilkesini ihlal etmesiyle ciddi bir şekilde tehlikeye girebileceğine karar verdi.)

Her iki ülkenin de Adalet Divanı ile anlaşmazlığı, yargı üzerinde aşırı kontrol uygulamalarından, medya özgürlüğünü kısıtlamalarından ve toplumun bazı kesimlerine hak ihlali yapmalarından, bu yolla da hukukun üstünlüğü ilkesini geriletmelerinden kaynaklanıyor.

İşte hukukun üstünlüğü ile derdi olan bu ülkelerden Polonya’nın muhalif vatandaşları geçtiğimiz günlerde Türkiye gibi olmaktan korktukları için yürüdüler.

Halihazırda sonbaharda gerçekleşecek seçimlerde iktidarın en büyük rakibi olan isme siyasi yasak uygulanması tehlikesi var ve Polonya halkı “bu kadarı da olmaz” diyor.

Türk basınına da yansıyan bazı görüntülerde yer aldığı üzere, bazı Polonyalılar ise “Türkiye ve Macaristan gibi olmak istemiyoruz” diyor.

Türkiye gibi olmak

Oysa 1960’lı yıllara ait olduğu yazılan başka protesto fotoğraflarında, İngiltere’de hükümetin kamu hizmetlerinde eşit ücret vermeyi reddetmesini protesto eden İngiliz kadınlarının ellerindeki kartonlarda “İngiliz kadınları, Türk kadınlarından daha mı az değerlidir” diye yazdığı görülüyor.

Belki en basit tabiriyle, o dönem gerçekten de İngiliz kadınları Türk kadınlarını kıskanıyor” ve protestolarına Türkiye’yi olumlu bir örnek olarak taşıyor.

Türkiye gibi olma”nın olumsuz manada kullanılıyor olması, bugün Türkiye’nin yönetiminin liberal demokrasiyi hiçe sayan anlayışı ve başta hükümet sistemi ile yargıda gerilemeye yol açan reformlarıdır. Bu değişikliklerle gelen adaletsizlik, öngörülmezlik, kötü ekonomi, yüksek işsizlik, düzensizlik, plansızlık, ne yazık ki, Türkiye’yi artık kıskanılmak bir yana, benzemekten korkulan ülke haline getirmiş durumda.

Yazarın Diğer Yazıları