ABD olmadı İran lideriyle görüşebildi...

ABD olmadı İran lideriyle görüşebildi...
ABD olmadı İran lideriyle görüşebildi...

ABD Başkanı Obama’nın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le ikili görüş yapmaması, “Büyük müteahhitler taşeronlarla ay

ABD Başkanı Obama’nın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le ikili görüş yapmaması, “Büyük müteahhitler taşeronlarla aynı masaya oturmaz” sözleriyle değerlendirildi.

 

ABD Başkanı Obama, uluslararası toplantılarda hem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la hem de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le ikili görüşme yapmadı. Bu durumu değerlendiren emekli Büyükelçi Onur Öymen, hükümetin izlediği yanlış dış politikanın  Türkiye’yi  yalnızlaştırdığını  belirterek, “Türkiye içerde ve dışarda çifte yalnızlık yaşıyor. Obama’nın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmemesi ABD’nin rahatsızlığını açıkça ortaya koyan işarettir” dedi.
Öymen, ABD’nin  rahatsızlığını davranışlarıyla açığa vurduğunu söyledi. Türkiye’nin izlediği politikaların herkesin tepkisini çektiğini anlatan Öymen, şöyle konuştu:  “Diplomaside şekil esastır. İki ülkenin nezaket kuralları çerçevesinde aynı düzeyde temaslarda bulunması gerekir. Olağanüstü durumular olmadığı sürece muhatabınız hasta olur, yurt dışında olur o zaman sonra konuşulur. Bu tavır sizinle görüşmek istemediklerini, aynı zamanda sizin görüşlerinize önem vermediklerini ve sizinle görüşecek bir konuları olmadığını gösterir. İzlediğiniz politikalardan rahatsızlık duyduklarını, bu tür olaylarla diplomaside anlatırlar. Türkiye’nin politikaları rahatsızlık veriyor.”

 


İsrail kırılma noktası
Öymen, AKP’nin önceliği Batı’yla bütünleşmek yerine Orta Doğu’da liderlik politikasına vermesinin, sıkıntıyı artırdığını ifade etti. Türk kamuoyunun da AKP’nin politikalarından hoşnut olmadığının görüldüğünü anlatan Öymen, kırılma noktasının Başbakan Erdoğan’ın Mısır olaylarında İsrail’in parmağının bulunduğunu açıklaması olduğunu söyledi. Öymen, “Bunlar iyi işaretler değil. Türkiye yalnızlığa itildi. Almanlar Merkel iktidarıyla birlikte AB üyeliğine karşıydılar, imtiyazlı ortaklık diyorlardı. Son olarak bunu da kaldırdılar. Stratejik işbirliği söylemini getirdiler. Sarkozy gitti ama değişen bir şey yok. Türkiye’de bunları tartışamıyorsunuz. Tartışacağınız ortamı da kaldırdılar” diye konuştu.

 


Keklik gibi avlandı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin  de Başbakan Erdoğan’ın G-20 zirvesindeki durumunu “keklik gibi avlandı” sözleriyle değerlendirdi. Tekin, “G-20’den bir savaş kararı çıkarabilir miyiz derken, bunların haberi bile olmadan, çay kahve içerken keklik gibi avlandılar. Türkiye’ye geldikten sonra Suriye ile ilgili kararı fark edebildi. Türkiye burada taşerondur ve büyük müteahhitler toplantıya taşeronları almazlar. Bu böyledir. Taşeronluk görevi başka bir şeydir. Oyun kurucular, büyük müteahhitler taşeronlara danışmazlar” diye konuştu.
AKP’nin küresel oyuncu sözlerinin de boş bir iddia olduğunu ifade eden Gürsel, hükümetin küresel oyuncak haline geldiğini ifade etti. Türkiye’nin Irak ve Suriye’de küresel bir oyuncağa döndüğün belirten Tekin, şunları söyledi: “Orta Doğu’da şu anda Türkiye’nin itibarı sıfır noktasındadır. Bir ‘One Minute’olayıyla Orta Doğu kahramanı olarak tanıtıldı. Aynı Başbakan bugün Orta Doğu ülkelerinin hiçbirine gidecek durumda değil. Dün kahramanken birden bire ne oldu da Türkiye tek başına bırakıldı? Bu durum yanlış dış politikadan kaynaklanıyor. Türkiye’nin uzun süre barışçıl bir dış politikası vardı. Türkiye hiçbir dönem taşeronlaşmamıştı. Öncelikle milli çıkarlarımızı ön planda tutmalıyız. Başkalarının milli çıkarları bizim milli çıkarlarımızın önünde olursa hem Amerika’da hem Rusya’da keklik gibi avlanırsınız ve tek başınıza dönersiniz.”

 


Kirli savaş
Tekin, Obama’nın kendisiyle görüşmek isteyen Gül’ü, Başkan Yardımcısı Biden’e yönlendirmesini doğal karşıladığını da belirtti. Tekin, “ABD işin sahibi, taşeronla görüşmüyor. Başkan, muhatabını genel müdürüne yönlendiriyor. AKP iktidarı,  kirli savaşın parçası olmaktan vazgeçecek. Aksi takdirde bu muameleyle daha çok karşı karşıya kalır” dedi.

 

Obama ile epeyce konuşmuş!

BM Genel Kurulu vesilesiyle New York’ta temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, heyetindeki gazetecilerle Türk Evi’nde sohbet etti. Sohbette Gül’e “Salı günü öğle yemeğinde Obama ile aynı masadaydınız. Neler konuştunuz?” sorusu yöneltildi. Gül de, “Yemekte epeyce konuşma fırsatımız oldu. Bir ikili görüşme yapsak ancak o kadar konuşurduk herhâlde. ’Konuşmanı dinledim.’dedi. Bazı konuları, mesela kimyasal silahlarla ilgili sürecin BM Güvenlik Konseyi’ne sağlam bir şekilde bağlanmasını o da dile getirdi. ’Ben biraz daha ileri giderek söyledim’dedim. ’Özellikle Suriye konusunda dediklerinin hepsini dinledim’dedi. Sonra biraz da İran’ı konuştuk. Aslında daha önce de kendisiyle bunu konuşmuştuk. İlk seçildiğinde ” İran’ın yeni lideriyle yeni bir dönem başlıyor “ diye çok anlatmıştım. İyi niyetle başlayan bir kişi var. Fikirleri de ortada. Yeni bir uzlaşma için bu fırsatı iyi değerlendirmek gerek. Onları hatırlattı, ’zaten sen konuşmuştun’diye. Bu yakınlaşmanın da doğru olduğunu söyledim. Mektup gönderdiler. O faydalı oldu epeyce.”
Obama ile bir araya gelemeyen Gül,  New York’ta İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüştü. Görüşmede ağırlıklı olarak, başta Suriye olmak üzere bölgesel sorunların çözümüne yönelik iş birliği, Türkiye-İran ilişkileri ve ikili üst düzey ziyaretlerin karşılıklı olarak gerçekleştirilmesi konuları ele alındı. Gül, Suriye’deki insanlık dramının bir an önce sona erdirilmesi için Türkiye ile İran’ın yakın ve yapıcı bir yaklaşım içinde iş birliğinin gerekli olduğunu söyledi.