Yeni sloganımız: Ambargolar bizi yıldıramaz!

Türkiye savaşın ortasında... Biz Karabağ'da, Azerbaycan'la birlikte işgalci çetelerine karşı mevzi kazandık.

Ermenistan'a uçaklar dolusu silah gönderen Batı yenilgiyi sineye çekmeyecektir. Bize sürekli çelme atılacaktır. Fransa kendi parlamentosunda, olmayan devletin, Karabağ'ın bağımsızlığını tanıyacak kadar pervasızlaştı. Erivan bile böyle bir oyuna girmemişti. Aptallıkta sınır yok!

Bu hükûmet (yani Saray), düşe kalka, yanıla yenile, arada bir çıkıntı olsa da Azerbaycan'a sınırsız desteğiyle "Türkiyelilik"ten "Türk"e, "Türk"ten "Turancılığa" gelmenin nasıl bir fayda sağladığını gördü. Bir şeyi daha gördü. Ele muhtaç olmamak için kendi savunma sanayisini geliştirmenin şart olduğunu...

Ambargoyla tehdit çok ağır. İnsanın gururuna dokunuyor. Almanya bile bizi ambargoyla tehdit etti. Libya'da BM'nin tanıdığı meşru hükûmet var. İsyancılar, Trablus'a girdi girecek, Türkiye'den yardım istiyor, Almanya oradan kafa uzatıyor... "Siz Libya Millî Mutabakat Hükûmeti'ne yardım ediyorsunuz, size silah satmıyoruz!" Daha önce de PKK ile mücadeleyi engellemeye kalkışmışlardı.

1960'lı yıllardan 1970'li yıllara Kıbrıs Türklerini Rumlar katlederken hiçbir ülke "Ne yapıyor bu Rumlar, akıllarını mı yitirdiler!" demedi. Türkiye mecburen müdahale etti. Dün yazdım, ABD öyle bir ambargo koydu ki, elimiz kolumuz bağlandı.

Bu ambargo bize 1975'te Aselsan'ı kurdurdu. Sonra Havelsan, sonra TUSAŞ/TAİ, sonra Roketsan geldi... Allah bilir nükleer silah için de çalışmalar sürüyordur. Herkesin var, bizim niye olmasın!

ABD yine ambargo koydu. Az ambargo çok ambargo koydu, demenin bir mantığı yok. ABD bir NATO ülkesine tavır almıştır. 

Recep Tayyip Erdoğan'ın önceki günkü konuşmasını önemsiyorum. Diyor ki:

"Bu nasıl bir ittifaktır? Bu nasıl bir müttefikliktir? Bu karar ülkemizin egemenlik haklarına yönelik aleni bir saldırıdır. Kararın gerekçesi nedir? Gerekçe, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi almasıdır. Peki, Türkiye bu yola ne için başvurmuştur? Amerika çok uzun zamandır kendi elindeki hava savunma sistemlerinin ülkemize satışına izin vermiyor. Kaldı ki F-35 uçaklarının bine yakın parçasını Türkiye üretiyor ve Amerika'ya veriyor. Senato'da çıkan engellerin yanı sıra, bu sistemleri almak için istediğimiz şartların hiçbirini karşılamayan Amerika, biz ihtiyacımızı başka bir yerden karşıladık diye yaptırım silahını çekmiştir.(...) Asıl amaç, ülkemizin savunma sanayiinde son dönemde başlattığı atılımların önünü keserek yeniden bizi mutlak olarak kendilerine bağımlı hale getirmektir. Üstelik bunu kendi yayınladıkları raporda alenen belirtiyorlar."

Siz Şakir Zümre'yi (1886-1966) sobalarıyla tanırsınız. O, Türkiye'de ilk uçak ve denizaltı bombasını yaptı.

Nuri Killigil (1881-1949), Enver Paşa'nın kardeşi. 1918'de, İslâm/Turan Ordusu'nun komutanı olarak Azerbaycan'a girdi, Türkleri katliamdan kurtardı. Onun bir özelliği daha var. İlk yerli silah ve mühimmat fabrikasını kurdu. İsrailliler, Araplarla savaşa tutuştuklarında Nuri Killigil, Arap orduları için silah ve cephane üretti. 2 Mart 1949 da fabrika infilak etti veya ettirildi. Nuri Paşa'yla beraber 28 kişi hayatını yitirdi.

Silah üretmek o kadar kolay değil. Aselsan'da mühendisler peş peşe "intihar" ettiler. İntiharlar şüpheli.

Ne olursa olsun mutlak surette yerli silahımızı üretmeliyiz.

Talebeliğimizde çok slogan attık. Şimdi içimden slogan atmak geldi: Ambargolar bizi yıldıramaz!

Yazarın Diğer Yazıları