Yerel siyasetten bıkmış muhalifler

Yerel siyasetten bıkmış muhalifler

Seçimden önce yalnızca yerel siyaseti konuşuyorduk. Belki 10 yaşından itibaren her yaştan insan politikayı takip ediyor, sohbetler, tartışmalar hep bunun üzerine dönüyordu.

Aslında bu durumun yanlış olduğunu, iyi işleyen bir demokraside, vatandaşın siyasetle bu kadar ilgili olmayacağını, nitekim kim yönetime gelirse gelsin yerleşik düzeni bozacak gücünün olamayacağını, bozmaya çalışması halinde halkın yönetimde değişikliğe gideceğini, bu nedenle de yönetimde kimin olduğunun çok büyük önemi olmadığını daha önce izah etmiştim.

Yani, siyasetle ilgilenmek, aslında yolunda gitmeyen bir şeylerin olmasından veya iktidar değiştiğinde bazı kazanımların kaybedileceğine dair korkudan kaynaklanıyor.

Her iki hâlde de yerleşik düzenin sallantıda olduğu kötü bir düzen haiz demek oluyor ki, bu da vatandaşları politik yapıyor.

Ancak bugün, seçimlerin üzerinden yaklaşık 2 ay geçmişken, hatta ilk turdan itibaren sayarsak 2,5 ay geçmişken; muhalefet seçmenine, bir haller oldu:

Muhalefet seçmeni, politikaya ilgisini kaybetti.

Umutsuzluk mu bıkkınlık mı?

Muhalif seçmen, zamlardan dem vursa da muhalif partiler ve onların iç karışıklıkları hakkında konuşmuyor, bu minvalde dönen tartışmaları takip etmiyor, yazılanları okumuyor. Adeta iç siyasete olan ilgisini, fişi çeker gibi çekti ve bağlantısını kopardı.

Şimdi bu ne anlama geliyor?

Muhalif seçmen için Türkiye artık yukarıda tanımladığım, yerleşik düzeni kusursuz işleyen bir ülke haline mi geldi yani?

Elbette öyle değil.

Ancak seçimlerden sonra gerçekten de muhalefet seçmeni muhalefet partilerine olan ilgisini kaybetti. Takip etmemesine rağmen duyduğu bazı açıklamalara daha da sinirlenen seçmen, iç siyasetten iyice kopuyor.

Tabii bu durum, iktidara yarıyor. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun Halil İbrahim sofrası” olarak adlandırdığı masayı, Kurtlar sofrası”na benzetti. İşin kötü yanı, muhalif seçmenin öfkesi de benzer şekilde düşünmesine neden oluyor.

Seçmeni de düşünmek gerek

Şimdilerde ana muhalefet ikiye ayrılmış, yenilikçiler ve değişimciler diye gruplaşmış; yerel seçimlerde İYİ Parti ve CHP ittifakı kurulacak mı belirsiz; küçük oy oranına sahip partilere duyulan heyecan zaten tamamen kaybedilmiş vaziyette.

Hâl bu iken 8 ay sonra yerel seçimler için muhalif seçmen sandığa gitmeye bile hevesli olmayacak gibi görünüyor.

Ancak muhalefet öncelikle seçmenin ilgisini yeniden çekmenin yolunu bulmalı.

Umutlarını yıktıkları ve güvenlerini kaybettikleri seçmeni sandığa gitmeye ikna edecek bir çözüm mutlaka gerekiyor. Hem de bir an önce…

Yazarın Diğer Yazıları