Moda dünyası sadece podyumda değil, kulislerde de heyecan yaratıyor.
Bu hafta o kulislerden biri epey ses getirdi. Japon e-ticaret devi Zozo, İngiltere merkezli moda pazaryeri Lyst’i 154 milyon dolara satın aldı.
Evet, 700 milyon dolarlık değerlemeden buraya düşmek biraz hüzünlü görünebilir ama bu hikâyede sadece kayıptan değil, değişimden, dönüşümden ve yeni fırsatlardan da söz ediyoruz.
Biraz geri saralım…
Lyst, 2010 yılında Londra'da kurulmuş, tam bir dijital moda vitrini.
Chris Morton ve Seb Trepca'nın kurduğu platform, binlerce markayı tek çatı altında toplayıp kullanıcıya “al bakalım, hepsi burada, istediğini seç” demiyor da, “gel beraber bakalım, ne arıyorsun, hangisi sana uyar” diyerek daha samimi bir yaklaşım sunuyor.
Satışları doğrudan yapmıyor, kullanıcıyı markanın kendi sitesine yönlendiriyor. Yani bir nevi moda dünyasının akıllı rehberi gibi.
Bugün 190 ülkede hizmet veriyor, 27 binden fazla markayı listeliyor. Gelirinin %30’u ABD, %24’ü Birleşik Krallık, %34’ü ise Avrupa'dan geliyor. Global düşünmüşler, lokal kalmamışlar yani.
2021’de 85 milyon dolarlık yatırım alarak 700 milyon dolarlık değerlemeye ulaşınca, IPO (İlk Halka Arz) için düğmeye basmışlardı. Ama hayat her zaman planlandığı gibi gitmiyor işte…
Pandemi sonrası dünya biraz toparlandı ama e-ticaret rüzgârı o eski hızında esmedi. Tüketici tekrar mağazaya döndü, yapay zekâ hype oldu, yatırımcılar da gözlerini o tarafa çevirdi.
Amazon, Temu gibi devler de pazarda daha çok yer kaplamaya başlayınca Lyst’in manevra alanı daraldı. Zor bir dönemdi.
Tam bu noktada devreye Zozo girdi. Kendi içinde Zozotown, Zozosuit, Wear by Zozo gibi markaları barındıran bu Japon devi, Lyst’in ruhunu öldürmeden onu sahiplenmeyi teklif etti.
Anlaşmaya göre Lyst, CEO Emma McFerran yönetiminde bağımsız kalacak. Yani şirketin DNA’sı değişmeyecek ama artık sırtını güçlü bir yapıya dayayacak.
Emma McFerran da bu birleşmeden umutlu, “Bu Lyst için heyecan verici bir dönem,” diyor. “Zozo Group’un parçası olarak hem müşterilerimiz hem de iş ortaklarımız için güçlü fırsatlar sunacağız.”
Bu sözler öylesine söylenmiş gibi durmuyor, çünkü gerçekten güzel bir sinerji ihtimali var ortada.
Bir düşünün…
Teknoloji odaklı Japon bir dev, yapay zekâ ve veri analizinde güçlü. Diğer yanda moda trendlerini doğru okuyan, kullanıcının neyi neden aradığını iyi analiz eden bir İngiliz girişimi.
Bence bu evlilikten güzel şeyler doğabilir.
Bir örnekle bağlayayım…
Geçen gün bir arkadaşım arkadaşı Paris'e gitmeden önce "şöyle sade ama şık bir trençkot bulamıyorum" diye yakınıyordu. Zara’ya baktı, Mango’ya baktı…
Lyst üzerinden bir arama yaptı, üç tıklamayla tam da aradığı gibi bir parçayı keşfetti. Marka Fransa’dandı, linkten yönlendirildi, alışverişi oradan tamamladı. İşte bu Lyst’in farkı.
Şimdi bir de Zozo’nun teknolojik kaslarıyla bu sistem daha da kişiselleşirse, kullanıcı belki de “kendini yansıtan” parçaları hiç aramadan karşısında bulacak.
Moda artık sadece giyinmek değil, kendini ifade etmenin bir yoludur. Ve bunu anlayan platformlar kazanıyorlar.
Lyst için yeni bir sayfa, Zozo içinse Avrupa’ya daha güçlü bir adım oldu.
Moda teknolojisi geleceğini izlemeye devam!
