28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak” suçundan yargılandığı davanın 69. duruşması dün yapıldı. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı. Mağdur-müşteki olarak ifade veren dönemin DYP Genel Başkan Yardımcı Mehmet Ali Yavuz, 28 Şubat sürecinin en büyük mağdurunun Tansu Çiller ve DYP olduğunu belirterek, “Ancak dava başladıktan sonra sahte mağdurlar türedi” dedi. Sanık avukatlarından Ümit Kara’nın “Sahte mağdurlar kimdir?” şeklinde sorusu üzerine Yavuz şu cevabı verdi: “Hiç alakası olmayan mesela başbakanın kızı, o zaman 10-12 yaşında Sümeyye Erdoğan’ın mağdur olduğunu gördüm, hayretle karşıladım. Çocuk yaştaki insan nasıl mağdur olur.” İfadesinde 28 Şubat sürecini Çiller’i bitirme hareketi ve sivil darbe olarak nitelendiren Mehmet Ali Yavuz, bu darbeyi Batı Çalışma Grubu (BÇG), medya patronları, iş adamları, beşli çete olarak bilinen STÖ’lerin gerçekleştirdiğini öne sürdü. Yavuz, bu operasyonun medya koordinatörünün de Uğur Dündar olduğunu ve Çiller’e karşı her türlü karalama kampanyasını onun yürüttüğünü iddia etti. Sanıklardan Alican Türk, o dönemde Çiller’in basın danışmanlığını yapan Mehmet Bican’ın “28 Şubat’ta devrilme” kitabını hatırlatarak aynı süreci yaşayan bu kişinin farklı şeyler anlattığını hatırlattı ve “Bu kitabı okudunuz mu, Mehmet Bican’ı tanıyor musunuz?” diye sordu. Mehmet Ali Yavuz bu soruyu, “Mehmet Bican, Çiller’in basın müşavirliğini yaptı bir dönem. O da başka kervana katılanlardandır. Kitabını okudum başka bir şey söylemek istemiyorum” diye cevapladı.
